chapter five. 〄

4.4K 449 1.4K
                                    


Levi Ackerman ile tanışalı 1.5 aydan fazla olmuştu. 1.5 ay kulağa belki az bir süre gibi gelebilir ama bu süreçte senin için çok fazla şey olmuştu. Onun asistanıydın, diğer öğrencilere nazaran onu daha sık görüyordun. Biraz tuhaf bir adamdı. Temizlik takıntısı vardı. Sürekli çay içiyordu. Bir haftada ona kaç kere bir fincan çay hazırladığını hatırlamıyordun. Sanki onun ayak işlerini yapıyormuşsun gibi görünebilir ama öyle değildi. Sadece ofisinde olduğun zamanlar senden çay hazırlamanı istiyordu onun dışında durduk yere seni çay hazırlamak için çağırmıyordu. Seninle pek fazla muhatap da olmuyordu, genelde kısa cevaplar veriyordu. Okul içindeki tavırları seni eve bıraktığı yağmurlu gündeki tavrından epey farklıydı.

Şimdi onunla yeni bir dersiniz daha sona ermişti. Derslikten çıkmak üzereyken sana seslendi. "Öğrenci Lesley?"
Evrak çantasını alıp yanına geldi.
"Evet Bay Ackerman?"

"Öğleden sonra dersin var mı?"
Saatini kontrol etti genç öğretmen.

"Saat 2'de ticaret hukuku dersim var."

"Hmm.." diyip birkaç saniye düşündü Levi.
"Dersin kaçta bitiyor peki?"
"4'te bitiyor efendim."

"O zaman da benim işim var. Bak ne diyeceğim öğrenci, halletmem gereken bazı resmi evraklar var. Haftaya da sınavlar başlar biliyorsun, o zamana kadar yetiştirmem lazım bunları. Eğer işin yoksa öğle arasında ofisime gel bana yardım et?"
Seninle konuşurken uzun cümle kurduğu nadir anlardan biriydi şu an.
"Aslında öğle yemeği için arkadaşlarıma söz vermiştim ama sorun değil Bay Ackerman. Madem bana ihtiyacınız var."
Öğle arasını sıkıcı evrak işleriyle uğraşarak geçirmek istemiyordun ama öğretmenine hayır demek de istemiyordun. Sonuçta onun asistanı olmak isteyen sendin.
"Güzel, o zaman öğle arasında buluşalım." diyip gitti Levi.

O gittikten sonra büyük bir of çektin. Keşke gönüllü olmasaydım diye düşündün.

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-

"Ne demek öğle yemeğinde yokum?"
Eren surat asarak sordu. Bir süredir tüm tayfa bir araya gelip yemek yemiyordunuz.
"Öyle işte Eren, Bay Ackerman'a yardım etmem lazım."

"Bunu daha sonra da yapabilirdiniz. Öğle aranı elinden alması hoş değil."
Eren gittikçe o adama daha fazla sinir olduğunu hissediyordu.
"Neyse yarın telafi ederiz çocuklar."
Saatini kontrol ettin. Öğle arası birazdan başlayacaktı, Levi'ın ofisine gitmek için ayaklandın.
"Sonra görüşürüz."
Arkadaşlarına veda ettikten sonra Bay Ackerman'ın ofisinin yolunu tuttun.

-ˋˏ ༻❁༺ ˎˊ-

"Geldiğin için teşekkür ederim öğrenci. Öğle aranı bana ayırdın."
Levi elindeki çay fincanını sana uzattı. Asistanı olduğundan beri ofisine her gittiğinde ona çay hazırlayan sendin, şimdi ise o senin için çay hazırlamıştı.
Ona teşekkür ettikten sonra sana mavi kapaklı iki dosya uzattı.
İki dosyanın içinde de koca bir yığın kağıt vardı. "Evrakları sıraya dizmeni istiyorum, her birinin numarası yazıyor zaten. Ayrıca bazılarına atman gereken tarihler de var."
Çayından bir yudum alırken anladığını belli etmek için kafanı hafifçe aşağı yukarı salladın.

Bir an önce işe koyulurken Bay Ackerman da bilgisayarında bir şeylerle meşguldü.
Yazıcının çalışma sesini duyduğunda onun bir şeylerin çıktısını aldığını anladın.
Gözlerini ekrandan ayırmadan sana "Aç mısın?" diye sordu.
"Pek değil." diye cevapladın. Sabah kahvaltısından başka bir şey yememiştin.
"Buraya bir şeyler sipariş etmemi ister misin?"
Sorusuyla şaşırmıştın. Açıkçası ondan bu kadar kibar bir hareket beklemiyordun. Seni öğle yemeğinden mahrum bıraktığı için biraz vicdan azabı çekiyor olmalıydı.
"Gerek yok efendim, böyle iyiyim."

[✔] ৎ୭ 𝙖𝙨𝙞𝙨𝙩𝙖𝙣 助手 | ʟᴇᴠɪ ᴀᴄᴋᴇʀᴍᴀɴ. [ᴍᴏᴅᴇʀɴ ᴀᴜ]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin