22

108 15 14
                                    


    Konuyla ilgili çözdüğüm son soruyla birlikte biten testin kapağını kapatıp geriye yaslandım.

  10 dakika aralarla saat 6'dan beri ders çalışıyordum. Ve şuan saat akşam 8 olmuştu. Eh, sınav yaklaşıyordu ve ben Namjoon'u düşünmekten, kalp kırıklarımla ilgilenmekten derslere asla vakit bulamamıştım.

  Telefonumun yanıp sönen ışığı gözüme çarptığında sandalyemi arkaya döndürüp telefonu elime aldım.

  Ekranda gördüğüm yazı Namjoon'un aradığını gösterirken yüzümde belli belirsiz bir gülümseme belirdi.

  Vakit kaybetmeden aramayı cevaplayıp telefonu kulağıma götürdüğümde kendimi yatağa attım.

  "Alo?" Her zamanki mutlu sesiyle konuştu. Derin bir iç çekip gülüşünü dinledim.

  "Ders mi çalışıyordun? Zamansız aradım galiba." Gülümseyerek kafamı iki yana salladım. Aniden aklıma bunu göremeyeceği geldiğinde kendi kendime güldüm.

  "Daha yeni kalkmıştım aslında tam zamanıydı." Kıkırdağını hissetmemle birlikte yataktan kalkıp yürümeye başladım.

  "Seni özledim" elimin ayağıma dolaşmasıyla birlikte sağa sola dönüp tekledim.

  "Şuan yanağın kırmızılaştı, ne yapacağını bilemiyorsun ve elin ayağına dolandı bu yüzden de cevap veremiyorsun utandın." Gözlerim şok içinde açılırken dudaklarımı birbirine bastırdım.

"S-sen çok kötüsün!" Kıkırdaması ile birlikte gülümsedim.

  "Pencereni açıp bakmaya ne dersin?" Kaşlarım yavaş yavaş çatıldı. Beklemeden cama yönelip açtığımda gözümün önüne yükselen kırmızı kalpli balonla birlikte derince gülümsedim.  

  Balonun kaçmaması adına sıkıca yakaladım. Aşağıdan gelen baskıyla ipin ucunda silindir yapılarak bağlanmış kağıt parçasını çözdüm.

  Balonu pencere koluna bağlayıp uçmasını engellerken aldığım kağıt parçasını açtım.

  "Eh biraz klişe olabilir ama klişeler güzeldir, senin gibi.
   Papatyalarda güzeldir, varlığı her yeri özelleştirir. Senin gibi." 
Dudaklarıma yerleşen derin gülümsemeyle birlikte aşağıyı kontrol ettim fakat kimse yoktu.

   "Kızım akşam yemeği hazır hadi seni bekliyoruz." Aniden açılan kapıdan giren annemi gördüğümde kağıdı hızla arkama sallayarak söylediklerini kafamla onayladım.

  "Hava soğuk neden pencerenin önünde duruyorsun? Üşüteceksin." Pencereyi kapatmaya yöneldiğinde gözüne çarpan balonla birlikte yüzümü ekşittim.

Balonu tamamen unutmuştum!  

  "Bu balon nereden çıktı?" Bana otuziki dişini gösterip sırıtırken ne diyeceğimi bilemez haldeydim.

"Im şey. Cris hı hı Cris sınav haftasına yaklaşıyoruz diye beni motive etmek istemiş." Gülümser yüzü düştü ve kafasıyla onayladı.

  Üzgünüm anne ama şuan sana doğrusunu söylememem. Çünkü yıllardır sosyal olmamı isteyen annemi birazcık tanıyorsam sevgilimin olduğunu öğrendiğinde bunu aşırı abartırdı.

  "Ne olurdu yani sevgilim deyip beni şaşırtsan?" Göz devirdim bıkkınca nefes verdi.  "Neyse yemeğe gel babanın sana sürprizi varmış."

  Kısaca kafamla onaylayıp çıkmasını bekledim. Çıkar çıkmaz balonu içeri sokup pencereyi kapattım. Telaştan buruşturduğum kağıdı tekrar açıp kalan yerleri okumaya başladım.

ACCOMPLISHED▪[KNJ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin