Wooyoung sinirli, bir o kadar da hayal kırıklarıyla dolu bakışlarla kimseyi umursamadan koşuyordu. Sabah Seonghwa'yla buluşmuştu. Her şeyi anlamıştı. APTALDI. Bu kadar şeyi anlamalıydı. San ne sikim onunla sevgili olacaktı? Saçmalık. Şu an tek düşündüğü şey bu olaylara kanmasıydı. Haline yanıyordu.Hızla koşuyordu, San'ın evine doğru. Hesap sormaya, belki bir şeyler açıklığa kavuşurdu. Tüm bunların yalan olduğunu inkar etmek istese de, yapamıyordu. Elinden inanmak geliyordu sadece.
—
Eve vardığında kapının açık olduğunu görmüş ve takılmadan içeri girmişti. Büyük adımlarla salona geçmiş, bulamamıştı. Mutfağa geçmiş, bulamamıştı. Üst kata çıkarak tüm odaları aramıştı.
Yatak odasına girdiğinde, yutkunmuştu.
Seonghwa'yla yiyişen bir adet San görmeyi beklemiyordu. Kalbinin kırılma sesini duyamasa ds, hissetmişti. Yere çökmüş, onlara bakamıyordu. Hıçkırarak, sesini içine atarak ağlıyordu. San görmemişti onu daha. Seonghwa gördüğü halde, San'ı kendine bastırmış, haraketlerini sertleştirmişti.
Wooyoung ayağa kalkmış ve sesli hıçkırıklarıyla aşağı inmişti. Arkasından kapıyı sertçe kapatmış, hemen defolup gitmişti. San kapı sesini duyduğu an Wooyoung olduğunu anlamıştı.
"Sikeyim".
Diye bağırmış, ayrılmıştı Seonghwa'dan. Dışarı çıktığında kimseyi bulamamış, elini alnına yaslayarak bağırmıştı.
Arkadaşlar oy vermek ve yorum yazmak zor değil hani. Sizden hiç destek görmüyorum ve istemsizce moral bozuyor bu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
liar. / woosan
Fanfiction82********: yalancının tekisin choi san! sanch: seni uyarmıştım, wooyoung.