3.Bölüm:
SESIZLIK🔑 ------------------ 🌕
Momo
28 Temmuz
Karanlık... Zifiri karanlık. Gözlerim istemsizce kapanırken uyku beni tatlı kollarına hapsediyor. Bununla birlikte karnımda anlam veremediğim bir endişe sancısı bastırıyor.
Ne kadar süre sonra bilmesem istemsizce gözlerimi tekrar aralıyorum. Şimdi karanlık yerini her yeri kırmızı-turuncu bulutlar bulmuş.
Yatağımdan kendimi hızlı ama narin bir şekilde, çelimsiz kolların arasında hissediyorum kendimi. Koşuyormuşum gibi hissediyorum ama koşamıyorum.
Nefesim aniden sıklaşıyor. Çiğerlerime çektiğim amlamsız gazla olabildiğince öksürüyorum.
Aniden duraksıyoruz.
Hafızamda hala yer etmiş o narin sesten kalan 4 kelime duyuyorum:
" Benim... yerime yaşa lütfen"
.....
Bu benim 5 yaşına dair yarım yamalak hatırladığım tek anı.
Şimdi is kimsenin konuşmasına gerek yoktu . Belki ikimizinde kendine özgü problemleri, sıkıntıları vardı. Ama kıyıya vuran dalgalar beraberinde sıkıntılarımızıda beraberinde götürüyordu.
"Senin şu an kütüphane de ders calışıyor olman gerekmiyor muydu?"
Kafamda yankılanan ani sorusu beraberinde bir baş ağrısı getirdi. Birden aklıma yapmam gereken şeyler teker teker yüzümü kaya gibi vuruldu.
Düşüncelerimi bundan ayırmak için alnımı ovuşturdum.
"Evet, şu an kütüphanede olmam gerekirdi. Ama kaderin bize ne getireceğini bilemeyiz.""Kader? Gerçekten şu an kaderinde yazıldığı için burada olduğunu mu düşünüyorsun gerçekten?"
"Galiba"
Derin bir nesef verdi. Verdiğim cevap ona ters gelmiş olsa gerek çünkü alnı kırışmıştı...
" Kader dediğimiz şey zaten bizim elimizde olan bir şey değil midir? Yaşadığımız hiçbir şeyin tesadüf olduğunu düşünmüyorum. Belki bugün yağmurlu olmaya devam edecek ama eninde sonunda devam edicek. Bu bir döngü ve bunu değiştiremeyiz. Ama yarın ne yapacağını, ne olmak istediğni, kimi seviceğini, kısacası hayatını nasıl geçirmek isteyeceğini..''
" O zaman tesadüf denilen bir şeyde olmasa gerek. Bizim bildiğimiz tesadüf aniden başımıza gelen herhangi bir şey. Ama senin dediğine baktığımda mantıksız oluyor. Daha çok sanki birçok insanın aldığı kararlar sayesinde oluşan zincirleme olaylar bütünü olsa gerek."
Ona söylediklerimi yorumlaması için biraz zaman tanıdım. En sonunda derin ve sıkıntı dolu bir nefes verdi, yumruğunu sıktı. Sanki içinde hala kalan bir şey varmış gibi duruyordu.
" Bazenleri kendi hayatında bile nasıl bir etkin olacağını ve nasıl hissediceğini sen karar veremiyorsun. Belki dışardan 'ne kadar harika bir hayat yaşıyor' dediğimiz herkes içten içe ölüyor "
Dudaklarından dökülen kelimelerle kendimi istemsizce bağdaştırmıştım.
Lanetlediğim tarih olan 28 temmuz gecesinden sonra hayatım tamamen değişmişti. Artık annemin elinde oynatacabileceği oyuncak bebeği olan ablam gitmişti. Ama onun yerine artık onun gözünde ben vardım.
O tarihten sonra beni gittiği çoğu her iş yemeğine götürdü."Biliyor musunuz Momo okulunda yapılan son denemde ilk 1.si oldu."
" Momo en son girdiği piona yarışmasından 1. olarak ayrıldı." Bunun gibi cümleler ve daha fazlası vardı...
Herhangi bir dersten düşük aldığımda ise sabah kahvaltıları dışında yemek yememe izin verilmiyordu.
" Hem ailemizin onurunu kirleten bir beceriksizi evimde besleyecek değilim ya."
Bu cümleleri duyduğumda daha 10 yaşındaydım. Nasıl tepki vermem gerektiği hakkında bir fikrim yoktu. Sadece her zaman benden istediği her şeyi gercekleştirmeye calıştım.Belki eğer böyle devam edersem benim de onun kızı olduğumu hatırlar düşüncesi ile çalışmayı bırakmadım.
Yağan yağmur damlaları sıklaştığında içimde sebepsiz bir ürperti hissettim.
Bu zamanın bitmesini istemiyordum.
Bu sefer sesizliği ilk bozan ben oldum."Normalde dediğin gibi şu anda kütüphanede olup gece yarılarına kadar çalışıp çabalamam gerekiyor. Geçen hafta, konusu geçilen grup proje ödevleri var. Kendi kısmıma düşenle uğraşmam gerekiyor. Kısacası yapmam gereken çok şey var ama ben bunların hepsinden sıkılmış gibi hissediyorum. Ölmek istemiyorum ama böyle yaşarsam da nereye kadar devam edebilirim bilmiyorum."
İçimden geçen çoğu şeyi dışa vurduğum için derin bir nefes verdim.
"Çok bencilsin bunun farkındasındır umarım Yaorouzu..."
"Belki öyleyimdir, haklısındır ama bana doğruyu söyle. Hiç bencil olmayan insan var mıdır sence?"
Sorduğum sorunun ciddiyetini anlaması için kafamı yana çevirip onunla göz teması kurmaya çalıştım.
Benle göz göze geldikten birkaç saniye sonra yine önümdeki nefes kesici deniz manzarasına dödüm.
Yağmur yavaş yavaş durmaya başlamıştı. Bulutlardan bazıları birbirinden ayrılmış ince güneş ışınlarının aralarından girmesine izin veriyordu. Denizde her zamanki sakinliğine bürünüyordu artık. Saatin kaç olduğunu bilmiyordum ama 6'yı geçtiği kesindi.
Yarın, 2 gün sonra, 1 yıl sonra hatta belki 5 dakika sonra bile nerede olacağımı bilmiyorum. Çünkü yaşadığımız kader bazenleri belki tanımadığımız kişilerin hareketlerine bağlı olabiliyor. Bunu bizzat kendim bilerek söyleyebilirim. Bir gece de bile göz açıp kapayıncaya kadar, yeteri kadar değer vermediğimiz şeyler elimizden kayıp gidiyor. Ve biz hala bencillik yapmaya devam ediyoruz...
✨✨
Bu bölümü yazmak gerçekten çok uzun sürdü. İki de bir yazıp sildim. En konuya böyle girmeye de matematik dersinde karar verdim. Matematik dersleri gerçekten çok ilham verici oluyor 👌🏻
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʙᴇ ʟɪᴋᴇ ʜɪᴍ (?)
Fiksi Penggemar☪ ·̩ 。 ☆ ゚ * 。* + * ・ 。☆͙ ☆ * ""Bᴜ ʙᴀʜᴀʀ ᴇsɪɴᴛɪsɪ ᴅɪɴᴅɪɢ̆ɪɴᴅᴇ ʏᴇɴɪᴅᴇɴ ʙᴜʟᴜşᴍᴀ ᴅɪʟᴇɢ̆ɪ ɪʟᴇ."" ¤Todomomo fanfic¤