Dün olanlardan sonra eve gittiğimde saatlerce ne yapmam gerektiğini düşünmüştüm. Birkaç kurgu üzerinde plan yapmış, riskli oldukları kanaatine varınca vazgeçmiştim. Dün gece düşünmekten neredeyse hiç uyumamıştım, son kararımı verene dek.
Okul bahçesine vardığımda ilk önce etrafıma bakındım. Seokjin ve senpainin yan yana yürüdüğünü, Sungjae'nin de arkalarından adımladığını görmem ile koşmaya başladım.
Planımı uygulama vakti.
Seokjin'in kendi dolabına ulaşmasından önce okula girmiş, duvardaki listeden numarasına bakarak dolabını bulmuştum. Elimdeki notu dolabın içine ittikten sonra kendi dolabıma doğru adımladım ve Seokjin'in notu okumasını bekledim.
Notta onunla stalkerlar ve tehtidler hakkında konuşmak istediğimi, dersten önce okulun arkasında onu bekleyeceğimi yazmıştım.
Dolabına geldiğinde önce ayakkabılarını değiştirdi. Çıkarttığı ayakkabıları dolaba koyarken notu fark etmişti.
"Bu da ne?"
Göz ucuyla onu izlerken kendi ayakkabılarımı değiştirdim.
"Belki de gitsem iyi olur."
Hızlı adımlarla ilerlemeye başlayınca onu takip ettim. Okulun içindeki çeşme -bir diğer adıyla süs havuzu- bulunan bahçeyi geçip, okulun arkasına açılan kapıya ilerlemişti. Sanırım buluşma yerine şimdiden gidiyordu. Sungjae ise evcil hayvanıymış gibi her yerde onu takip ediyordu, sinir bozucu.
Tahmin ettiğim gibi okulun arka duvarında, müdürümüzün heykelinin bulunduğu yerde dikilmeye başlamıştı. Bu bölge, spor salonuna ve kapalı havuza giden yolu takip ediyordu. Salondan ve havuzdan önce, hemen önlerinde kızların ve erkeklerin soyunma odaları vardı. Info-chan'ın bana bahsettiği büyük kiraz ağacı tepesi ise salonun arkasında, okul bölgesinin sınırında bulunuyordu.
Ağır adımlarla heykelin diğer tarafına geçtim. Seokjin beni görünce şaşırmıştı ve bunu açığa vurmaktan da gocunmadı.
"Benimle buluşmak isteyen sen miydin?" Notunda tehtidlerle ilgili konuşmak istediğini yazmışsın..."
"Evet, dün seni arkadaşınla konuşurken istemsizce duymuştum. Bir stalkerın olduğunu ve seni tehtid ettiğini biliyorum."
Hızla başını iki yana sallamıştı.
"Hayır, hayır- yanlış düşünüyorsun. Demek istediğim, evet beni stalklayan biri var ama tehtid etmiyor."
"Öyleyse, neden polisi aramıyorsun?"
"O... Onun rehin tuttuğu biri var. Eğer polisi ararsam rehineye zarar vereceğini söyledi..."
Ben cevap veremeden Sungjae, birden konuşmaya atladı.
"Jin, Tanrım! Bunu neden bana söylemedin?"
"Seni bu işe karıştırmak istemiyorum Jae!"
Sungjae sinirle oflayıp kollarını göğsünde birleştirmişti. Bense konuşmaya devam ettim.
"Ne? Kim rehin tutuluyor?"
"Off, bunu duyduktan sonra beni ciddiye almayacağına eminim ama, kedim... Benim evcil kedim, onu kaçırdı ve polisi ararsam öldüreceğini söylüyor. Kedimi geri istiyorsam evine gitmem gerektiğini söyledi. Ama biliyorum ki evine adım attığım an beni bırakmayacaktır..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Make Him Suffer | Taekook
Fiksi Penggemar[Slow Update] Kim Taehyung küçüklüğünden beri hiçbir duyguyu hissetmemiş, bir kez bile yüzündeki mimiklerini değiştirmemişti. Yıllarca boşluğun içinde hapsolmuştu, ta ki Jeon Jungkook ile tanışıp aleksitimi hastalığının duvarları yıkılana dek. Lâki...