Güneşin her doğuşu yeni başlangıçlara gebedir.

211 11 10
                                    

Bir yeni bölüm daha karşınızda :)
Size bir sürpriz yapıp Vuslat'ımızın ölmeden önce ki son fotoğraf'ını multimedia'ya yüklediim ;)
Keyifli okumalar, sizi seviyoruum ♡

Bir sayfa daha eksildi takvimden, bir gün daha geçti. Her geçen günün ardından acılar geçmesede hafifliyordu. Yada sadece her gün için bir sürü anı ekleniyordur, kafamın içindeki belleğe. Yatağın içinde dönerken düşünce karmaşası kendime bile fazlaydı. Bazen bu düşünceleri susturmak isterdim, sanki benden ayrı biri vardı içimde istesem bile susmayan biri, kabullenmek istemediklerimi bile kabullenen biri. Bu kalp mi? Yoksa neydi bilmiyorum.  Dün gecenin standart bir gece olmasını dilerdim, Atahan'la aramızda olan çekimleri mi demeleyim yoksa arada oluşan nötr elektrik akımı olarak mı tanımlamalıyım? Aramızda oluşan bilmediğim bir kavramdan dolayı sürekli oluşan gergin bakışlar yüzünden konuşamamış ve şuan olduğu gibi düşüncelerimde boğulmuştum. Bu konunun kötü yanı düşünmekten yorgun düşmem olmalı, evet, iyi bir yanı da var Atahan'la oluşan gerginliğin neden kaynaklandığını düşünürken kendi sorunlarımı bile hatırlamıyorum.  Komedinimin üzerinde duran telefonum caldığında kimin aradığına bile bakmadan açtım. *Efendim?
*Okula neden gelmedin? Neredesin?

Melisa'nın olduğunu anladığımda,  hesap sormasına görmese de göz devirdim.

*Canim istemedi, yatağımla arama girmende ki sebep bumuydu?
*inanmıyorum sana, neredeyse akşam olacak sen hala yatıyor musun?

Melisa’nın sözüne karşılık,  telefonu uzaklaştırıp saate baktığımda daha saat 13.04
* Akşam olmasına daha çok var, hem uyku bu hayattaki en güzel kavram. Ayrıca boşuna dememiş,  uyu ne olursan ol uyu.
*Kim demiş bunu? 
*Hatırlamıyorum, ay bu ne saçma muhabbet önemli bişey yoksa kapat.
*Var, hemde sadece 30 dakikan var gelip alacağım seni.
*Kızım sizi bana seçerek mi veriyorlar? 30 dakika da neymiş? Özel şoförüm mü olacaksın? 
*Hazar bir kerede direk kendin kabullen zorlama,  Papatya teyze bekliyor
*O kim ya?
*Erken bunama Hazar, dün akşam soyledim işte destek için.
*Kızım senin şarap çanağına turşu suyu doldurayım. Ben sana bugün demedim ki, bir gün dedim.
* Bir gün, bugün işte.  Hadi uzatmada kapat.
*Bak itiraz etmeden yapacağım bunu.

Uzatmadan telefonu kapatırken, yatağımdan çıktığım gibi, pencereden dışarıya bakmaya başladım.  Havanın güneşli olmasına seviniyordum. Güneş varsa canlılık vardır, parkta koşturan çocukların enerjisiyle dolmuştur hava.  Gülümsemem yüzümde canlanırken, huzurlu bir gün diyerek banyoda rutin işlerimi hatletmeye başladım.

  Yarım saatin sonunda hazırlanmam neredeyse bitmişti.  Çiçekli elbisem ve Kıvırcık saçlarıma kurdelyeli taç armağan ettiğimde güneşli sıcak bir güne fazlasıyla uyum sağladığımı düşündüm.  Aynadaki yansımamı onayladıktan sonra trenç kotumu hızla giniyip, çizmelerimi de giydikten sonra çantamı alıp odamdan çıktım.  Salonun duvarında bulunan saate gözüm kaydığında 13.50 di. Su içmek için buz dolabını açarken üzerinde daha önce görmediğim kâğıt dikkatimi çekti, Imge'nin yazısı olduğunu anladığımda, henen okumaya başladım. 
*Dolap bomboş boşuna açma bile. Sen uyurken boş durmadım pislik kokmuş evini temizlerken dolabı da hallettim. Neyse kızılcık, okulu bugün ekmeni affediyorum. Ve mümkünse bugün çok yoğunum beni arama. Akşam eve gelirken bohçamı da getiririm, alışveriş de bende sen keyfine bak seviyorum seni bay.

Notu bırakırken,  deli kız diye düşündüm.  Bohça diyor bide, ben bu evde onunla nasıl baş edeceğim. Telefonumun sesini duyduğumda hemen çantamdan çıkarıp Melisa'ya cevap verdim. 
*Efendim, geldin mi?
*Apartmanın önündeyim hadi in.

YAŞAMAK İÇİN.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin