Mission 2 / Hyunlix ✔

celebration

"Uykum va-"

"Dün ne kadarda, gitmeye hevesliydin! Hah gelme zaten. Biz Felixle gideriz. Sana ihtiyacımız yok Jeongin!"

Jeongin aniden ayağa kalkıp dolabına doğru koşmuştu. Dolabından bir kaç takım çıkarıp yatağın üstüne atmış ve bize dönmüştü.

"Gitmediğimi söylemedim Seungmin! Sadece uykum var dedim."

"Bunlar ne, Jeongin?"

"Patates. Görmüyor musun Felix?"

Jeongin Altın renk, takımı alıp Seungminin üstüne atmıştı. Seungmin aniden tutup takımın, etrafına bakmaya başlamıştı.

"Seungmin bunu senin için pahalı mağazadan aldım. Kıymetimi bil."

"Dalga mı geçiyorsun canım?"

"Felix bunu'da sana aldım!!"

Üstüme, kırmızı renk olan takımı attığın da elime alıp takımı kontrol etmeye başlamıştım. Tamam güzel'de, bunun pantalonu çok dar.. Hyunjin kızmaz mıydı..

"Jeongin, bunun pantalonu çok dar.. giyemem. Ben tshirt ve-"

"Oldu, paşam. Pijama ile git istersen. Hem Hyunjin sana şirkette giymene izin vermiyorum demişti. Partiye bir gün böyle gitsen bir şey olmaz bence. Hadi giy. Hem o kadar pahalı mağazadan almışım!"

Haklıydı aslında. Sonuçta davetiye'ye öyle gitsem rezil olurdu. Bu da onun hoşuna gitmezdi. Bu yüzden giyebilirdim. Jeongine kafamı sallayıp elinden almıştım.

"Bu da, benim!!"

"Şerefsiz! Kendine en güzelini seçmiş! Bana bana Seungminine!"

✧

Kapı çaldığı gibi elimde'ki kapatıcıyı çillerime sürmeyi bırakmış ve Jeongine seslenmiştim.

"Jeongin, kapı çalıyor!"

"Kim çalıyor lan kapımızı! Koş yetiş Jeongin! Ben o kapıyı yedi mil-"

"O anlamda değil, gerizekalı."

Jeongin odasından çıkıp koşarak merdivenlerden inmiş ve kapıyı açmıştı. Ben kendi odamda olduğum için kim gelmişti, ne konuşuyorlardı bilmiyordum. Seungmine dönüp bana baktığında göz-göze gelmiştik.

"Çillerini kapamışsın yine.."

"Davetiye'ye çillerle mi gideyim Seungmin?"

"Onları kapasan bile onlar hala ordalar birisi su dökse açılırlar. Zaa!!"

Seungmin dil çıkarıp telefonunu masadan alıp odamdan çıkmıştı. Ben de kafamı olumsuz anlamda sallayıp aşağı inmiştim. Hyunjin'i beklerken karşımda Chan vardı.