11. Bölüm : 'İhanet, sadakatin gölgesinde yaşar.'
~
Afaki çırpınışları kimseyi kurtaramadı,
En büyük korku, varlığını ele geçirdi.
Sevgisizliğin büyüttüğü bazı çocuklar,
Sevgiye boğdular tutunduklarını.Ve sayfalara döküldü bir gece yalnızlığı,
Solak bir el kalemi tuttu, kaderi yazdı, kağıdı gömdü.
~26 Şubat 2014 - Ankara / TÜRKİYE
Ceyhan Yel, bir su damlasının bedene dönüşmüş hali gibiydi. Odasındaki boy aynasında kendine bakarken yansımada bulduğu görüntü hoşuna gidiyordu. İki yandan balık sırtı örülmüş saçlarının uçlarını ensesinde birleştirip dağınık bir topuz yapmıştı. Üzerine siyah kalın askılı mini bir elbise vardı. Son olarak gümüş rengi halka küpelerini taktı. O sırada odanın kapısı izinsiz bir şekilde açılınca odağı değişti.
"Ceyhan, bir bak bakayım bu elbiseye bu kolye gitmiş mi?" Serpil hanım üzerinde krem rengi bir etek ceket takımıyla, fönlettiği saçlarıyla epey özenli görünüyordu. Ceyhan gülmemek için dişlerini sıktı.
"Serpil abla, açıkçası Mehmet'in kolye ve elbisenin uyumuna takılacağını pek sanmıyorum. Yani bence çok hoş görünüyorsun."
Serpil hanım göz devirdi. "İlk izlenim çok önemli. Nasıl bir aile olduğumuzu iyice kavrasın."
"Babam ne durumda?"
Bu gece Demirağ ailesinin malikanesinde bir devrim yaşanacaktı. Mehmet bu gece Ceyhan'ın ailesiyle akşam yemeği yiyecekti. Bütün olay, Serpil hanımın Ceyhan'ın bir erkek arkadaşı olduğunu fark ettiğinde patlak vermişti. İlişkilerinde ikinci yılı doldurdukları için Ceyhan daha fazla saklamanın yersiz olduğunu düşünmüş ve dürüstçe gerçeği söylemişti. Ve sonunda Serpil hanımın bunaltıcı ısrarları neticesinde Mehmet'i yemeğe davet etmişti. Aslında Mehmet'in hemen kabul edeceğini düşünmemişti.
"Çok sessiz, çok çok sessiz."
Ceyhan sıkıntılı bir nefes aldı. "Mehmet'i çok sıkıştırmaz değil mi?"
Serpil hanım ellerini iki yana açtı. "Kontrol bende bebeğim, o taş gibi çocuğun elimizden kaçmasına asla izin veremem."
Ceyhan sırıttı. "Cidden taş gibi ama."
"Harika bir erkek tercihi, bu konuda kesinlikle bana benzemişsin." Ceyhan kahkaha atarken Serpil hanım yanına yaklaşıp yanağını okşadı. "Yine de bunu babana söyleme."
Ceyhan, "Bence babamda kadın tercihi konusunda çok başarılı." dediğinde Serpil hanımın gülüşü zayıf bir tebessüme dönüştü.
"Öyle olmalı." dedikten sonra derin bir nefes aldı. "Çünkü çok güzelsin. Güzel bir kadının genlerini almış olmalısın."
Ceyhan söylediği sözün gideceği yeri hiç düşünmemişti. Bu konu aralarında hiç konuşulmasa da ortada bir ihanet olduğu gerçeği yadsınamazdı. Babası, Serpil hanımı Ceyhan'ın annesiyle aldatmıştı. Ceyhan gayrimeşru bir çocuktu. Ve annesinin kim olduğu hakkında bir fikri yoktu. Ceyhan için önemli de değildi çünkü Serpil hanım bir annenin boşluğunu hep doldurmuştu.
"Benim tanıdığım en güzel kadın sensin." dedi Ceyhan Serpil hanıma sarılarak. Serpil hanım onun sarılışına karşılık verdi. Ceyhan'a duyduğu sevgi bir annenin çocuğuna duyduğundan farksız değildi. Bu ihanetin tek suçlusu kocasıydı. Ceyhan'ın annesine bile bir noktadan sonra kızamıyordu. Çünkü Serpil hanıma sadakat sözü veren ve bu sözü çiğneyen Erkan beyin ta kendisiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SAKA KUŞU
General FictionGökten bir ateş parçası düştü Ceyhan'ın kalbine, üçe bölündü, her biri bir odacık büyüttü içinde. Parçanın en büyüğü sevgilisinin yüzünü aydınlattı o odada, ortancası erkek kardeşinin hayaletini, en küçük olanı ise bebeğinin yürek burkan kimsesizliğ...