Hyunjin kolumdan tuttuğu gibi beni, odasının önüne getirmişti.
"Ne oluyordu orada!?"
"Bir şey, olduğu yo-"
"Odaya geç."
Gözlerini kapatarak söylediğinde gerçekten sinirli olduğunu anlamıştım. İyi de, bir şey yapmamıştım ki? Sadece Minho ile konuşuyordum. Başka bir şey yapmadım o an. Kapıyı açtığında kolumdan tutup beni içeri itmişti. Bol pantalonumun altından, bacaklarım yeniden titremeye başlamıştı. Ve bu korkudandı. İçeri ittiği gibi kapıyı kapatmış ve, kilitlemişti. Gözlerim dolmaya başladığında Hyunjin bana taraf dönmüştü. Ayaklarımın neden titrediğini, gözlerimin neden dolduğunu biliyordum. Hyunjin'in umrunda olmayacağını düşünerek göz yaşlarımı serbest bırakmıştım. Üstüme doğru yürümeye başladığında parmaklarım'da titremeye başlamıştı. Başıma gelecekleri düşünürken hıçkırmaya başlamıştım.
"Ağlıyor musun, sen??"
Sinirli yüzü, endişeli bir duygu aldığında yutkunmuştum. Adımlarını hızlandırarak önüme gelmişti. Sinirliydi. Gerçekten sinirliydi. Ama bana sinirlenmek onun için en kötü bir şey gibiydi sanki. Elleri titreyen parmaklarımı kapladığında hıçkırıklarım güçlenmişti.
"Ağlama bebeğim, özür dilerim.."
İlk defa benden özür diliyordu. Ve bu beni şaşırtmıştı. Ama o zaman kendimde olmadığım için bunu fark edememiştim. Eli ile, beni kendine çekip sımsıkı sarılmıştı. Hıçkırıklarımı durdurmaya çalışsamda bana sarılan kişinin Hyunjin olduğunu düşündüğümde yapamıyordum.
"Sana, zarar vermeyeceğim."
Yüzünü boynuma gömüp kokumu içine çekmişti. Ellerini belimden tutarak kendine daha fazla bastırıyordu. Hıçkırıklarım yavaş yavaş durduğunda, Hyunjin çekilmiş, ve kilitlediği kapıyı açıp korumaya su getirmesini söylemiş kapıyı geri kapatmıştı. Ama bu defa kilitlememişti. Kolumdan tutup koltuğa oturtmuştu beni. Ben konuşmaya çalışsamda konuşamıyordum. Boğazım düğümlenmişti sanki.
"Daha, iyi misin?"
Kafamı salladıktan, sonra Hyunjin ellerini saçıma getirip saçımı okşamaya başlamıştı. Elini kafamda hiss ettiğim gibi gözlerimi büyütmüştüm. Gülümseyerek saçlarımı düzeltiyor ve, okşuyordu.
"Babamın öldüğünden kimseye bahsetme."
Ellerini saçımdan çekip, gözlerime getirmiş ve kurumuş göz yaşlarımı eliyle silmişti. Sildikten sonra yakınlaşıp öpmüştü. Benim ise, tek düşündüğüm gerçekten de babasının ölmüş olmasıydı..
"Hyunjin ben-"
"Şşt, konuşma.. Sadece seni sevdiğimi ve, bundan kimseye bahsetmeyeceğini demek istiyorum."
Konuşmak için açtığım dudağımı kapatmıştım. Bu sıra kapı çalınmıştı. Hyunjin gir dedikten sonra, koruma elinde ki suyu masaya koyup önümüzde dikilmişti.
"Efendim, başka bir isteğiniz var mı?"
"Jeongin'e ve Seungmin'e haber vermeni istiyorum."
"Ne için?"
Ben aralarına karışıp soru sorduğumda Hyunjin gülümseyip bana bakmış daha sonra korumaya geri dönmüştü.
"Felix bugün benim evimde kalacak."
"Tamam, efendim."
Gözlerim büyümeye devam ederken, Hyunjini yine kızdırmamak için içimde ki sesi susturmaya çalışıyordum.. ama kendi kendine nasıl karar verebilirdi ki? Onun benim yerime karar vermeye hakkı yoktu. Bana sormalıydı. Sonunda dayanamamış içimde'ki sesi bırakmıştım.
"Benim bundan haberim yok."
"Artık var, hadi kalk."
Gülümsedikten sonra, ayağa kalkarak elini uzatmıştı bana. Gitmek istemek, ve istememek ile alakalı değildi. Sadece bana sormamıştı. Buna sinirliydim.
--
😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭😭
Ne bakion oylesine emoji atmak istedim👍
Bölümü erken attım çünkü..
Canım öyle istedi bir sorun mu var??😡
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mission 2 / Hyunlix ✔
Fiksi Penggemar"Bana aşık olman için elimden geleni yapacağım." "Yapamayacaksın, Hwang Hyunjin." ➪➪ ➮Düz yazı ➮Küçük texting ➮Tamamlanmış hikaye ➮Yetişkin içerik