"Refet seni kurtarmadı."dedim...
Erda bana döndü güldü eh doğal olarak bende güldüm. Biraz sonra ben yine lafa girdim;
"Aç mısın? Evde yemek yok uzun makarna var. Yersen getireyim hemen." dedim.
Kafasını kaldırdı bana baktı hayır anlamında kafasını salladı. Tekrar konuşmak için hazırlandım;
"Iıı şey sana birkaç soru sormam gerekiyormuş. Yani gerekiyor birkaç soru sormam gerekiyor ve bu tamamen benim kararım Refet ile hiç bir alakası yok" dedim
Hay olmayan beyninin son kullanma tarihi geçmiş ben. Refet' e söylememesi için uyarsam acaba ne der dur bir deneyelim;
"Iııı şey Refet' e söylemesen söylediklerimi nasıl olur?" dedim
Güldü bu kız niye her boka gülüyor komik mi var. Neyse onaylar gibi kafa salladı. Koşarken dilini mi yuttu lan yoksa, niye kafa sallıyor her şeye. Merakımdan yine konuştum;
"Dilini kullanabiliyor musun?" dedim
Yine güldü neye gülüyorsun be kızım suratımda bok mu var? Neyse kız bana bakıp güldükten sonra konuştu;
"Evet" dedi
Daha çok 'Ne oluyor lan benim burada ne işim var' der gibi baktı. Bende Refet' in verdiği kutsal görevi yerine getirerek hafızası yerinde mi diye sorular sordum;
"Erda tam olarak sana ne olduğunu hatırlıyor musun? Oraya nasıl gittiğini yada o adamları hatırlıyor musun?" dedim
Bana baktı gülümsemesi gitti ulan bu kızın sağı solu belli değil ha. Ağzını açtı;
"Tam olarak hatırlayamıyorum ne olup bittiğini." dedi
Sebepsizce yalan söylediğini düşünüp işkillendim. Ayağa kalkıp saçının arkasına doğru elimi uzattım o da kafasını eğdi ve orada bir çip olduğunu gördüm lanet olsun şimdi ne yapmalıydım. Elimi arkama götürüp silahımı çıkardım, onunsa dönüşümü çoktan başlamıştı. Sırtından bacaklar çıkmaya başladı, silahımla tek el anlının tam ortasına ateş ettim, ve son kız öldü. Ihı şaka şaka hep bunları söylemek istemişimdir. Acilen Animeyi azaltmalıyım sanırım.
İnandım kıza hatırlamıyorum diyorsa hatırlamıyordur bana ne ki bundan.
"Peki. Bak uzun makarna var şansını kaçırma bir daha bulamazsın derim" dedim
Bana baktı ve yine güldü
"Teşekkürler" dedi
Ne yani evet mi? hayır mı? matematik sorusu gibi kız cevabın ne olduğu belli değil. Ne dediğini anlamadığım için sorma gereksimi duydum;
"Yiyecek misin? Yemeyecek misin?" dedim
Yine güldü ve;
"Yok yemeyeceğim şu an aç değilim" dedi
Şu an aç mı değil? bir insan bu kadar uyuduktan sonra nasıl aç olmaz. Neyse tamam dercesine kafamı salladım. Tanımadığım bir kız için uzun makarna mı bırakacak halim yok ya. Ben mutfağa gitmek için hazırlanırken birden seslendi;
"Ben evime gitmek istiyorum." dedi
Ailesi şu ana kadar hiç aramadı yüzünde endişe değilde daha çok minnet duygusu var. Ailesi onunla ilgilenmiyor olabilir yada başka bir şehirde de olabilir belkide hayatta bile değillerdir. Bunu öğrenmenin kolay bir yolu var;
"Doğru haklısın ailen seni merak eder." dedim
Yüzü düştü, hafif bir burun hareketi, elleri birden birbirini buldu, sağ elinin baş parmağıyla sol elinin işaret parmağıyla oynadı. Sağlam tükenmiş sanırım ailesi hayatta değil. Karnıma sancı girdi sebepsizce ailesini öldüren benmişim gibi bir acı hissettim hemen toparladım kendimi. Bir şeyler yapmalıydım ortamı yumuşatmalıydım;
"Iıı şey ağlamıyorsun değil mi? gözüne orangutan tüyü kaçmış sanırım" dedim
Ne orangutan tüyü mü? oğlum Bora senden tam Cem Yılmaz olurmuş da işte seni buralarda harcıyorlar. Erda' da sanattan anlamıyor sanırım, ne kadar zamandır ota boka gülüyordu, ben istedim ya şimdi gülmesini, gülmez tabi. Niye? Çünkü evren benimle maytap geçmeden yoluna devam edemiyor.
"Sadece evime gitmek istiyorum lütfen" dedi
Burada mı kalacaksın dedik ne yalvarıyorsun;
"Tamam bir kalk kendine gel ondan sonra ben seni evine bırakırım" dedim
Onayladı ya bu kızın ailesi çok geniş mezhepli ya başka ülkede yada ölü. Çünkü bunun başka açıklaması yok. Tabi ki makarna mı yiyemedim. Kız, üstünde Refet' in ceketi korku dolu gözlerle beni bekliyordu. Üstüme bir şeyler alıp kızın yanına gittim. Birlikte evden çıktık.
Yol boyu en sevdiğim şarkı olan Davut Güloğlu' dan Katula Katula 'yı dinledim. Bir baktım yol bitmiş 2 katlı bir evde oturuyordu. Kira olmadığı her halinden belliydi. Bu durumda ailesi başka bir şehirde yaşıyor olabilirdi.
Evine gidene kadar bekledim el salladım ve yoluma devam ettim diyeceğimi falan düşünmediniz herhalde sokağın başında evini gösterdi. 'Buradan sonrasına gelmene gerek yok' dedi tamam dedim ve eve doğru kulağımda en sevdiğim şarkı ile ilerledim. Gelen telefon aramasını beklemiyordum. Birden telefonu açınca da aynen şöyle oldu;
"Ne oldi sana ne oldi boy- Iıı alo" dedim
"Bora şu şarkıyı sal artık hem şarkının hem senin iyiliğin için" dedi Refet
"Sen beni salmaya ne dersin bir bırakmadın şurada efkarlanalım" dedim
"Bu şarkıda mı? gibi delice bir soru sormayacağım. Peki. Erda nerede? yollamadın dimi evine onu okuldan alan manyaklar evinde nöbet bile tutuyor olabilirler" dedi Refet
Veeeeeee sıçış...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Yörünge
Фэнтезиİçinde yaşayan bir varlıkla aslında nesli tükenmiş bir ırkı tek başına ayakta tutmaya çalışan albino hastası genç bir kız. Hayat acaba ona en zalim tarafını mı yoksa merhametli tarafını mı gösterecek?..