4. Bölüm

152 25 39
                                    

Adrian'dan

Evimin kapısının önünde duruyorduk ve kapıda ki kutuya bakıyorduk.

En sonunda menajer eğildi, kutuyu aldı ve içine baktı. Benim görmemem için çoktan yönünü değiştiren menajerin yüzü mutlulukla aydınlandı.

"Bu fanlarindan sana bir kaç hediye sadece."

Kutuyu bana uzattı. Kutuyu elinden aldım ve içine baktım. Bunlar bir kaç mektup ve çikolata dolu bir kutuydu. Bu çikolataları yiyemeyecektim belki ama çikolatadan daha tatlı fanlarımın mektuplarını okuyacaktım.

"Fanların seni çok seviyor ha?" Kapıyı açarken konuştu.

"Evet bazıları beni çok fazla seviyor, bazıları ise nefret ediyor." Sonlara doğru solan sesimle konuştum.

"O fanlar seni bir daha rahatsız edemeyecek merak etme." Bana gülümserken açtığı kapıyı işaret etti ve "Hadi gir."

Ona karşılık olarak buruk bir gülümseme verdim ve kapıdan içeri girdim.

"Eee boş odan var mı?"

"Evet ilerdeki oda boş."

Menajer koridorda ilerledi ve odalardan birinin kapısını açmak için elini kapıya uzattı.

Oturduğum yerden onu gorebiliyordum ve o benim odamı açmak üzereydi.

Hızla ayağa kalkarken "Menajer dur!" dedim ama kapı çoktan açılmıştı.

"Ahhh bu ne dağınıklık? Bay Agreste'den bunu beklemezdim."

'Olamaz.'

"Evde çok fazla kalkamıyorum ve aldığım bazı temizlikciler bir süre sonra istifa etti. Ölüm tehtidleri yüzünden." Yavaşça menajerin yanına gittim ve odanın haline baktım.

Yatağın üzerinde olması gereken yorgan neredeyse yere düşmek üzereydi. Yerdeki halı olması gerekenden başka yerde ve kirli bir durumdaydı. Etrafta çorap tekleri bulunuyordu ve bazı çamaşırlar da etrafa saçılmıştı. Üstelik yerler de kirliydi.

Oturma odası ve mutfağı ara ara Alya'dan öğrendiğim kadarıyla temizliyorum ama odama dokunma fırsatım hiç olmuyor.

"Hadi bakalım o zaman ilk bu odayı temizleyelim." Dedi elini omzuna koyarak. Bu kalbimi hızlandırmıştı. Bana o kadar güzel bakıyordu ki.

Onun etkisinden çıktım ve "Tamam." dedim.

"Bay Agreste siz-"

"Sadece Adrian."

"Ohh Adrian sen viladayı getir ve çamaşır suyu. Bende bu arada yerdekileri toplayacağım."

O anda gözüme yerdeki bir iç çamaşırım takıldı. Onun buna dokunmasını istemiyorum.

"Menajer sen şu karşı kapıdan ihtiyacın olan her şeyi al ben odayı toplarım."

Bana şaşkın bir şekilde baktı ve "Neden?" Diye sordu.

"Sadece benim kirli kyaferlerime dokunmanı istemiyorum. Çünkü bu senin için iğrenç olacak."

Bana anlamış gibi baktı ve "Tamam o zaman. Ben gelene kadar bitirmiş ol ve onları çamaşır makinesine doldur." dedi.

"Tamam. Hemen başlıyorum." dediğim sırada Marinette çoktan temizlik dolabına doğru yürümeye başlamıştı.

Ben yerde kıyafetleri toplamayı bitirdim de Marinette çoktan kova ve villada ile geri dönmüştü.

"Hadi başlayalım." Dedi ve odaya girdi elindeki kova ve villada duvarın yakınındaki bir yere bıraktı. Ardından yerdeki halıyı toplamaya başladı. Ben de gidip elimdekileri çamaşır makinesine doldurdum.

Geri döndüğümde kapıdan onu izlerken bana döndü ve "yorganı toparlar mısın?" diye sordu.

Başımla onayladım ve yataktan neredeyse yere düşmüş olan yorganı alıp katladım. Yorganımı giyinme kabini mi üst kısımlarındaki boşluklardan birine yerleştirdim.

"Şimdi ne yapmalıyım?"diye sordum menajere doğru.

Vileda ile yerleri silmeye başlayan menajer sildiği yerden kafasını kaldırdı ve "Halıya dışarı çıkarabilirsin ve sonrasında çarşafını çıkarabilirsin." dedi.

"Tamam." Dedim mi halıyı alıp hızlıca koridora çıkardım. Geri döndüğümde menejer neredeyse tüm zemini silmişti.

Odaya tam girecekken "Daha yeni sildim! Şimdi basarsan izi kalacak ve tekrar silmem gerekecek."diye bağırdı.

Şu an aslında bunu yapmasına izin vermeye bilirim ama hiçbir şey demeden odadan çıkıp gitmiştim.

Yaklaşık bir yarım saat sonra menejer yanıma gelmiş ve "Sana bağırdığım için özür dilerim Adrian." demişti.

Ona sıcakça gülümsedim ve "Sorun değil. Yerlere bassaydım tekrar uğraşman gerekecekti ve bunu yapmak için hiçbir nedenin yoktu bu yüzden teşekkür ederim." dedim.

"O zaman ödeştik." dedi menejer yanıma otururken.

"Menajer sen neden benimle kalmak istemiştin?" Diye soru verdim bir anda.

"Hımmm. Çünkü senin zarar görmemen benim görevim ve bu görevde asla başarısız olmayacağım. Seninle yaşamayı seçtim çünkü bu daha kolay olacaktı. Her an gözümün önünde olacaktın."

"O hayranlar yüzünden intihar edeceğimi düşünüyorsun değil mi?"

"Belki birazcık." Dedi elleri ile küçük işareti yaparak.

"Yapma menajer. Bal gibi de düşünüyorsun." Dedim kafamı geri atarak.

"Evet düşünüyorum ne var? Bu kadar dayanmış olman bile inanılmaz. İyi dayanmışsın." Dedi ve şakadan (!) Koluma vurdu.

"Menajer ne kadar güçlü olduğunun farkındasın değil mi?" Dedim omzumu tutarak.

"Ah olamaz! Canın yanıyor mu? Ben buz getireyim."

Bir şey deneme kalmadan mutfağa gitti ve buz getirdi.

"Menajer endişe etme lütfen. Alt tarafı bir yumruktu ve o kadar da sert değildi."

"Hayır olmaz şimdi bu buzu omzuna koyalım." dedi ve elindeki buzu omzuma koydu.

Bu kadar ilgili bir menajeri ilk defa görüyorum. Kalbi çok saf. Yani bazen.

"Gücümü kontrol etmeyi öğrenmeliyim." Diye mırıldandı kendi kendine.

"Sorun değil. O kadar da kötü değil. Bir fiyata iki paket gibisin." dedim ve kıkırdağım.

"Öyle mi?"

"Evet Menajer. Çok iyisin."

"Daha tanışalı bir gün bile olmadı. İnsanlara bu kadar çabuk güvenilmemelidir. Yoksa kalbin çok kırılır." dedi menajer kafamı okşayarak.

"Tamam bunu deneyeceğim."

"Deneme yap. Kalbin çok çabuk kırılıyor."

Ona sadece gülümsedim.  Yirmi yedi yaşında olan bir adam nasıl bu kada çocuklaşabilir ki?

🌼766 kelime🌼

Merhaba! Yeni bölüm geldi!

Bölüm nasıldı?

Uzun zamandır bölüm gelmiyordu. Üzgünüm.

Sonraki bölümde görüşmek üzere 👋👋👋

Yani gelecek ay, üzgünüm...

Bring It Back [Adrinette]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin