Ben İlayda Öz. 23 yaşında elinde hayallerinden başka bir şey olmayan, 2 yıldır mahallenin sonundaki evde tek başına yaşayan, üniversite mezunu ve bir kafede garsonluk yapan genç bir kızım. Kendimi bildim bileli gezip görmek isteyen, farklı kültürlerden insanlar tanıyıp arkadaş olmak isteyen biriyim. Hayatımda her zaman gezebilmek üzerine hayaller kurdum, gerçekleştirmeye çalıştım ama olmadı. Asla denemekten vazgeçmedim ve bu hayalimdeki en büyük adımı atıp ilk önce Türkiye'den sonra dünya olacak şekilde gezmeye başlayacağım. Keşke arkadaşım olsaydı onunla gezerdim ama yol arkadaşı gerçekten özel bir arkadaştır bu yüzden tek başıma çıkacağım. Ailem 2 sene önce bir yangında öldü, geç müdahale sonucu annem olay yerinde babam ise hastanede hayatını kaybetti. Uzun bir süre yas tuttum. Artık bir başımayım, akrabalarımız var ama ben kendim ayakta durmayı kendi başına mücadele vermeyi tercih ettim. Üniversitede çok sosyal biriydim. Kulüplere katılır, toplantılara girer, sürekli arkadaşlarla buluşur sohbet ederdik. Üniversitede bir zaman sonra sürekli aynı şeyler olmaya, aynı konulardan muhabbet edilmeye başlanınca kendimi kabuğuma çekerek hayatta ne yapmak istediğime karar vererek geçirdim. En çok duyguları derinden hissetmek istedim, coşkuyu, sevinci, üzüntüyü, pişmanlığı, huzuru, hatta belki de aşkı.. Bu dönemde resim yeteneğimi geliştirdim ve ukulele çalmayı öğrendim.
Ukulele Hawaii Dili'nde zıplayan pire anlamına gelen telli çalgılar ailesine ait bir enstrümandır. Dört telli bir olan ukulele çoğunlukla uke olarak kısaltılabilir. Önceden gittiğim gezilerden ukulele çalan bir kızla tanışmıştım adı Aslı'ydı, geziden sonra birkaç sefer daha görüşmüştük. Ondan bana öğretmesini rica etmiştim, kırmayıp bana öğretti ve bence fena çalmıyorum. Kendimi tam olarak ifade edemiyorum çünkü daha gerçek ben ortaya çıkmadı. Yol beni kendime getirecek, biliyorum. Garson olarak çalıştığım sırada kazandığım paranın bir kısmıyla aldığım kamp malzemelerimi sırt çantama yükledikten sonra eksik var mı diye 2 kez kontrol ettim, artık çıkmaya hazırdım. Kendimi ona bayramlık ayakkabı alınmış 5 yaşındaki bir kız çocuğu gibi heyecanlı hissediyorum. Her şeyin güzel gideceğini umut ederek küçük evime son bir kez daha bakıp çıktım. Asıl macera şimdi başlıyor..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Özgürlüğe Tek Bilet
AventuraMerak. Dünyayı merak etmeyle başlayan bu hissiyatın daha sonra büyük bir yaşam tarzına dönüşmesini göreceğimiz, bol rotalı, sıklıkla eğlenceli, kimi zaman zorlu, bazı zamanlar ise insanın içini huzurla dolduran muhteşem bir maceraya tek başımıza çık...