8. Bölüm:
Yaz yağmurları〔────────〄──────────〕
Momo
Tik tak tik tak
Kafamı matematik sınavımı kağıdından kaldırma gereği duydum çünkü sınav cidden zordu.
Tik tak tik tak
Beynimin içinde yardım zilleri calmaya başlıyor. Normalde herhangi bir sınavda stres yapmayan ben şu anda kaçabileceğim bir delik arıyordum.
Tik tak tik tak
"Kaminari sadece kendi kağıdına bak, aksi takdirde sınavın iptal edilcektir."
Aizwa sensei'in alışık olmadığımız sert ve ciddi sesiyle birlikte birkaç kişi kaminariye döndü.
Tik tak tik tak
2-A sınıfı olarak resmi şekilde son matematik sınavımızın kağıdıyla bakısmadan kendimi alıkoymamıyordum.
Dün gece çalışmam lazımdı.
Denedim de.
Ama onun yüzünden...
Onun yüzü den başka bir şeye odaklanamıyorum.
Galiba grip olucağım.
Tik tak tik tak
En küçük kağıt çevirme sesinde dahi bakma isteğiyle boğuşuyorum.
"Hatamı aslında nerede yaptım, nasıl düzeltebilirdim. Benim sorunum ne?"
Beynimin arka planında olumsiz düşünceleri durdurmakta zorluk cekiyorum.
Tik tak tik tak
Kalemimi masanın kenarına bırakıyorum, kalemkutumun yanına koyduğum şiseden bir yudum alıyorum.
Ardından derin bir nefes almadan duramıyorum.
" Şu an sadece 5. ve 11. Soruları boş bıraktım. 5. Soru Midoriya-kun'un yapabileceği tarzdan eğer onu yaparsa önüme geçme ihtimali var ama -
"Tik tak tik tak
Sağ tarafımdan gelen tükenmez kalem sesine dayanamayarak o tarafa döndüm.
Tanrım, göz göze gelmeyi beklemiyordum.
Todoroki kağıdının üstüne yatmış olmasına rağmen bir kısmını da dışarı da tutyordu.
Sanki yardıma ihtiyac duyduğumu beynimi okuyarak anlad-
Tik tak tik tak
"Son 5 dakika, son sorularınıza göz gezdirin lütfen."
Bir an bile içimde terredüt duymayarak todorokiye güvenerek cevap kağıdında ki soruları işaretledim.
Son bir kere tüm kağıdı gözden geçirdikten sonra kalemimi ve silgimi kalem kutuma yerleştirdim.
Düşünmemek elde değildi, koskocam bir sene cidden bitmisti ve şimdi elimizde sadece en az bu geldiğimiz yol kadar zamanimiz vardı.
O zamanlardan sonrasını düşünmek bile tüylerimi ürpertiyordu.
Tik tak tik tak
En azından şu anlık...
Şu zamanlarda kalmak istiyorum...〔────────〄──────────〕
Kurtulmak istiyorum.
En azından şu anlık
"Yaoyorozu, sınavın nasıldı?"
"Yaomomo-chan 3. Sorunun cevabı neydi?"
"Hey yaoyorozu şu köklü s-"
Sınıfta bulunduğum her sabiyede boğuluyormuşum gibi hissetmeme engel olamiyorum.
Nereye olursa olsun artık şuradan kaçmak istiyorum sadece...
Kapının önünde toplaşmıs insan yığının arasından geçmek için savaş vermemle en azından sınıf ortamını
Terk etmeyi başarmıştım.Nereye gitmiyim bir fikrim yok.
Merdivenlerin bitişinde ki önümdeki kokocaman camlardan arka bahçedeki kiraz ağaçlarının parlak pembe yapraklarını izlemeye verdim kendimi.
Hava bugün biraz yağmurluydu ama arada güneşte kendi varlığını belli ediyordu.
Sanki bulutlar ve günes bile bir tür anlaşma içindeymişcesine birbirlerini gösteriyordu.
Kendimi hızlıca arka bahçedeki bankların üstüne atmak için harekette geçtim.
Geri kalan merdivenlerden birer ikişer atadıktan sonra zemin kata ulaşmıştım.
Ama ister istemez bundan pişman olmuştum çünkü zemin kat bizim sınıfın bulunduğu kattan daha tıklım tıklımdı.
Yemekhaneye inmeye çalışan ögrenciler, kendisini dışarı atma isteği ile boğuşanlar, ellerindeki dolu sınav kağıtlarını müdüre ulaştırnaya çalışan öğretmenler...
Bir iki adım atmaya denememle yanımdan hızla geçen üst sınıftan bir kız yüzünden duvara toslamam an meselesi oldu.
Zar zor hareket edebilen bu kalabalıkta biri omzumdan bana yön verdiğin de irkildim.
Arka çaprazıma bakmamla ister istemez yüzümde bir tebesüm belirdi.
"Yaoyorozu, arka bahçeye kaçalım."
Tam olarak ne kast etti, amacı ne, hicbir şey anlayamıyorum.
Neden her dediğin şeyden bir anlam aramak zorundayım ki zaten?
Omzumudan bana yön vermeye devamederek arka bahçe kapısına yöneldik.
Kendimizi kalabalıktan koparabildiğimiz de arka bahçeye sonunda ulaşmıştık.
Şansımıza yağmur tanelere daha hızlı inmeye başlamıştı ama bu beni durdurazdı.
Tane tane yağıyordu, her birinin yeryüzüne inmesiyle beraber yeni umutlar ve kederler yere iniyordu benim gözümde.
"Sınavın sonlarına doğru stress yapmaya başladın hangi soruda takıldın."
Şaşırtıcı bir sekilde Shouto'nun bu kadar iyi gözlemci olması ilgimi cekmişti.
Ya da belki bir ihtimal ben onun ilgisini cekmemle iyi bir gözlemci olmu-
"Bir iki soruda ne yapabileceğimden emin olamadım, bir tık telaş yaptım. Hem sen nereden anladın?"
Merakımı cümlenin sonuna doğru daha baskın bir şekilde belli etmek amacıyla vurgulamaya çalıştım.
Dalga geçermişcesine sağ elini çenesine koyup düşünürmüş gibi yapmaya başladı.
"Hm, içgüdü sadece."
Hep öyle demezler mi zaten?
.
.
.
.
.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ʙᴇ ʟɪᴋᴇ ʜɪᴍ (?)
Fanfiction☪ ·̩ 。 ☆ ゚ * 。* + * ・ 。☆͙ ☆ * ""Bᴜ ʙᴀʜᴀʀ ᴇsɪɴᴛɪsɪ ᴅɪɴᴅɪɢ̆ɪɴᴅᴇ ʏᴇɴɪᴅᴇɴ ʙᴜʟᴜşᴍᴀ ᴅɪʟᴇɢ̆ɪ ɪʟᴇ."" ¤Todomomo fanfic¤