+
-
İnanılmaz derecede agresif hissediyordum, on dokuz yıllık yaşamım boyunca her duyguyu ne kadar milim milim yaşadıysam yaklaşık bir haftadır hepsini kat ve kat fazlasıyla yaşıyordum, şu an ise onların zirvesi gibi hissettiriyordu. Jungkook bana dokunmuyordu. Bunun bu kadar berbat hissettireceğini tahmin etmemiştim.
"Uslu dur."
Jungkook neredeyse fısıldar gibi söylediğinde omegam sadece alfanın sesinin boğukluğuna takılmıştı. Kurdum her saniye baskısını artırıyor beni ufacık bir dokunuşa, buğulu seslere muhtaç ediyordu.
Ondan beni mühürlemesini istememin üzerinden yaklaşık yarım saat geçmişti. Jungkook şaşkınlık içinde geçirdiği birkaç dakikanın ardından sonunda bir tepki verebilmiş beni neredeyse azarlamıştı.
Dengesizin tekiydim, daha birkaç saat önce ona yaşadığımız her an için pişmanlık duyduğumu söylemiş, ondan hoşlanmadığımı, onu istemediğimi dile getirmiştim. Sonrasında ise hiçbir şey olmamış gibi alfadan beni mühürlemesini isteyebiliyordum. Gerçekten iflah olmaz bir dengesiz gibi davranıyor, yeterince yıpratmamışım gibi ikimizi daha da yoruyordum.
Jungkook her ne kadar daha yeni yeni kurduyla iletişime geçen omegama göre fazlasıyla kontrollü olsa da nihayetinde o da bir alfaydı. Karşısında- pekâlâ bunu söylemek benim için hâlâ pek inandırıcı gelmese de- yıllardır arzuladığı omega duruyordu, ıslak kirpiklerimi kırpıştırarak sanki biraz daha mühürlenmezsek yitip gidecekmiş gibi bir muhtaçlıkla alfaya bakıyordum.
Yüzümdeki, elimdeki ve hatta sıyrılıp duran hırkamın içinde ara ara görünen kollarım yara bere içindeydi. Jungkook onların kendi tırnak izlerim olduğuna emindi. Gözleri ara ara uzun tırnaklarıma değiyor, kendimi yaralayabileceği seviyede bir uzunluğa sahip olup olmadığını kendince ölçüyordu.
"Neden yaptığını, bu seviyeye nasıl geldiğini düşündükçe kafayı yiyorum." Öyle bir bakıyordu ki yaraları teninde taşıyan kişi ben miydim yoksa o muydu emin olamıyordum.
"Kedi tırmaladı," Belki biraz olsun içi rahatlar diye aynı yalanı tekrar ettim. "Sevmeye çalıştım ama o bunu istemedi sanırım. Hem acımıyor ki zaten. Biraz bile acımıyor." Yalan söyleme çabama gülümser gibi oldu. Kıvrılan kıpkırmızı dudaklarını bir mucize gibi izledim. Bir yerden düşüyormuş gibi hissederken kirpiklerimi kırpıştırdım. Onu öpmek istiyordum.
Koltukta biraz daha kayıp yanına yanaştım, şu yarım saatte bunu her yapışımda yaptığı gibi bedenimi kendinden uzaklaştırdı. Elleri sanki ağırlığımın bir önemi yokmuş gibi beni eski yerimden de uzağa ittirdi. Feromonlarını kontrol ettiğini ve kızgınlıkta olduğumu bildiğinden düşünceli davranmaya çalıştığını bilsem de şu an umrumda değildi. Omeganın tek istediği onunla sevişmek ve dahası mühürlenmekti. Gözümün önünde canlanan müstehcen görüntüleri silemiyor, tahrik olduğumu belli etmekten kaçınmıyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
love talk
FanficBurada bir kucak sana adandı. [omegaverse au!] [texting + düzyazı] düzyazı ağırlıklı