Korku ile değil belki ama hafif bir karın ağrısı ile döndüm Refet' e doğru. Soruya bir cevap vermem gerekiyordu sanırım. Yutkundum ama yine belli etmeden. Refet bir cevap bekliyor gibiydi. Kendime geldim o sadece bir insandı heyecan yapmaya ne gerek vardı ki. Kafamı kaldırıp cevap verdim;
"İyiyim ya sen?" dedim
"Bende iyiyim.... Iı şöyle bir yere geçip orada mı konuşsak?" dedi
Kafamla onayladım. O sırada Pare konuştu;
"Lan ne konuşacaksınız." dedi
Haklı olması canımı sıksa da iş işten geçmişti kabul etmiştim bir kere. Birlikte Arya ve Bora' nın yanına gittik. Refet;
"Bora siz takılın biz biraz oturacağız şurada" dedi. Bora bana döndü;
"Yenge... şey yani Erda ile mi oturacaksınız." dedi
Refet' in öldürücü bakışları beni bile korkutmuştu. Arya pek memnun değil gibi gözüküyordu yalnız gitmememiz onu rahatsız ediyordu. Açıkçası beni de rahatsız ediyordu. Bir göz işareti ile bana gitmek isteyip istemediğimi sordu, bende ona cevap verdim. Arya ile tanışalı 2 - 3 saat olmuştu ama oda içimizden biri gibiydi. Arya konuşmaya başladı;
"Ben de çok yoruldum, bizde gelelim hep birlikte oturalım." dedi
Refet pek mutlu gözükmüyordu Pare;
"O hiç mutlu gözükmüyor. Allah onu kereste olarak yaratacakmış da son anda insan olmasına karar vermiş gibi" dedi
Bora hafifçe belli etmemeye çalışarak tebessüm etti. Refet de bende buna oldukça şaşırmış olacağız ki aynı hızda Bora' nın gözlerinin içine baktık. O ie bundan hayli memnun gözüküyordu.
***BORA***
Hızlı adımlarla bir cafe bulmaya çalışıyorduk tam önümde biraz önce çarpıştığım ateş saçlı orman gözlü fazla güzel olan o kız tam yanında kar beyazı saçları mor gözlü güzel ama yengem olacak olan Erda. Peki o kızın adı ne, ateş saçlı kız kim? Ne zaman geldi? Neden geldi? Nereden geldi? Aklımda deli sorular.
En sonunda bir yer bulup girdik. Ateş saçlı kız çikolatalı süt söyledi. Hmm güzel seçim, Erda ve Refet ' de sade kahve istediler, bende Nescafe istedim. Refet Erda ya sorular sormaya başladı Refet;
"Erda iyi olduğuna eminmisin o güz oldukça kötü bir haldeydin." dedi
Haklı kızı mangalda beyaz et olarak bulduk. İyi değildi yani Erda;
"İyiyim gerçekten. Hem geçti artık bir şeyim kalmadı" dedi
Daha geçen gün oldu lan olay ne geçmesi ne diyor bu. Refet tatmin olmamış gibi gözüküyordu -doğal olarak- Ateş saçlı kız konuştu;
"Erda bir orun mu oldu?" dedi
Sesi de güzelmiş. Erda;
"Ya yok ben gidince sana anlatacağım" yutkundu ve aynen devam etti "Bu- Ateş saçlıyı göstererek- kız yeni geldi buralara oda benim gibi yeni adı Arya" dedi
Niye kimsenin normal bir adı yok benim etrafımda, ne oldu Zeyneplere Ayşelere neredesiniz. Güzel isimde bir anlamı olmalı. Telefonumu cebimden çıkarıp yazdım. Bir denizci terimi aynı zamanda soylu ve güçlü insanlara verilen bir isimmiş. böyle bir kıza da anca bu isim konurdu zaten, herkes Erda' ya odaklanmıştı Refet' in gözlerinde ise öfke ile karışık tam seçemediğim bir duygu vardı.
Refet aşık olmuştu belliydi. Her ne kadar saklamaya çalışsa da hal ortadaydı. Seviyordu evet, ama öyle delicesine değil gayet aklı başında. Erda öyle filmlerde kitaplardaki gibi şeker, masum saf ve temiz bir kız değildi. Ayrıca Refet' de asabi, kötü kalpli, tinerci, mafya babası falanda değildi. Bunlar dış dünyanın bize yutturduğu şeyler Refet belki biraz hızlı parlayan biri olabilir, ama gayet sıradan bir insan herkesin başına gelebileceği düzeyde bir adam. Tek bir ark vardı Refet Erda' ya fazla abayı yakmıştı.
En son masadan kalkmaya karar verdik, o sırada şu bizim manyak Afra girdi içeri ve birden okulda denetleme yapılırken cebimdeki sigarayı Afra' nın çantasına attığım, disipline gittiği için ağzımın ortasına geçirdiği yumruk geldi aklıma, acıyı tekrar hissettim. Hangi şerefsiz söylemişti çantasına sigara koyduğumu bilmiyorum ama bulayım bende onun ağzına yumruğu geçireceğim.
Sebepsiz yere sinirlendim. Kız geldi ve konuşmaya başladılar Arya;
"Neredeydin bu saate kadar?" dedi. Afra;
"Ya önemli bir şey yok, bizim Hamza abi yeni mallar getirmiş onlara baktım" dedi. Erda;
"Hamza abi kim? Neyse bunları gidince konuşalım" -bize dönerek- "Biz artık kalkalım" dedi
Arya' nın kolundan tutup 'bu masadan kalkıyorsun ama gönlümdeki tahtından ala kalkamayacaksın ruhumun kraliçesi' demek istesem de bunlar sadece hayal.
Kalktılar masadan yol boyu gidişini izledim. Ne güzel gidiyordu gitmesi bu kadar güzel olanın kalması nasıl olur acaba. Yanımda kafası karışık oturan Refet' e baktım bir müddet, bakışmamız benim onun yüzüne yaklaşıp; "Öpüşelim mi?" demem ile son buldu Refet;
"Gerizekalı... olum bence iyi değil var ya bir şey saklıyor." dedi
"Aynen.. yeni kızı gördün dimi kız çok güzeldi" dedim
"Ben ne diyom sen ne diyon"dedi
"İkimizde aşık olduğumuz kızlardan bahsediyoruz ne fark var" dedim
"Lan ben Erda ya aşık falan değilim.... hem en Erda ya yenge mi dedin?" dedi
Size sıçışın resmini çizemem ama anlatabilirim. Sandalyeden yavaş yavaş kalkmaya başladım Refet ise benden daha önce kalkmış, ağzımın ortasına geçireceği yumruk için hazırlık yapıyordu. Ve sonra.... sonrası mı?
Ayaklarım kıçıma vura vura kaçıyordum. Refet arkamdan;
"Gel lan çok acıtmayacağım" diye bağırıyordu.
Son sürat koşarken birine çarptım...
Bir polise...
Babama...
Okulda olduğumu zanneden babama...
Dedim ya resmini çizemem ama anlatırım diye...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyah Beyaz Yörünge
Фэнтезиİçinde yaşayan bir varlıkla aslında nesli tükenmiş bir ırkı tek başına ayakta tutmaya çalışan albino hastası genç bir kız. Hayat acaba ona en zalim tarafını mı yoksa merhametli tarafını mı gösterecek?..
