Sınırlı vade tekeri.
Saat zamanı iki turda sıfırlar.
Oysa sınırlı bir vadede,
yalnızca bir teker
tek turda sıfırlayabilir.🕒
BÖLÜM 13:
SINIRLI VADE TEKERİ
🕒Beş yaşındaydım. Aynı gün her şeyimi kaybetmiştim. O günden sonra kazandıklarımsa bir bir elimden alındı. Alındı demek yanlış olurdu. Kendimden başka hiç kimseye ve hiçbir şeye değer vermediğim için kaybetmemek için en ufak çaba göstermemiş, ve her şeyimi kendim kaybetmiştim. Kazanmak için çok çabaladığım şeyleri de ben bırakmıştım. Hiçbir şey kaybetmemek için hiçbir şey yapmamaya özen gösterdim ama asıl bu yüzden kaybettim.
Yalın'ın bana söylediklerini bir bir anneme anlatmak istedim. En çok da onun hakkıydı çünkü. Ona biraz moral vermek istedim, bir umut ışığı olayım istedim gözünde ama bu boş bir hayalden ibaretti. Ben kimseye umut olamazdım. Ne ben ne de diyeceklerim, hele ki anneme asla. Bu yüzden tek söz dahi etmeden oradan ayrıldım. Valizin sesini umursamamaya çalıştım ama yoldan geçen gözlerin gözlerimden uzak durması için başka şeylere kulak vermeliydim. Rahatsız edici tekerlek seslerini dinlerken telefonumu çıkardım elim titreyerek.
"Linay!" Annem kolumdan tutup beni kendine çevirdiğinde mecburen ona bakmak zorunda kaldım. Ama yüzümde tek bir ifadenin olmadığını biliyordum. O ise perişan hâlini koruyordu.
"Nereye gidiyorsun? N'olur gitme!"
"Niye? Gidersem hayatta kalamam mı sanıyorsun?" diye çıkıştım hemen. "Bir boku beceremem ya ben tabii, sen olmasan, bu para bu lüks olmasa hiçbir şey beceremem değil mi ben!" Dudaklarını birbirlerine bastırıp elini gevşettiğinde tam da bunları söyleyeceği kesinleşmişti. Yüzüme tiksinir bir ifade koydum. Yıllarca ona yaranmak için yaptığım her şeyi düşündüm. Hepsi boşunaydı, ve bunu bile bile yapmıştım. Hiç görmemişti. Neden yaptığımı hiç görmemişti.
Sahi neden yapmıştım?
Aptal mıydım ben de beni hor gören başlıca insana yaranmaya çalışmıştım?
İstememesine rağmen her doğru şeyi yapmıştım, kızmasın diye kötü şeylerden sakınmıştım; ondan başkasını bile dilememiş, bedenim sağlığı yerinde yaşamaya devam ederken ruhumu kurutmasına izin vermiştim.
Aptal mıydım ben?
Hayır, sadece anne sevgisi istiyordum.
Beni sev istiyordum anne.
"Senden uzaksam her şeyi yapabilirim." Yeniden çekip gitmeye çalıştığımda kolumu bir kez daha sıkıp gitmeme engel oldu.
"Bir şey beceremezsin diye değil. Beni sensiz bırakma diye." Zaman geçtikçe o da değişir sanmıştım, oysa bencilliği katbekat artmıştı.
"Sen beni sensiz bıraktıktan sonra ben nasıl senin yanında olabilirim? Seni seven bir evladın olmadıktan sonra yanında olmasının ne önemi var!"
"Bunu sen anlayamazsın... Anne değilsin çünkü. Ne olursa olsun kopamazsın." Yüzüm dalga mı geçiyorsun der gibi bir hâl aldı. Bu durum gerçekten komikti. Ama gülemedim, öfkem artmıştı çünkü.
"Evet hiç anlayamayacağım. Çünkü müjdemi isterim, 6 sene önce bir kaza geçirdim ve artık anne olamıyorum." dedim gülerek valizi bırakıp. Kolumu ondan kurtardıktan sonra ellerimi iki yana açıp hafifçe öne eğildim. "Tedaviyi de reddettim çünkü senin torunun olacak bir çocuğu dünyaya getirmek istemiyorum. Başımı okşamadığın için başımın arkasındaki kazınmış yeri fark etmedin, hiç benimle ilgilenmediğin için katlanamadığım regl ağrılarımın bir anda kesildiğini fark etmedin. Hiç nöbet geçirip bayıldığımı da görmedin, hatırımı bile sormadın o yüzden bilmiyorsun hafızamın yarısının yok olduğunu. Abimi bile unuttum ben!" Gözlerini dehşetle açmıştı yine. Dediklerimin onda nasıl bir etki yaratacağını düşünmemiştim. Hiçbir şey düşünmemiştim. Sinirle büyüyen gözlerimi yumup yeniden valizi aldım. Yavaşça yutkunup yürümeye devam ettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TEK ODA
Romance"Dışarıda bekle, içeride bekle, öldükten sonra bekle, gelecekteki hayatında bekle. İstersen sonsuza kadar bekle ama ben sana gelmeyeceğim." dedim hızlıca. Sesimdeki, her şeyi sonlandırmak isteyen tonun farkına varmış olmasını umuyordum. Derin b...