Öğlen saatlerini geçerken, dışarısı hâlâ günlük güneşlikti ve esen meltem insanların küçük de olsa saçlarını uçuşturuyordu. Kasabanın aksine sessiz olan saray halkı işleriyle uğraşıyor ya da bir köşeye çekilmiş birkaç kitap satırı okuyorlardı.
İçeridekilerinin aksine bahçenin bir köşesinde oturmuş çift bu güzel havanın tadını çıkarıyorlardı. Bahçenin ortasında duran kuş havuzunun hemen karşısındaki bankta oturuyorlardı. Lisa hâlâ biraz çekingen davransa da ona karşı yakın olmaya çalışıyordu ve şu an hissettirmese bile ona alışmaya başlamıştı.
Hemen kulağının üzerinde, saçlarının içine özenle karışmış olan beyaz gülü oradan çıkardığında avucunun içindeki çiçeğe bakmaya başlamıştı.
"Büyükannem evrendeki en güzel bitkinin beyaz güller olduğunu söylerdi." Jungkook'un sesini işittiğinde başını hafif sağına doğru çevirmiş ve ona bakmıştı. "Saflığı, narinliği ve gençlik masumiyetini ifade ediyorlarmış." Jungkook bunları anlatırken yüzünde hafif bir gülümseme peydahlanmıştı. "Gerçek aşkı çağrıştırdığı için izdivaç törenlerinde çokça kullanılıyormuş. Hatta büyükbabam büyükanneme olan aşkını hep beyaz güllerle gösterirmiş." Lisa onu gülümseyerek dinlerken arada avucunun içinde duran çiçeğe bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Senior Mr.Jeon | liskook
Fanfic"Lalisa, Manoban Hanedanlığı'nın en küçük kızıydı." "Jungkook, Büyük Kore Hanedanlığı'nın ve Kore Kraliyet Sarayı'nın tek vârisiydi." [liskookfanfiction]