Telefon elinde odasına girdi annesi. Yatağının yanına yaklaşıp telefonu uzattı. Tarık'ın aradığını, telefonu içeride olunca kapanmasın diye açıp kendisine getirdiğini söyleyip çıktı. Telefonunu hoparlöre alıp üzerine tişörtünü giymeye başladı.
"Neden aradın?"
"Sultan teyze ile sohbet etmek için."
"İyi, ettin. Şimdi kapat."
"Merkeze inecektik."
"Evet öyle bir plan vardı ya."
"Unutmamıştın değil mi?"
"Unutmuştum."
"Arabayı alabilirsin ama değil mi?"
"Önce konuşmam lazım."
Telefonu hoparlörden çıkarıp odasından çıktı. Salonda kimse yoktu. Mutfağa girdiğinde annesini gördü.
"Babam?"
Annesi oğluna döndü. Ellerindeki tabakları dolaba yerleştiriyordu.
"Yardıma ihtiyacım vardı benimde."
"Babam diyorum. Nerede o?"
"Bahçede."
Annesi arkasından söylenirken bahçeye çıktı. Babasını çiçekleri sularken görünce telefonunu kapatıp pantolonunun cebine soktu.
"Kolay gelsin baba."
"Yardıma gelmedin gibi."
"İş verdiğin gibi kaçacağımı biliyorsun."
"Bilirim. Bu konuda kime çektiğin belli. Benimle sohbet etmeye mi geldin?"
Ne diyeceğini bilemeyip sessiz kaldı.
"Bende öyle düşünmüştüm. Baba oğul konuşmayalı bayağı zaman oldu. Bak şimdi bu çiçekler su ister, güneş, toprak ve en önemlisi sevgi ister. Sevgi onları daha bir besler. Tomurcuk verir çiçek açarlar, güzel kokular saçarlar. Renkleri ve kokuları göreni mest eder."
Babası eliyle musluğu işaret etti. Babasının işareti ile suyu kapatması gerektiğini anladı. Gidip suyu kapattı ve geri döndü. Babası elindeki hortumu bırakıp gölgedeki sandalyelerin yanına geçti. Babasının yanına geçip oturdu.
"Çiçeğe bakması güzeldir, çiçek naiftir. Koparırsan küser ve solar. Onu toprağında sevmelisin. Bu kadar konuştum ama senin derdin bambaşkaydı. Yine de ses çıkarmadın."
"İsteyeceğim bir şey için iyi evlat halimleydim."
"Söyle, şimdi de ben dinleyeyim."
O sırada elinde kağıt parçası ile annesi yanlarına geldi.
"Canım bu listeye yazdıklarımın alınması gerekiyor."
Babası annesinin uzattığı kağıdı aldı. Kendisi konuşmaya başlamadan annesi babası ile konuşmaya başlamıştı.
"Terziye bıraktığımız kıyafetler vardı."
"Gördüm yazmışsın. Ben bugün gidemem. Arkadaşlarla balığa gideceğiz, kayık ayarlandı o kadar."
"Levent gitsin o zaman."
"Gidemem."
"Nedenmiş? Merkeze gitmeyi kaçırmazsın hiç."
"Giderim."
Annesinin elinde duran listeyi aldı.
"Tamam. Baban sana para ve araba anahtarını verir."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Parlayan GÜNEŞ {TAMAMLANDI}
Historia Corta*Wattys 2021 Yarı Finalisti* Zıt kutuplar, birbirlerini ne kadar çekerlerse çeksinler ayrılmaları kolaydır... Hızlı başlayan bir aşkın uzun bekleyişli acı verici sonu, üzücü olacaktı. _________ Genç adam sevdiği kadınd...