19

345 59 38
                                    

Arkadaşlar niye aşk #1'deyiz bende anlamadım dldkslsm ama yeni gelenler hoş geldii, bilmeyenler için yakın zamanda kardeşimi kaybettiğimden buralara pek uğramamıştım.. Hazır uğramışken yeni bölümleri birkaç gün içerisinde atmaya başlarım hem kafam dağılır belki iyi gelir, sizi çok seviyorum öpüldünüzz🤍

🍇🍇🍇

Selen beni ders zili çaldığı gibi kızlar tuvaletine sürüklediğinde içerideki kızların çıkmasını bekledik.

Herkes çıktığında ise Selen gri mermerle kaplı duvara yaslandı.

"Hatırlıyor musun grupta bir ara Çağrı'yla tartışmıştık?"

Gözlerimi kırpıştırdım. "Biz grupta hep tartışıyoruz."

"Off! Onu biriyle gördüğümü söylemiştim, sıkı fıkı bir şekilde. Hatırlasana kızım! Tartıştık hatta, çıkıştı bana."

"Ha, evet... Hatta ertesi gün sana sorduğumda söylememiştin nedenini."

"Evet. Çağrı bana özelden yazdı. Bir postada orda kavga ettik. Söylememi istemiyordu size."

Yüzümü buruşturdum. "İyi de niye? Kimle gördün ki? "

"Şu az önceki Sarp denen çocukla. Aşırı yakın gözüküyorlardı. ''

"Nasıl yani, ne alaka ki ikisi? ''

"Ne bileyim kızım ben ya! Ama valla dışarıdan kırk yıllık dost gibi duruyorlardı."

"Bilmiyorum. Arkadaş olsalar Çağrı mutlaka bizimle tanıştırmaz mı, adını falan geçirir ya da?"

"Bir bit yeniği var işte bu işin içinde."

Düşünürken gözlerimi kıstım. "O gün, Dionysos'u laleler aracılığıyla bulmaya çalıştığımız gün Sarp'ta takip etmişti beni."

"Ay Nisaa, Sarp'ta varyaa tam başrol erkek ismi he. Kesin o. Bak ben inandım şu an."

"Ne saçma ölçeklerin var seninde kızım ya." Koluna hafifçe vurdum ve güldüm.

O da kıkırdadıktan sonra toparlandı. "Acaba Dionysos ile işleri hızlandırabilir misin?"

"Nasıl yani?"

"Ne bileyim çocuğa de ki mesela, işte bir hafta içinde söylersen seninle akşam yemeğine çıkabilirim."

"Jartiyer giyip nude foto atmayı teklif edeyim istersen Selen."

Güldü. "Valla erkekler arası liseli eteği fantezisi popülermiş bu ara. Düşün derim."

"Ya salak mısın?" Koluna gelişigüzel vurdum. "Biri falan duyacak tövbe tövbe ya."

"Kızım gelmiş jartiyer falan diyorsun liseli eteğini duyan olsa beni mi ayıplarlar seni mi?"

Zaten cevabını bildiği sorusunu yanıtlamayı es geçtim. "Liseli eteği cidden etkili miymiş ya o kadar?"

Selen birden yaslandığı duvardan kalktı ve şarkı söylemeye başladı. "LİSELİ VARDI YAAA AH O LİSELİ!!"

Susturmaya çalıştıkça daha çok bağırarak söylüyordu. En sonunda ikimiz beraber gülmeye başlamıştık.

"KISACIKK ETEKLİİİ DAR ELBİSEĞĞLİ!" Kahkaha atarak ona eşlik ettiğim sırada kızlar tuvaletinin dış kapısı açıldı ve Fizik öğretmeni gözlüklerinin üzerinden içeridekilere, yani bize doğru baktı.

Anında sesimiz kesilip dudaklarımızı birbirine bastırdık. "Merhaba hocam." Dedim fakat sesim hava kaçırırken ağzı büzülen balon gibi çıkmıştı.

Öğretmenimiz cevap vermeden bize iğneleyici şekilde bakmaya devam ettiğinde, "Ahaha, bizde derse gidiyorduk." Zoraki ve yapmacık gülüşümü sergiledim. Ardından Selenle birbirimizi ezercesine koşar adımlarla öğretmenin yanından geçtik.

Tam yanından geçip kapıdan çıktığımızda Selen, "Ah o liseli." diye iç geçirdi. Ve yine kendimizi tutamayıp salak salak gülmeye başladık.

Fizik öğretmeni bize iğrenerek baktıktan sonra arkamızdan koridora çıktı ve ilerlemeye başladı.

Selen bana dönüp göz devirdi. "Ay ne gudubet karı bu da yaa."

"Azıcık haklı öyle bakmakta. Temizlikçi ablaların bıraktığı çamaşır sularını kokusunu dakikalarca içimize çekmek kafa yapmış olabilir mi?"

Selen gözlerini açık tutamıyormuş gibi kıstı, işaret parmağını bana doğrulttu.

"Başkanlık maşkanlık anlamam da Ankara dikkat edsin hareketlerine. Ben genelkurmay cumhurbaşkanı başbakanınızım. Amerikanın pirezidınt pirezintıdıdıdıyım."

"Sonuç?" İşte en sevdiğim karşılıklı replik söyleme kısmımıza gelmiştik.

Kafasını eğip sordu. "Sonuç ne?"

"Sana soruyorum."

"Ben sana soruyorum."

"Sen bana niye soruyon ki?" Videodaki adamın şivesini taklit edebilmek en büyük yeteneğimdi.

"Senn bana niye soruyon ki?"

"Ben soruyorum soruyu. Soruya soruyla cevap verme."

"Nasıl soruya soruyla cevap verme?" Durdu, gülmemek için dudaklarını ısırdıktan sonra yine konuştu. "Benim babam kim peki?"

"JF Kennedy ağbi."

"Dedem kim?"

"Deden de Jifi Kennediyy. Annen de Jifi Kennediydi."

"Sen kimsin?"

"Abraham Lincolm."

"Ben kimim?"

"Sende Jifi Kennediyysin ağbi."

"Yönetim. Yönetimin ta kendisiyim."

Beşlik çakıp kıkırdayarak yürümeye başladığımızda Selen birden durdu. Önünden geçtiğimiz camdan gözü bahçedeki bir noktaya odaklanmıştı.

Meraklanarak baktığımda Çağrı ve Sarp denilen çocuğun arka bahçede hararetli bir tartışmanın içinde olduğunu fark ettim.

"Pekala," dedim yanımda duran Selen'e doğru. "Bit yeniği mi bilmem ama kesinlikle bilmediğimiz bir şeyler var."

Şarap Tanrısı | TextingHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin