-Cinsel içerik uyarısı-
:)
Kucağımdaydı. Taehyung hala kucağımdaydı.
Sorumluluk almayı sevdiğini söylediğinden beri dudaklarımız ayrılmamıştı ve çekinmeden bana sürtünen kalçaları yüzünden sertleşmeye başlamıştım. Ayrıca çok iyi öpüşüyordu. Hatta şu an her şey onun kontrolü altındaydı. O beni yönlendiriyordu ve ben de ona uyuyordum.
Baskın değildi, bunu biliyordum ama tamamen pasif kalmayışı beni daha da tahrik ediyordu.
Dudaklarımız sesli bir şekilde ayrıldığında Taehyung biraz daha geriye giderek tam olarak kasıklarımın üzerine otururken ellerini tişörtümün eteklerine getirerek tişörtümü göğsüme kadar itmiş, bedenimi ortaya çıkartarak parmaklarını gezdirmeye başlamıştı.
"Çok güzel" demişti gözleri kaslarımdayken. "Çok güzelsin" diye ekleyerek kalçalarını kasıklarımdan ayırarak kalkmış, bacaklarımı ayırarak arasına yerleşmişti. Ellerim yatağımın çarşafını yırtmak istercesine sıkarken Taehyung dudaklarını karın kaslarınımın üzerine bastırmaya başladığında istemsizce kendimi daha da kasmış, kaslarımın daha da belirginleşmesine neden olmuştum. Bu onun hoşuna gitmişti ve sanki beni ödüllendirmek istercesine dilini kaslarımın belirgin orta çizgisinde gezdirip bedenini biraz daha aşağıya indirmişti.
Bakışları bana çevrildiğinde gözlerindeki parıltılar ve yüzündeki belirgin heves kısık sesle inlememe neden olmuştu. Taehyungsa daha fazla vakit kaybetmeden tekrardan dizlerinin üzerine oturmuş ellerini eşofmanımın beline yerleştirerek duraksamadan çıkartmamı sağlamıştı. İç çamaşırıyla kaldığımda Taehyung önce ellerini bacaklarımda gezdirmiş, sonra da gözlerimizi birleştirerek parmaklarını iç çamaşırımın beline yerleştirmişti.
"Sorun yok, değil mi?" Diye mırıldanarak üzerime doğru eğildiğinde gözlerimi devirmek istesem de yapmamış, ellerimden birini ensesine yerleştirerek dudaklarından bir öpücük çalmıştım. O da keyifle gülümseyerek alt bedenimi tamamen çıplak bıraktığında bakışları sertliğime çevrilir çevrilmez dudaklarını ısırmış, gözlerindeki yaramaz parıltılarla birlikte hiç beklemeden parmaklarını etrafıma sarmıştı.
"Gerçekten de hazdan ağlatırsın sen beni"
Ona söylediğim şeyi onaylayarak bana geri gönderdiğinde dudaklarımın kıvrılmasına engel olamamıştım ama uzun bir süre gülmeye devam edememiştim çünkü Taehyung parmaklarını usta bir şekilde sertliğimde kaydırırken gözlerim kararıyor gibi oluyordu, kendimi dudaklarımı ısırırken buluyordum.
Taehyung parmaklarıyla beni çekiştirmeyi bıraktığında mızmızlanarak bakışlarımı ona çevirmiştim ki tam da ona baktığım sırada beni ağzına aldığında boğuk bir sesle inlerken belim yay gibi gerilmişti. Ellerimden biri istemsizce onun saçlarına dolandığında Taehyung belimi elleriyle sabitleyerek sertliğimdeki dudaklarını yavaş yavaş ilerletmeye başlamıştı.
"Sikeyim.."
Sıcak ağzının verdiği his kuşkusuz ki gözlerimi kaydırmaya yeterdi. Üstüne yetişemediği yerleri parmaklarıyla sarması dudaklarımı kanatmama neden olacak cinstendi.
En hassas noktalarımı damağında, yanaklarında ve dilinde gezdirdikten sonra bakışlarını bana çevirerek ifademi incelediğinde dağılmış oluşum onun hoşuna gitmiş olmalıydı ki dudaklarında memnun bir gülümseme oluşmuştu. Ardından dudaklarını kasıklarıma ve iç bacaklarıma bastırıp iyice mızmızlanmama neden olduktan sonra tekrardan dudaklarını sertliğimin ucuna sararak dilini yarığımda gezdirmeye başlamıştı. Ben istemsizce saçlarını çekiştirerek belimi kaldırmaya çalıştığımda beni durdurmuş, gözlerime kısa bir bakış atıp birden dudaklarını sertliğim boyunca ilerleterek tamamını ağzına aldığında verdiğim derin nefes derin bir inlemeye dönüşmüş bir şekilde çıkmıştı dışarıya.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seul Nine-Nine: Taekook
FanfictionJeon Jungkook, bölgesinin en iyi dedektifi olmayı, ilginin üzerinde olmasını her şeyden çok severdi ama kendisinden sonraki en iyi dedektif olan Kim Taehyung, bu 'her şey' sınırlamasının tek istisnasıydı.