Bölüm 13

702 70 165
                                    

Sizin dilinizden v(◦'ωˉ◦)~♡

*****************************************

Ohhh.....

O ne biçim toplantıydı lan!

Erwin ve diğerleri beni, Armin'i ve Eren'i operasyonun detaylarını almak için çağırmışlardı. Yaklaşık iki saat boyunca, yaptığımız 4A kapısının karargahına olan saldırıyı konuşmuştuk.

Daha doğrusu konuşmuşlardı...

Ben sadece oturup dinlemiştim. O kadar sıkıcıydı ki...

Ama Erwin, Hange, Nanaba, Mike, Levi beşlisinin gözlerinin sürekli üzerimde olduğunu hissetmiştim. Hatta arada benim konuşmamı istermişçesine, sadece benim gözlerime bakarak konuşuyor, benim pozisyonumdayken olan olayları sorguluyorlardı.

Ulaşmak istedikleri şey açık ve netti...

Bana güvenip güvenemeyeceklerini merak ediyorlardı...

Gerçi onlar için önemli bir adımı gerçekleştirmiş olan dört kişiden biriydim. Yani bi zahmet artık içlerinde bana karşı küçük bir güven aşılanmış olması gerekiyordu...

Umarım yani...

Yaklaşık iki saat sonra, sonunda toplantı bitmiş ve Levi bizi yataklarımıza yollamıştı. Ortak uyuma salonuna giderken, Eren'de Armin'de esnemekten ağızlarını yırtmışlardı.

Ah Mikasa mı....

O revirde...

Yaraları sarıldı ama, Petra-san denen o abla onun hala baygın olduğunu ama iyi olacağını söyledi. Bütün yanıkları ikinci derecedenmiş ama, kalıcı veya ciddi bir şeyi yokmuş.

Eren ve Armin ancak bu bilgiden sonra sakinleşmişlerdi zaten. İkisi ondan önce sürekli "Mikasa, Mikasa" diye ötüp durarak başımı şişirmişlerdi.

Kimseyi uyandırmamak için yavaşça ortak uyuma odasının kapısını aralarken, aklıma Yelena'nın bugün akşam yine beni arayacağı geldi...

Bütün vücudum baştan aşağıya kadar diken diken oldu bi anlığına. Bu lanet olası gerçeği hatırlamak ödümün b*kuma karışmasına neden oluyordu.

Hala kendime bile bu haltları niye karıştırdığımı anlatamazken, nasıl olacakta Yelena'ya anlatacaktım hiç bir fikrim yoktu...

Birden aklıma mükemmel bir fikir geldi. Beni bu gece kurtarma ihtimali olan bir fikir...

Ben...

Bir Alfayım a*k! Yani...

Eğer dışardan vuramıyorsam -vurmaya kıyamıyorsam- içerden dağıtabilirdim...

Tek yapmam gereken...

Yüzümde küçük bir sırıtma oluşurken, gözlerim odada uyuyan insanların üstünde gezindi biraz. Aralarından en safı kimdi acaba? Yada en savunmasızı....

-Hadi (S/A), diye fısıldadı Armin beni en uçtaki yere serili battaniyeye doğru iteklerken.

Başımı tamam anlamında sallayıp, ilerlemeye devam ettim. Her ne yapacaksam şimdi yapamazdım zaten...

Herkesin uyumasını beklemem gerekiyordu.

Ama Eren gelip tam benle Armin'ninkinin yanıma kendi battaniyesini serince fikrim değişti.

Belkide o kadar uzun süre beklememe gerek yoktu...

Eren...

Evet! O mükemmel bir av olabilirdi. Kafasını "özgürlük" terimiyle bozmuş ve başkaları için kendini hiç saymaya hazır, saf ama aynı zamanda cesur ve atılgan bir kişilik...

Okyanusun Dibi/ Armin x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin