7. Bölüm

59 13 23
                                    

Marinette'den

İki gün...

Sadece iki gün izin alıp melekler konseyiyle görüşmem gerekmişti. Bu çok önemliydi ve Minji'nin kullandığı o kitaplardan birine sahip olmam için belki de tek şansımdı. Aceleyle izin almış cennette gitmiştim. Her ne kadar hızlıca dönmeye çalışsam da malesef geri dönmem iki günü bulmuştu.

Kendine bir şey yapmamıştır değil mi?

Bu şu an en çok korktuğum şey olabilirdi. Kalbime giren sancılar da ona bir şey olduğunu bana haber verir cinstendi. Devasa kanatlarımla hızla evine doğru gidiyordum. Şu an beni insanlar görmezdi, bu imkansızdı.

Evin penceresinden içeri girdim ve etrafa göz attım. Bu gün evde olması gerekiyordu. Yeni bir dizi bitirdiği için dinleneceğini söylemişti.

Kanatlarımı ortadan kaldırdığımda gündelik kıyafetler beyaz elbisemin yerini almıştı.

Hızlıca ve endişeyle etrafa göz attım. Orta sehpasının üzerine kanlı ölüm tehditleri saçılmıştı. Televizyon açıktı ve öylece bir haber kanalının yayını yapılıyordu. İlgimi Adrien'ın nerede olduğuna çevirirken televizyondan onun adını duydum.

"Geçtiğimiz günlerde ünlü model ve aktör Adrien Agreste'in açtığı canlı yayına sayısız kötü mesaj yağdı. Ünlü aktör o zamandan beri hiçbir paylaşımda bulunmadı..."

Haber devam ederken koşarak odasına doğru ilerledim.

Hayır Adrien bunu yapmış olamazsın!

Odasının kapısını açtığımda içeride kimse yoktu. Yatağın üzerindeki çarşaflar dağılmıştı ve masasının üzerinde duran parfüm şişesi yere düşüp kırılmıştı. Yerde kan izleri vardı.

Olamaz...

Kendimi toparladım ve banyoya doğru koştum. Kalbim deli gibi atıyordu.

Ona bir şey olmasın, ona bir şey olmasın...

Banyo kapısını şiddetle açtığımda kanlar içindeki Adrien gözlerimin önüne serildi. Çok kan kaybetmişti ve bilinci kapalıydı. Korkuyla yanına gittim ve ellerimi yüzüne sardım.

"Bay Agreste! Bay Agreste! ADRIEN!"

Cevap yoktu...

Koşarak içeri gittim ve sehpanın üzerindeki telefonu aldım. Aceleyle ambulansı aradım. Çok geçmeden bir kadın telefonu açmıştır.

"Lütfen! ...'ye bir ambulans gönderin! Çok kanaması var!"

Telefonu kapattığımda koltuğun üzerine fırlatırcasına bıraktım ve Adrien'ın yanına geri döndüm. Bilekleri, bilekleri hâlâ kanıyordu. Etrafa göz attığımda lavabonun yanında asılı duran havluyu gördüm. Hızlıca onu aldım ve ikiye böldüm. Bilekerine bastırdığımda beyaz havlular şiddetle kırmızıya boyanıyordu.

"Ölemezsin!" Demekle yetindim. Söyleyecek o kadar çok şey vardı ki. Ama o an aklıma tek bir kelime bile gelmiyordu.

Kısa süre sonra duyulan siren sesiyle biraz olsun rahatlamıştım. Birkaç dakika içinde kapı çalındı ve onu bırakmam gerekti. Koşarak kapıya ulaştım ve zaman kaybetmeden kapıyı açtım.

"Banyoda lütfen acele edin." Sesimdeki endişe, korku hepsi gözler önündeydi.

Ellerindeki sedye ile içeri girdiler ve Adrien'ı alıp hızlı adımlarla dışarı çıktılar. Ben de peşinden gidiyordum. Adrien'ı ambulansa aldıklarında menajeri olduğumu söyleyip yanında ambulansa binmiştim. Hastaneye kadar tek yapabildiğim gözlerinin içine bakarak dua etmek olmuştu.

Hastaneye ulaştığımızda ve o acil servise taşındığında doktorlardan biri yanımıza gelmişti. Birkaç müdahalede bulunmuş ve kanamayı dindirmişti. Bileklerini güzelce pansuman etmiş ve gazlı bezle sarmıştı. Ben dolu gözlerle ona bakarken doktor işini bitirmis ve bana dönmüştü.

"Endişelenecek bir şey yok. Onu erkenden bulup hastaneye getirdiğiniz için şanslı. Bir miktar kan takviyesi ve bir serum alıp hastaneden çıkış yapabilirsiniz."

"Teşekkür ederim." Dedim ve hastane yatağının yanındaki sandalyeye oturdum. Birkaç dakika içinde bir hemşire geldi ve kucuk boyutlarda bir kan torbasını bir boruyla koluna bağladı. Bunlar olurken Adrien hâlâ uyuyordu hiçbir şeyden haberi bile yoktu.

On dakika kadar sadece onu izledim sonra aklıma şirketine bilgi vermem gerektiği geldi. Telefonum yanımda değildi ve Adrien'ın telefonunu da evde bırakmıştım. Eve gidip gelmem çok uzun sürmeyecekti ama ya uyanıp da kimseyi göremezse. Üstelik yeni intihar girişiminde bulunan bir adamdı o.

Ne yapacağımı düşünürken içeriye serumu değiştirmek için bir hemşire geirdi. Ondan telefonunu isteyebilirdim.

"Afedersiniz acaba telefonunuzu kullanabilir miyim?" Hemşire kız bana döndü ve nazikçe gülümsedi.

"Tabii ki." Telefonunun kilidini açıp bana verdi. Hemen telefon kısmına girdim ve ezberimde olan şirket numarasını tuşlardım.

Telefon çalarken yavaş adimlarla bahçeye ilerledim. Koridora çıktığımda telefon açılmıştı.

"Alo, xx şirketi?"

"Beni bayan Natalie'yr bağlar mısınız?"

"Kimsiniz?"

"Ben Adrien Agreste'in menajeri."

Bu konuşmalar sürerken hastaneden dışarı çıkmıştım ve acil servisin yolundan aşağıya doğru iniyordum.

"Sizi biraz bekleyeceğim."

Kısa bir süre hiçbir ses gelmedi ama o kısa sürenin sonunda kadın yine konuşmuştu.

"Bağlıyorum efendim."

"Alo Marinette?" Bu ses bayan Natalie'ye aitti.

"Efendim, biliyorsunuz izindeydim ve döndüğüm gibi, ne yazık ki bay Agreste'i banyosunda kanlar içinde buldum. Şu an hastanedeyiz."

Bayan Natalie sanki sinirlenmeye çalışır gibi dişlerinin arasindan konuştu. "Ve sen bunu bize şimdi mi söylüyorsun?"

"Anlayacağınızı umuyorum ki panik yapmıştım. Hastaneye nasıl geldik bilmiyorum bile." Sesimin titremesini umursamadım ve konuşmaya devam ettim. "Sormadınız ama o iyi."

Sesimdeki titremeyi fark etmiş olacak ki az öncekine nazaran daha yumuşak bir ses tonu ile konuşulmamaya başladı. "Tamam Marinette. Şimdi söyle hangi hastanedesiniz?"

"oo hastanesi."

"Kapat geliyoruz." Bunu söyledikten sonra kapatmamı beklemeden telefonu yüzüme kapattı.

Göz devirmekten kendimi alamadım.

Fark etmeden vardığım açık otoparktan tekrar hastanenin acil kapısına doğru ilerledim bu sırada aradığım numarayı da telefondan silmiştim.

Odaya döndüğümde hemşire beni bekliyordu. "Uzun sürdüğü için üzgünüm ve teşekkür ederim." Gülümseyerek telefonu geri verdiğimde o da gülümsemişti.

"Rica ederim." Ve bize ayrılan bölmeden çıkmıştı.

Sandalyeye oturdum ve birazdan kopacak kıyameti beklemeye başladım.

789 kelime

Sözümü tutmaya çalışıyorum.

Çabuk bölüm geldiği için şaşkınsınız bence ehehe

Bölüm nasıldı?

Siz nasılsınız?

Sonraki bölümde veya başka bir kurgunun bölümünde görüşürüz 👋💜🍭

Bring It Back [Adrinette]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin