•but now we're stressed out•

701 51 9
                                    

∗

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


"Yujin... yalvarırım ağlama artık. Gözlerinin hâline bak, millet demez mi gelin zorla gelmiş gibi diye."

Yujin'in gözyaşları üzerindeki gelinliğe damlarken Seoyun'a baktı.

"Öyle zaten. Zorla evleniyorum."

Hıçkırdığında kızlar sessiz kalmıştı.

"Umarım o masaya oturmadan önce cenazem çıkar buradan."

"Ne biçim konuşuyorsun!"

Areum elindeki çantayla ona vurduktan sonra saçlarını karıştırdı.

"Kızlar siz de gidin hazırlanın. Vakit yaklaştı." Seoyun konuştuktan sonra Yujin'in yüzünü çevirdi.

"Ağlarsan makyaj yapamam."

Areum Bora'nın koluna girerek odadan çıkarken Alice gözlerini onun kıyafetinde gezdirmişti.

"Sen ne ara hazırlandın? Çok ateşli görünüyorsun, bu arada."

Areum gülmeye başladı.

Bahçede Johnny ile birlikte oturan Jaehyun'un gözleri ona kaydı, gülüşünü görmeyeli çok uzun zaman oluyordu.

"Sicheng nerede?"

Bora, Johnny'ye doğru seslendi.

Jaehyun ve Johnny ayağa kalkıp onların Yanına geldiler. Jaehyun iç çekerek cevapladı onu.

"Taeyong hyungla birlikte Doyoung'ın yanına gittiler. Çok ağlıyor."

"Yujin de öyle.."

Alice üzgünce konuştuktan sonra derin bir nefes aldı.

"O zaman biz de giyinelim hadi. Areum çoktan hazırlandığına göre dışarıda kalabilirsin, değil mi?"

"Ama-"

"Görüşürüz."

Alice gülümseyerek Bora'nın kolundan tutup içeri çekerken Johnny'ye göz kırpmıştı.

"Sen de elbisemi getir."

Johnny arabaya gidip elinde kıyafetle eve geri döndüğünde, Alice beklemeden kapıyı kapattı.

Ve sonunda yalnız kalmışlardı.

"Daha güzel olmuşsun."

Jaehyun kısık sesle mırıldandıktan sonra Areum'un bakışlarını görünce devam etti.

"Zaten öylesin."

O günden beri bir hafta geçmişti ve hiç konuşmamışlardı, Yujin'in düğün hazırlıkları ve Doyoung'ı sakinleştirmekle geçmişti zaman.

"Biraz yürüyelim mi?"

Areum sorduğunda Jaehyun başını salladı. Zaten ona asla hayır diyemezdi.

"Utangaç olmanı anlamıyorum. Zaten daha önce bir sürü şey yaşadık, neden böyle davranıyorsun?"

Dayanamayıp sordu Areum.

"Ben bilmiyorum. Biraz çekiniyorum sanırım."

Aslında Areum da çekiniyordu, sadece gerginliği azaltmak için normal davranmayı deniyordu.

Jaehyun Areum'un eline uzanıp parmaklarını onunkilere geçirdi.

"Gitmeyeceksin değil mi?"

Her an elinden alacaklarmış gibi tutuyordu onun elini. Areum sahte bir kızgınlıkla omzuna vurdu.

"Gitmeyeceğim dedim ya."

"Hyerin'i öldürmek istedin, kabul et. Çok kıskançtın."

Areum kaşlarını çattı. "Anma onun adını. Bana karşı iyi olsaydı nezaketli olurdum. Beni kışkırtıyordu."

"Biliyorum. Onu konuşup vaktimizi harcamayalım güzelim."

Derin bir nefes aldı Jaehyun. "Mingyu nereye kayboldu? Seni hep bırakıyordu her yere."

"Bensiz döndü. Dün konuştum, evlenirseniz gelirim dedi."

Jaehyum gülmeye başladı.

"Aslında onu pek sevdiğim söylenemezdi ama şu an gözüme girdi. O zaman arkadaşın yakında döner mi?"

Areum onun kastettiği şeyi anladığında nefesi kesildi. Jaehyun'la evlenmek...

"Sen gelsin diyorsan gelir."

Cevap verdiğinde Jaehyun gülümsedi. "İki hafta sonra gelebilir mi?"

Areum yavaşça başını salladığında Jaehyun kollarını açtı. Beklemeden sarıldıklarında Areum elini Jaehyun'un göğsüne götürdü.

"Kalbin neden bu kadar hızlı atıyor?"

Jaehyun güldü. "Senin yüzünden."

Kokusunu içine çekip saçlarına minik bir öpücük bıraktı.

"Seni seviyorum."

"Ben daha çok seviyorum."


Allah'ıma şükür kavuşturdum.

Böyle duygusal şeyler yazmakta hiç iyi değilim bunun için üzgünüm 😭😭

Yujin ve Doyoung'un durumu beni o kadar etkiliyor ki oturup onlar için kurgu mu yazsam diye düşünüyorum bazen 🥺🥺

Kendinize iyi bakın, sizi seviyorum 💙🖤

Kendinize iyi bakın, sizi seviyorum 💙🖤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Stressed Out² | Jung Jaehyun √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin