Bölüm 15

667 69 243
                                    

Sizin Dilinizden v(◦'ωˉ◦)~♡

****************************************

Elimde tabancamı tutarak var gücümle koşarak Levilere yetişmeye çalışıyordum. Nereye gittiklerini bildiğim için şanslıydım.

Kestirme bir yol kullanacaktım!

Ama cidden bu saçmaydı...

Aşırı saçmaydı...

Neden? Neden Keşif Birliği teker teker Duvarların kapılarının önündeki karargahları patlatıyorlardı!? Kapıları bile patlatmıyorlardı... sadece karargahlar...

Ama neden? Akıllarında ne vardı?

Daha doğrusu...

Erwin Smith'in aklında ne vardı?

Dar sokaklar arasında koşarken kaşlarımı çattım. Gerçekten o adamın ki kadar derinlikle ve ustalıkla gizlenmiş gözler görmemiştim. Levi ve Mikasa gibi doğuştan gelen bir özellikte değildi üstelik.

Kendi uğraşlarıyla gizlemişti zihnini...

Başımı iki yana sallayarak Erwin'i zihnimden attım ve önümdeki göreve odaklandım. Aklında her ne halt varsa, kendi hayatım için onu durdurmalıydım!

Sadece ölmemek için...

Tabancamın mermi deposunu hızlıca kontrol ederek köşeyi döndüm ve gözlerimi kapatarak etraftaki sesleri dinlemek için kulaklarımı dört açtım.

Sadece göz kararıydı ama hesaplarım tutarsa Levi ve diğerlerinin tam şu anda bulunduğun yerden geçmeleri gerekiyordu.

Ah... doğru Arminlere burda yeni olduğumu söylemiştim...

Hayır, o sadece bir yalandı... yaklaşık bir yıldır burda gizli bir şekilde yaşayıp, her bir mahalleyi, caddeyi, sokağı adım adım araştırıp ezberlemiştim.

Ve gerçekten de, tam tahmin ettiğim gibi, arkasına saklandığım duvarın diğer tarafından Petra'nın sesi geldi.

-Yine dilini ısırdın Oluo, dedi homurdanarak, harbiden aptalsın...

Diğerleri kıkırdarken -Levi değil salaklar, diğer ikisi- Oluo'nun homurdandığını duydum.

Elimi çabuk tutarak, yanımdaki binaya girdim ve hızlıca çatıya çıktım. Bundan sonra, onları ninja usulüyle takip etmem gerekicekti.

O beşi yürürken, bende çatıdan çatıya sıçrayarak onların peşinden ilerledim. Gerçekten tedirgin görünüyorlardı. Ama birbirlerine çaktırmamaya çalışıyorlardı.

Hele Levi... öyle usta bir oyuncuydu ki, ben bile başta gerçekten rahat olduğunu düşünmüştüm.

Sonunda karargah bir kaç bina ötesinde göründüğünde, beşide durakladılar ve etraflarına bakındılar. Onlarında bu çevreyi tanıdıkları aşırı belliydi. Çünkü Levi onlara "yerlerinize gidin" diye emir verdiğinde hiç birisi ne haritaya bakma, ne de Levi'ye sorma ihtiyacı hissetmeden farklı dört köşeye ayrıldı. Levi ise kılıcını çıkardı ve emin adımlarla, buz gibi gözlerinden her nasıl başarıyorsa ateş saçarak dümdüz karargaha doğru ilerledi.

Gerçekten delirdiğini düşünüyordum...

Ben, Armin ve Mikasa üç kişiyken bile gizli gizli girmiştik karargaha. O nasıl böyle elinde bir kılıç, gözünde böyle tehditkar bir ifadeyle ilerliyordu ki...

Merakım, görevimi tamamlama dürtüsüne ağır bastı ve diğer dördünü umursamayarak Levi'yi takip etmeye karar verdim.

Sessizce çatıdan aşağıdaki bir balkona atladım. Karargah yakınında olduğu için hep boştu buralar. Bundan istifade ederek, bolkon korkuluklarına tırmanıp karşı binanın balkonuna atladım.

Okyanusun Dibi/ Armin x ReaderHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin