Multimedya müziği eşliğinde okumanızı tavsiye ederim...Dün gece yalı da kalmıştım. Fatma Anne ve Asude'yi kırmak istememiştim. Sabah henüz çok erkendi. Sabahlığımı çıkardım. Siyah iç çamaşırlarımla süet tekli mavi koltuğa oturdum. Arya'nın dans edişini izlemeye başladım. Kankalarla gülmeye başladım.
Çok tatlıydı. "Anne bak!" Bayılıyordum. O kadar sevimliydi ki! Yerimden kalktım. Yanına yaklaştım. Onu kucağıma aldım. O sırada odanın kapısı çaldı. İrkilmiştim. "Kim o?" Kapıyı uyumadan önce kilitlemiştim. "Kız benim Asude!" Derin bir nefes aldım. Arya kucağımda kapıya ilerledim. Kilidi çevirip açtım. Asude içeriye girdi. "Kız anam bu kılık ne?" Güldüm. "Yeni uyandım. Arya ile ilgileniyordum." Asude Arya'ya kollarını uzattı. "Gel teyzem bana!" Asude Arya'yı kucağına aldı. "Kahvaltı hazır hadi gel!" "Asude sen Arya'yla in aşağıya acıktı. Aç kalmasın. Ben üzerimi giyinip geliyorum." Odadan çıktı. "Ee hadi öyle olsun!" Arya ile birlikte merdivenlerden inmeye başladı. Kapıyı kapattım. Kilitledim. Banyoya ilerledim. İç çamaşırlarımı çıkardım. Duşa girip suyu açtım. Sıcak suyun altında biraz rahatlamaya ihtiyacım vardı. Ateş ile boşanmak üzereydim. Kızım çok küçüktü. Bütün maddi olanakları hala Ateş karşılıyordu. Ona bağımlı olmak istemiyordum artık! Şampuanı aldım. Saçlarımı şampuanladım. Saçlarımdaki köpüklerin temizlenmesini bekledim. Suyu kapatıp duştan çıktım. Katlı beyaz havluyu alıp vücuduma sardım. Başka bir havluyla saçlarımı kurulamaya başladım. Banyodan çıktım. Onu görünce dehşete düşmüştüm. Siyah deri yatak başlığına yaslanmıştı. Yarı çıplaktı. Beni baştan aşağı arsızca süzdü. Islık çaldı. "Günaydın gün ışığı!" Deliricektim. Her defasında bu adamın beni şaşırtmasını hayretlerle izliyordum. "Sen odaya nasıl girdin?" Güldü. "Bu da benim sırrım! Arya nerede?" Yatağa yaklaştık. Komidinin çekmecesini açtım. Asude'nin verdiği iç çamaşırlarına baktım. Tanrı aşkına bu kızın fantezili dünyası beni öldürecekti. "Asude ile birlikte kahvaltıya indi." Kırmızı iç çamaşırı takımını aldım. O sırada bileğimi tuttu. Beni yatağa çekti. "Bırak Ateş!" Nemli saçlarımdan damlayan su damlaları onun çıplak göğsüne damlamaya başladı. Elini yanağıma koydu. Alnını alnıma yasladı. Kalp atışlarım değişmeye başlamıştı. "Büyüleyicisin." Sıkıca sarıldığım havluyu tek hamlede çekip aldı. Yere attı. Karşında çaresizce kalmıştım. Gözlerim doldu. Ona yenilmek istemiyordum. "Ne olur yapma!" Beni baştan aşağı süzdü. Mavi gözleri koyu bir laciverte büründü. Güçlükle yutkundum. Bütün tenimin alev aldığını hissetmeye başlamıştım. Olucaklara hazır değildim. Ama ellerimi bıraktı. Geri çekildi. İç çamaşırlarını aldı. Bana uzattı. Bu ondan beklediğim bir tepki değildi. "Giy şunu!" Titreyen ellerimle iç çamaşırlarını alıp giydim. Yataktan kalkacağım sırada elimi tuttu. "Biraz konuşalım mı?"
Arkama yaslandım. Elimi bıraktı. Oldukça ciddi bir ifadeye büründü. "Anna sana çok zarar verdim. Çok acı çektirdim biliyorum." Gözlerinin içine baktım. Şeytanımın gözlerinde ilk defa çaresizliği görmüştüm. "Seni aldattım beni affettin. Sana defalarca kez zorla sahip oldun beni affettin. Sana hakaretler ettim beni affettin. Tanrı beni senin iyiliğinle sanırım cezalandırıyor." Gözlerimden bir kaç damla yaş aktı. Yaşadıklarım çok ağırdı. Ama kızım çok küçüktü. Ben çok küçüktüm. Çaresizdim. Kimsesizdim. Gidicek bir yerim yoktu. Sahip çıkanım yoktu. Onu hep affetmeye mecbur kalmıştım. "Önemli değil Ateş!" Başımı eğdim. Sessiz sessiz ağlamaya başladım. Çenemi tuttu. Başımı kaldırdı. Gözyaşlarımı sildi. O da ağlıyordu. Ateş çok zor bir adamdı. Çoğu zaman kalpsiz olduğunu bile düşündüğüm anlar oluyordu. Alnını alnıma yasladı. "Ağlama! Başını öne eğme! Sen bunları hak etmedin." Güçlükle yutkundum. Ama boğazım tıkanmıştı. "Ateş beni özgür bırak!" Geri çekildi. "Bak senden vazgeçmeyi defalarca kez denedim. Ama her defasında daha da çok bağlandım. Bu bir hastalık gibi beni ele geçirdi. Kızım ve sen olmadan yaşadığımı hissetmiyorum." Onun hastalıklı zihninde kurduğu oyunların bir parçası olmak istemiyordum. Kızımın kan kokan bir dünyada büyümesini istemiyordum. Yaşanan onca şeye rağmen onu seviyordum. Ama onu affedecek gücüm kalmamamıştı. Galiba artık kendimi kandırmaktan vazgeçmiştim. Gözlerinin içine baktım. "Ateş ben artık büyüdüm. Senin bu hayatına ait değilim. Kızımın bu şekilde dağınık ve tükenmiş bir evliliğin içine sıkışıp büyümesini istemiyorum." Gözyaşlarını sildi. Bana doğru döndü. Elleriyle yüzümü kavradı. Alnını alnıma yasladı. "Çok seviyorum Anna! Uğrunda her şeyimi yok edecek kadar çok!" Ellerimle ellerini indirdim. Yataktan kalktım. Asude'nin getirdiği siyah uzun kollu uzun elbiseyi üzerime giydim. Gözlerini bir an olsun üzerimden ayırmıyordu. Gözlerine baktım."Şeytanın aşkına artık inanmıyorum."
Kilitli kapıyı açtım. Odadan çıktım. Yüreğimi nefesimi onda bırakıp kapıyı yüzüne çarptım.
Son pişmanlık fayda etmez Şeytan! Bazı şeylerin telafisi olmaz. Anna da artık bunun farkındaydı. Peki siz ne düşünüyorsunuz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mafya İşi ZOR ADAM SERİSİ
Novela Juvenil"İtalya'dan, İstanbul'a uzanan bir hikaye... Bir mafyanın karanlık dünyasında kaybolan küçük bir kız..." (Tüm hakları saklıdır. İçerik ve kurgu tamamen şahsıma aittir. Kopyalanması durumunda resmî işlem başlatılacaktır.) Yetişkin içerikli sahneler...