𝘞𝘩𝘰 𝘢𝘮 ı?

228 27 32
                                    

Bölüme başlamadan önce şunu söylemeliyim ki bu kitapda hiç kimsenin özgünlüğu olmayacak. Acıkcası fight sahnesi yazamayacağımı bildiğim için direk böyle yapmak daha mantıklı geldi.

İyi okumalar

1. Bölüm:
Kimim ben?

¸.*☪*.¸¸.*☆*.¸¸.*☪*¸.*☆*.¸.¸¸.*☪*.¸

ᴍᴏᴍᴏ
Cam tarafından gelen hafif bahar rüzgarı sınıfın içini dolduruyordu yine. İceriye sızan güneş ışınları sınıfa ayrı bir hava katıyordu.

Bu haftanın digerlerinden farkı olarak hepimizin uzun zamandır beklediği sınav sonuçlarının açıklanacak olmasıydı. Bu sınavla birlikte gruplar oluşturulucak ve bu gruplarla birlikte özel projeler gerçekleşicek. Sınıf başkanı yardımcısı olsam bile bazen bazı şeylerin öğrenilmesine izin verilmiyor malesef. O yüzden heyecanlanmamak elde değil.

Yavaş yavaş herkes sınıfa doluşmaya başlayınca yerime oturdum ve birisiyle gerkesiz diyalog kurmamak için kullaklıklarımı takıp dış dünya ile bağlantımı olabildiğince kestim ve elimde olan kitaba odaklanmaya çalıştım.

Tam odaklanmışken aniden omzumda hissetiğim hafif dokunuş ile o yöne doğru döndüm.

"Rahatsız ediyorsam özür dilerim yaoyorozu ama dün kü ingilizce notlarını ödünç alabilir miyim acaba?"
Shoto todoroki sınıfın en sakin kişisi. Ama ayrıca gerçekten çok yetenekli. O da benim gibi önerilen öğrenciler arasında.
İkimizde önerilen öğrenciler arasında olsak da kendimi onunla karşılaştıramayacak kadar yetersiz hissediyorum. Gerçekten bunu nasıl yapıyor bilmiyorum ama bunu hissetiriyor adeta.

Elimde ki kitabı masanı üstüne bırakıp çantama ulaşmak için eğildiğimde garip bir şey fark etsem de pek renk vermemeye çalıştım. Notları çantamdan çıkartıp Todorokiye uzattığım da elimin titrediğini hissettim. O da bunu fark edicek olacak ki,
"Bir sorun mu var?" Dedi

Aslında sormak istediğim şeyleri içime atıp sadece "hayır, iyiyim" diyerek geçiştirdim.

Aslında kabul etmemeye çalışsam da yere eğildiğim de Todorokinin çantasından sarkan kanlı sargı bezleri fark etmemek elimde değildi. Gerçekten çok garip gelmişti...
Aslında bu 2 gün önce beden dersinde kolundaki başka sargı bezlerinin nedenini açıklar nitelikte.

Başkalarının işlerine el sürmeyi gercekten sevmemekle beraber, bu işin böyle sonlanmayacağını biliyordum...

☪ ·̩   。 ☆   ゚ *   。*  +   *  ・ 。☆͙  ☆   *

Okulun normalde bitmesine karşın okulda kalıp kütüphanede çalısmaya karar verdim.
Kütüphaneleri seviyorum. Çünkü orada her sey istediğim gibi... Her zaman sessiz ve nereye bakarsam bakayım her yerde kitap var.

Bunları düşünürken cam kenarından bir masa seçtim ve önünde bulunan sandalyeyi çekip üstüne çantamı attım.
Ders çalışmaya başlamadan önce içeride birkaç tur atmayı seviyorum. Hem yeni şeyler keşfesedebiliyorum hem de kafamı dağıtmak için baya yararlı oluyor.
Birkaç rafı gectikten sonra karşıma çıkan manzaraya şaşırmamak elde değildi.

Kütüphanenin tozlu yerlerinde Shoto Todoroki uyuya kalmış. Elinde tutmaya çalıştığı kitap neredeyse düşücekken yavaşça yakalayıp onu uyandırmamaya calıştım. Sonra okuduğu kitaba baktım.

Dorain Gray'in Portresi
Açıkcası bir edebiyat tutkunu olarak bunu okuması kafamı karıştırmıştı. Aslında o böyle kitaplar okuyacak tipten de değil.
Elimde tuttuğum kitabı yavaşça yere bıraktım ve bu sefer karşımdaki manzaraya döndüm.

Kan kırmızısı rengi saçları yüzünde ki yarasını gizliyordu. Bircok kız onun bu yarasını sevmese de bence bu ona bir güzellik katıyor. Yavaş yavaş aldığı nefeslerin şiddeti arttığında bir şeylerin ters gittiğini anlamıştım.
Başka bir şey düşünmeden onu hafifçe uyanması için salladım.

Yavaş yavaş göz kapaklarını açarken arka camdam yansıyan güneş ışınları ortaya başka bir efort yaratıyordu.

"Rahatsız ettiysem özür dilerim Todoroki-san. Sadece yerde uyuduğun için boyunun tutulmamasını istedim."

"Sorun değil." Dudaklarından dökülen bu kelimeler sanki istemsizce ortaya atılmış gibiydi.
Aslında ona sormak istediğim çok soru vardı. Ama onu rahatsız etmek istemiyordum. Belki benden rahatsız olup bir daha konuşmak istemezdi. Bir arkadaşımla böyle bir şey yaşamak istemem.

" İyi hissetiğine emin misin?" Sorduğum tek bu soru ile bir duraksama yaşadı.
" Kötü hissetmem için bir sebebim yok."
Söylediği bu cümlenin yalan olduğu çok belliydi ama ona rahatasızlık vermek istemediğim için gitmeliyim gibi hissettim.
Ama onun yerine bende karşısındaki kitaplıkların birine yaslandım.
" Gerçekten işine karışmak istemem ama eğer bir sorunun varsa içine atmayıp bunu başkasıyla konuşmalısın. Bunu daha önce de sana söylemiştim."
(Daha önce dediği ennichi drama cd. Izlemediyseniz öneririm.)

"Bunu bana demek yerine bence önce kendin denemelisin. Normalde çoğu zaman neşeli olan sınıf başkanı yardımcısı aniden bu hafta sessizleşti. "
Söylediği bu ani sözler karnımı ağrıtmaya başladı. Artık göz teması kuramayacak kadar utandığım için başımı yere çevirdim.

" Seni kırmak gibi bir amacım yok. Ama bazen istemsizce fazla dürüst oluyorum.Bana sormak yerine kendine hiç nasıl hissetiğini sordun mu yaoyorozu?"

Nasıl hissettiğimi bilmiyorum aslında. Şu ana kadar kimse bana nasıl hissetiğimi sormadı ki. Herkes ne kadar başarılı olduğumu sordu. Ne zaman canım yansa içime atmayı tercih ederim ben.
İşte o an bir şeylerin farkına vardım.
Ben kendimim nasıl hissetiğini, hangi dersi sevdiğimi, hangi duyguları hissedebildiğimi bilmiyormuşum...

Ani oluşan bu düşüncelerle aklımda geriye boş soru işareti takıldı.

"Sahi ya, kimim ben?"

.*☪*.¸¸.*☆*.¸¸.*☪*¸.*☆*.¸.¸¸.*☪*.¸

Gerçekten nasıl olduğu hakkında bir fikrim yok. Umarım bazı şeylere açıklık sağlayabilmişimdir.

ʙᴇ ʟɪᴋᴇ ʜɪᴍ (?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin