e l e v e n

1.2K 113 121
                                    

Theo
kapıya çık

Liam
ne
cidden geldin mi

Theo
gideyim?

Liam
hayır hayır
gitme
geliyorum

theo küçüğünün telaşlı hallerini camdan görmüş, bunu çok tatlı bulmuştu.
saat gece yarısına gelmişti, normalde hiçbir şey için dışarı çıkmazdı bu saatlerde.
ama liam "gel" deyince gelesi gelmişti.

kapanan kapı sesiyle dışarı çıkana döndü.
ufaktan esen rüzgar saçlarını savururken yanına geliyordu.

hiçbir şey söylemeden ona sarıldığında zaten geliş amacının bu olması bilinciyle bir şey söylemeden o da sardı kollarını kendinden küçük bedene.

"geleceğini düşünmemiştim." dedi liam çekingenlikle ondan ayrılırken.
"ben de düşünmemiştim, yürüyelim mi biraz?"

kafasını salladığında ikisi de yan yana yürümeye başladı.
liam gittikçe soğuk olduğunun farkına varmıştı, üstüne bir ceket almayı akıl edememiş olması kendine sinirlenmesine neden oldu.

"üşüdün değil mi? hah! ikimiz de aptalız."
theo'nun söylediklerine karşın kaşlarını çatarak baktığında onun da üstüne bir şey almadığını gördü.

"gel buraya küçük. mecbur böyle ısınacağız."
theo sağlam olan kolunu omzuna attığında kalbi daha hızlı atmaya başlamıştı.
aralarında mesafe neredeyse yoktu.
aralarından gerçek olarak da mecazi olarak da soğuk geçmiyordu.

"diğer kolun alçıdan çıkmış. sevindim." dedi. konuyu başka yere çekerek kendini sakinleştirmek istedi.

"hmhm. bandajlı şu an."
"ağrın sızın var mı?"
"yok."
"takıma dönecek misin?"

theo gözlerini yoldan aralarında mesafe bulunmayan diğer mavi gözlere çevirdi.
"üzgünüm, doktor.. doktor oynamamamı söyledi."

theo'nun sesinin titrediğini fark eden liam içten içe mahvoldu.
en sevdiğinin, en sevdiği şeyden mahrum oluşunu izlemek zordu.

neşelendirmek istedi onu.
"olsun, sen de koçumuz olursun, tabii diğer koçtan sonra. yoksa sıkıntı çıkabilir."
theo gülümsediğinde biraz da olsa durumu düzelttiğini anladı.

zira zor gülümserdi ama özel gülümserdi.

"üşüyor musun hala?"
dedi theo, kafasını yine ona çevirmişti.
o bunu her yaptığında liam'ın kalbi daha da hızlı atıyordu.
gözlerine boş ve duygusuz değil ilgiyle bakan gözlerin en içine baktı.
"hayır, üşümüyorum."

dakikalardır theo ondan bir santim bile uzaklaşmamış, aynı pozisyonda yürüyorlardı.
liam arada esen sert rüzgara bile aldırmıyordu.
demek ki için ısındığında sen de ısınıyordun.

"biliyor musun biz hiç taşınmadık. ben burada, bu evde, bu sokakta büyüdüm hep. hatta bak! bu park favorimdi!"
liam'ın çocuksu bir heyecanla gösterdiği parka baktı ilgiyle.
oğlan sanki küçük yaşlarına dönmüşcesine sevgiyle bakıyordu oraya.

thiam | lacrosseHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin