Sherlock Holmes'ün Maceraları | 9

431 30 8
                                    

MAVİ YAKUT


Noel'den iki gün sonra, yeni yılını kutlamak amacıyla dostum Sherlock Holmes'a uğramıştım. Üstünde mor bir sabahlıkla kanepenin üzerine uzanmıştı. Masanın üstünde elinin altında piposu ve yeni gözden geçirdiği belli olan sabah gazeteleri duruyordu. Kanepenin yanındaki tahta sandalyeye artık giyilemeyecek kadar eski, pejmürde ve birkaç yeri kırışmış bir şapka asılmıştı. Sandalyenin üzerinde duran büyüteç ve lens ise şapkanın oraya incelenmek üzere asıldığını gösteriyordu.

"İşin var galiba," dedim, "umarım rahatsız etmiyorumdur?"

"Hayır, etmiyorsun. Vardığım sonuçları tartışabileceğim bir dostumun yanımda olması beni mutlu eder. Aslında oldukça sıradan bir mesele," diye devam etti, başparmağıyla sandalyedeki eski şapkayı göstererek, "fakat ustalık gerektiren bazı ilginç noktaları da yok değil."

Koltuğa oturarak ellerimi çıtır çıtır yanan şömine ateşinde ısıttım. Dışarıda sert ayaz devam ediyordu ve pencerelerin önü buz tutmuştu.

"Hikâyenin sıradan görünmesine rağmen altından ölümcül bir şey çıkabilir belki." diye söze başladım. "Yani, bir sırrı çözmene ve suçluları cezalandırmana yarayacak önemli bir ipucuna rastlayabilirsin demek istiyorum."

"Yo, hayır. Ortada suç falan yok," dedi Sherlock Holmes gülerek. "Birkaç kilometrekarelik alana sıkışmış dört milyon insanın itişip kakışmasından kaynaklanan şu önemsiz, küçük hadiselerden biri sadece. Böyle yoğun bir insan sürüsünün içinde etki-tepki sonucu her çeşit olayın meydana gelmesi beklenebilir. Ayrıca hadiselerden bazılarının, suç teşkil etmemesine rağmen garip ve çarpıcı olmaları da anlaşılır bir şey. Bu tür hadiselerle daha önce de karşılaşmıştık."

"Hem de çok," dedim. "Defterime geçirdiğim son altı maceranın üçünde, kanunen bir suç işlenmemişti."

"Kesinlikle. Sanırım İrene Adler, Bayan Mary Sutherland ve Bükük Dudaklı Adam vakalarını kastediyorsun. Bu küçük meselenin de aynı masum kategoriye gireceğinden eminim. Odacı Peterson'u tanıyorsun, değil mi?"

"Evet."

"İşte bu küçük hatıra ondan."

"Onun şapkası mı?"

"Yo, hayır. Şapkayı o bulmuş. Sahibi bilinmiyor. Rica ederim ona eski püskü bir şapka olarak değil de bir düşünce problemi gözüyle bak. Fakat önce buraya nasıl geldiğini anlatayım. Bu şapka Noel sabahı, şu anda Peterson'un ocağında kızardığına emin olduğum gayet iri bir kazla birlikte geldi. Hadise şöyle gerçekleşmiş: Noel sabahı saat dörtte bizim çok dürüst dostumuz Peterson, küçük bir eğlenceden çıkmış, Tottenham Court Yolu üzerinden evine dönüyormuş. O esnada sokak ışığında uzun boylu bir adamın hafifçe sendeleyerek önünde yürüdüğünü fark etmiş. Adamın omzunda beyaz bir kaz asılıymış. Tam Goodge Sokağı'ndan köşeyi dönerken bu yabancıyla bir grup serseri arasında bir kavga çıkmış. Serserilerden biri adamın şapkasını düşürmüş. Bunun üzerine adam da kendini savunmak için bastonunu havaya kaldırıp başının etrafından döndürünce arkasındaki mağazanın penceresini aşağı indirmiş. Peterson yabancıyı saldırganların elinden kurtarmak için ileri atılmış, ama mağazanın penceresini kırdığını ve üniformalı bir adamın koşarak üstüne doğru geldiğini gören adam, şaşkınlık içinde yere düşürdüğü kaza aldırmadan topuklamış. Ve Tottenham Court Yolu'nun arkasındaki o labirent gibi küçük sokaklarda gözden kaybolmuş. Peterson'u gören serseriler de sıvışmış ve kavga yeri, bu eski şapka ve Noel kazıyla birlikte kavga ganimeti olarak Peterson'a kalmış."

Sherlock Holmes - 1. CiltHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin