Salondan gelen konuşma sesleri güzel rüyasının çabuk bitmesinin kötü nedeniydi. Gözlerini ovuşturup yatağında oturdu. Saat 11.14'tü.
Yaz ayının en sıcak günlerini yaşadıkları için uyurken uyanıp tişörtünü çıkarıyordu. Attığı yerden tişörtünü alıp giydi. Odasından çıktığında annesi telefonda konuşuyordu. Banyoya girdi, çıktığı zaman annesi hala telefon konuşmasını bitirmemişti. Bu bitmeyen görüşmeden rahatsız olduğu için annesi konuşurken telefonu eline aldı, kiminle konuştuğuna baktı. Sonra güldü ve telefonu kulağına dayadı."Sultan'ımı lütfen rahat bırakır mısın? Bitmeyen laflarını git başkasına anlat. Eğer ablanı çok özlediysen de gel buraya ve gör. Bende seni çok severim bilirsin. Beni görmek için de gel."
Telefonu kapattıktan sonra annesinin eline bıraktı telefonu. Mutfağa ilerlerken annesi kulağından tuttu.
"Ne yapıyorsun? Canım... Kulağım..."
"Ne diye telefonumu alıp kapatıyorsun?"
"Seni telefonda tutup duruyordu. Ayrıca konuşmanız yüzünden uyandım. Şimdi mutfağa gidip karnımı doyuracağım."
Annesi kulağını büküp bıraktı. Sol eliyle kulağına dokundu. Kızarmış kulağı acıyordu. Kulağını tutarak mutfağa girdi, peşinden de annesi.
Henüz toplanmamış kahvaltı masasına oturdu. Annesi kendisine çay koyarken oğluna da çay koydu."Ne anlatıyordu kardeşin?"
"Neler yapıp ettiğini anlatıyordu. Bana gelin getireceğini söyledi."
Elindeki çayı masaya koyup gülmeye başladı.
"Hadi oradan. Sürekli bunu söylüyor, yaşı 30 oldu neredeyse."
"Bende bu konuda ümitsizim."
"Babamlar denizdeler mi?"
"Evet, kahvaltılarını ettikten sonra çıktılar. Gidecek misin?"
"Giderim."
"Sen kahvaltını edip hazırlanana kadar ben işlerimi yapmış olurum. Beraber gideriz."
Annesine baktı.
"Pekala."
Daha sonra kahvaltısına devam etti. Annesi çay bardağını masaya koyup mutfak tezgahını toplamaya başladı. Ağır ağır kahvaltısını yaptıktan sonra şortunu giyip vücuduna güneş kremi sürdü. Elindeki deniz çantası ile annesi yanına gelince evden çıktılar.
Anne oğul sıcak kumların üzerinde denize doğru yürüdüler. Annesi şemsiyenin altına geçip otururken denize girmek için üzerindeki havluyu şezlonga bıraktı. Girip daldığı soğuk suya alışınca uzun süre yüzdü. Babası, kardeşi ile suda vakit geçirirken babası yeni komşularına seslendi. Pembe saçlının babası ve erkek kardeşleri onlara doğru yüzdüler. Annesinin olduğu yere baktığında ise pembe saçlı ile annesini orada gördü. Annesinin kendisine seslendiğini duyunca denizden çıktı.
"Neden seslendin?"
"Telefonun çaldı."
Telefonunu annesinin elinden aldı. Son aramalardan kendisini arayan kişiyi geri aradı.
"Beni aramışsın."
"Günaydın. Neredesin?"
"Plajda."
"Bekle bizi hemen geliyoruz."
"Kimi getiriyorsun?"
"Tanışmanı istediğim birini."
"Ne ara yenge buldun bana?"
"Gelince konuşuruz. Vardığımızda hemen yenge diye atlama."
Telefonu bırakıp tekrar denize girdi. Babası komşularını çağırdığı için hiç onlara yaklaşmadan yüzdü. Denizden sıkılıp çıktığında Tarık'ı ve yanında getireceği kişiyi şemsiyenin altında beklemeye başladı. Annesi pembe saçlının annesi ile sohbet ederken pembe saçlı önlerinden geçenlere bakıyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece Parlayan GÜNEŞ {TAMAMLANDI}
Storie brevi*Wattys 2021 Yarı Finalisti* Zıt kutuplar, birbirlerini ne kadar çekerlerse çeksinler ayrılmaları kolaydır... Hızlı başlayan bir aşkın uzun bekleyişli acı verici sonu, üzücü olacaktı. _________ Genç adam sevdiği kadınd...