𝘋𝘦𝘴𝘪𝘳𝘦

142 18 11
                                    

4. bölüm:
İstek

. ૮(ˊ ᵔ ˋ)ა . ⋆ ˖ ࣪ 𓂃⬫ ׂ ׅ
Momo

Çarşamba günlerini sevmiyorum. Her şekilde sinir bozucu bir gün. Tüm gün boyunca sıkıcı derslerden geçilmiyor. Ayrıca bana hafta sonunun ne kadar uzakta olduğunu tekrar hatırlatıyor.

Öğle tenefüsüne zar zor ulaşmış olsak da ders bitiminde benim dışımda herkes mutlu ve keyifliydi.

"Momo, spor çantamı odamda unutmuşum. Yedek t-shirtün varsa ödünç versene."
Kafamı kitaptan kaldırdığımda her zaman ki gülümsemesi ile Minayla karşılaştım.

Çantamda ararken şakayla karışık bir tonda, " Bugünde herkesten böyle mi yararlanıyorsun Mina? Aşk olsun"

Aslında yanımda yedek t-shirt yoktu ama hem onu red etmek istemediğimden hem de girmemek için başka bir sebep oluşturmak amacıyla bulduğum gibi ona uzattım.

Teşekkür edip yandımdan uzaklaştığı sırada, beden dersinden kaytarmak için sağlam numaralar arıyordum.

Formamın tam olmadığını söyleyebirim, hem de pak yalan da olmaz. Ama bu onu kızdırmak dışında başka bir işe yaramaz.

Acıkma hissi beni bulunduğunda düşüncelerimden ayrılıp cüzdanımı aldığım gibi kapıya yöneldim. Fakat kapının ardından elinde kalın kitaplar olan Iidayı görünceye kadar.

"Yaoyorozu bende seni arıyordum. Öğretmenler odasında Aizawa-Sensei'in yukarı çıkarılması gereken bazı kitapları var. Yardım etsene."

"Bende tam kantine gidiyordum. Hemen gidip gelsem? Hiç halim yok zaten."
Pek yalan sayılmazdı. Kan şekerim düştüğünde bayıldığım durumlar oluyor bazen.

"hemen biter zaten. Gel beni takip et." Sıkıla sıkıla Iida'nın arkasından gitmeye başladım.

Gerçekten şurada bayılsam birisinin umrunda olur muyum diye düşünmeden edemiyorum bazen.

Öğretmenler odasını ulaştığımızda ani bir hayal kırıklığı yaşamadan edemedim. Düşümdüğümden çok daha fazla kitap vardı burada.

Alabildiğim kadar çok alıp bir an önce şu işi bitirmek istiyordum şu anda sadece.

Haliyle Iida benden daha güçlü ve hızlı olduğu için önümden gidiyordu.

Kitaplar ön görüşümü kapattığı için merdivenlere ulaştığımda geri dönmekte tereddüt ettim. Ama yinede en sonunda kendime yenik düşüp bir kaç adım atmıştım.

Tam son basamaklara ulaşmıştım ki, birden bir şeyin garip gittiğini hissettiğim de her şey için çok geçti atık.

Kendimi merdivenin köşesine düşmemle zar zor bulmuştum.

"Aa- Yaomomo iyi misin? Canın acıyor mu?"

"Kaminari git de hocayı çağır!"

"Jirou merak etme ölmüyorum. Ayrıca
Kaminari birini çağırmana gerek yok."
Alnıma yediğim kitabı alıp ayağa kalkmaya çalıştım. Ama tabi ki başarısız oldum. Bir anda aklıma bunun mükemmel bir fırsat olduğu geldi.

"Diğer ders bedendi değil mi?"

" Evet ama bunun bir önemi yok. En iyisi  seni hemşireye götürelim. İyi olunca geri dönersin."

Biraz daha gerçekcilik katmak için halsizce başımı sallamakla yetindim.

Az sonra Jirou'nun desteği ile hemşirenin kapısının önüne gelmiştik. Bileğim feci bir şekilde sızlıyordu ve anlamıştım ki artık istesem de geri kalan derslere giremezdim.

ʙᴇ ʟɪᴋᴇ ʜɪᴍ (?)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin