San dersini yeni bitirmişti. Son ders de bittiğine göre, ayarladığı şeyi yapmaya gidecekti. Wooyoung'la buluşmaya. Masanın üzerindeki çantayı tek eliyle almış, omzuna asarak seri adımlarla sınıftan uzaklaşmıştı. Wooyoung'un onu orada beklediğini düşündüğü için, adımlarını biraz hızlandırmıştı. Nihayet arka bahçeye vardığında, yalnız olduğunu anlamıştı. Bu kadar korkak mıydı Wooyoung? Ya da gecikmiş miydi? Ne de olsa, azıcık beklemekten zarar gelmezdi.Kolunu kaldırıp, saatine baktı. 12 dakika geçmişti. Kazıklanmış mıydı?
"Sikeyim kafanı San, kime inandın."
Eliyle kafasına vurmuş, kendini sorguluyordu. Omzundaki çantayı biraz daha yukarı çekmiş ve ayaklanmıştı. Gitmek için duvarın köşesini dönmek üzereyken, ona çarpan bedenle geri çekilmişti.
"Sonunda"
Diye fısıldadı ağzının içinde. Wooyoung gözlerini kısmış ona bakarken, konuşmak için dudaklarını araladı San.
"Hah, saatin kaç olduğundan haberin var mı Wooyoung?"
Wooyoung dudağını büzmüş, parmaklarını
bir-birine geçirerek mırıldanmıştı."Özür dileri-"
San, Wooyoung'un sözünü tamamlamasına izin vermeden onu karşısına çekmiş, duvara yaslamıştı.
Wooyoung fazla dayanamadan, gözlerini açmamak adına sıkıca kapatmıştı. San, baş parmağıyla Wooyoung'un çenesini kavramış ve kafasını kaldırmasına zorlamıştı.Wooyoung gözlerini yavaşça açmış, San'la göz-göze gelmişti. San Wooyoung'un kıpırdamasına izin vermeden, dudaklarını dolgun dudaklara bastırmış ve geri çekilmişti. Wooyoung neye uğradığına şaşıramadan, San oradan uzaklaşmıştı. Wooyoung parmağıyla dudaklarına dokunmuş, sersemce sırıtmıştı.
Yeni bölüm 15 izlenme, 7 oydan sonra gelecektir.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar. / woosan
Fanfiction82********: yalancının tekisin choi san! sanch: seni uyarmıştım, wooyoung.