HAZAR KOÇNe kadar süre bağırdım, neler dedim bilmiyorum. Kendime geldiğimde tüy gibi hafif hissediyordum, sanki bütün dertlerimden arınmıştım, her şeyi unutmuştum. Gene hissetmiyorum. Hızla kendimi duşa attım, soğuk suyu sonuna kadar açtığımda, ilk başta ürpersem de yavaş, yavaş kendime geliyordum. Üşümüyorum, soğuktu evet buz gibiydi ama üşümüyorum bilakis kalbimdeki yangını söndürüyordu, acılarımı hafifletiyordu. Geçmeyecek biliyorum, unutamayacağımda ama alışacağım. Bir süre daha soğuk suyun altında kaldıktan sonra durulanıp, duştan çıktım. Üstümü giyinip, saçlarımı kurulayıp, topladıktan sonra kendimi şöyle bir süzdüm. Gene ruhumun karasında, siyahların içindeydim. Çantamı aldıktan sonra ayakkabılarımı giyip hızla merdivenlerden indim. Aysun teyzenin sesimi duyduğuna emindim, beni anlıyordu. Sorgulamıyordu, düzel demiyordu bilakis ağla diyordu, ağla ki alışasın diyordu. Ziline bastığımda, sanki kapıda bekliyormuş gibi açtı. Beni gördüğü gibi, gözlerinin içi parladı. Annem gibi, sarmaladı beni. ‘’Hazar’ım geç hadi içeriye kek yaptım, çayda koyarım şimdi afiyetle yeriz kınalı kuzum ’’ Aysun teyze beni kendi torununun yerine koymuştu, keşke kendi torunu gelip görseydi ananesini oysaki pamuk gibi kadındı. Nasıl olurda bayramlarda bile gelmez anlamıyorum. Bu kadar yabanileşti mi yeni nesil.
‘’Yok, Aysun teyze yürüyüşe çıkacağım, dönüşte uğrarım olur mu?’’
Aysun teyze bana imalı bakışlar atmaya başladığında, kafamı neler oluyor gibisinden sağa sola salladım. ‘’Hazar’ım geç de içeriye sana anlatacaklarım var, sonra çıkarsın yürüyüşüne.’ Dediğinde, hızla ayakkabılarımı çıkarıp, oturma odasına geçtim. Bilirim önemli bir şey olmasa, asla ısrar etmez. Aysun teyze tekli koltukların birine oturduğunda, karşısındaki koltuğa oturdum.
‘’Anlat teyzem seni dinliyorum.’’
‘’Hazar bugün üç kişi buraya geldi, iki oğlan, bir kız ve seni sordular’’ İmalı bakışları hala devam ederken, ben sadece kim diye düşünüyordum ve tahmin ettiğim kişiler olmaması için bir neden de bulamıyordum fakat bu kadar ileri gitmiş olamazlardı.
‘’Ne diye sordular, baştan anlatır mısın pamuk şekerim?’’ dediğimde hafif gülümsese de anlatmaya devam etti.
‘’İşte böyle kuzum, yollamaya kalktım ama gitmediler ta ki-‘’ Devam etmesini bile bekleyemedim, kulaklarım duymuyordu, nasıl yüzsüz birisidir bu, anlamıyorum.
‘’ Hah! Şaşırmamak lazımdı ama bende hata iyice benzetmeliydim, ne cüret bu, nasıl evime gelirler anlamıyorum!’’
Aysun teyze sakin olmam gerektiğiyle ilgili bir şeyler söylerken dinlemiyordum bile, ne zaman kalktığımı anlamadığım koltuğa geri oturtturdu ‘’Bir dinle istersen Hazar, lafımı bitirmeme izin ver kızım.’’
‘’Sen kriz geçirdiğin anda onlar buradaydılar, ben yukarıya çıkarken onlarda geldi ve ister istemez kriz geçirdiğini öğrendiler, o tatlı kızcağız çok panik oldu hazar, çok üzüldü senin için.’’
‘’Üzüldü mü, birde gelmiş üzüldü diyorsun Aysun teyze benim için kimse üzülmesin anlamıyorsun değil mi?’’
‘’Hazar, birde senin dediklerini duydu’’
‘’Neyi duydu, ne dedim ben Allah aşkına’’
‘’Bebeğim çok bağırıyordun, ölmeyecektin diye. Bana sordu-‘’
‘’Söylemedin değil mi?’’ Bana ters bakışlarını bile umursamıyordum, kızsa da şuan benim sinirimden öteye geçemeyecekti, sakin olmamı beklemesi bile hata.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YAŞAMAK İÇİN.
ChickLit‘’Sen gökyüzü, ben yeryüzü anca birbirimizi izleyebiliriz. Bilmelisin kıyamete kadar ne ben sana gelebilirim nede sen bana gelebilirsin. ’’ Genç kızın dediklerinden sonra bir süre sustu genç adam. Ne diyebilirdi ki? ‘’Sen bana gelirsen kalbin param...