Lisenin bir an önce bitmesini istiyorum. Bana kattığı tek şey sürekli yanımda olan bütün sorunlarımı paylaşabildiğim güzel yürekli arkadaşım Sevda. Onunla dostluğumuz liseden sonrada sürecek bunu biliyorum ve çabalayacağım sürmesi için. İkimizde sınıfa uyum sağlayamadık, bu dördüncü senemiz bu sınıfta, ikimizden başka kimsemiz yok, o kadar güçlü ki bağlarımız aramıza kimselerin girmesine izin vermiyor bu yüzden birbirimizden başka dostumuz yok.
Ben kendimi bildim bileli yurtta kalıyorum. Bilmediğim bu şehirdede yurttayım. Aynı şehirde doğup büyüdüğüm 11 senelik arkadaşımla aynı odada kalıyorum, adı Gül. Gül uzun boylu renkli gözlü ve hafif kilolu bir kız. Kendini kusursuz görenlerden, seneler ona ısınmama yetmedi. Kişiliğim gereği sıcak biri değilim. Bundan dolayı yurttaki kızlar tarafından pek sevildiğim söylenemez. Herkesle samimi olamıyorum. Elimde değil. Yurttan beni her gün Sevda alıyor. Birlikte otobüse biniyoruz. Aslında onların evinin önünde durak var ama yürüyüş oluyor banada bahanesiyle benim için yürüyor.
Bu sabahta onun aramasıyla yurttan çıkıyorum. Güzel arkadaşım bugünde çok güzel görünüyor. Simsiyah saçlarını omuzlarına bırakmış, hafif makyajı ve kocaman siyah gözleriyle bana gülümseyerek sarılıyor. O sırada çok güzelsin yine diye fısıldıyorum kulağına o ise her zamanki gibi sende Yağmurum diyor. Bana hep böyle hitap ediyor. Adımın sonuna sahiplenme eki ekleyerek. Onu ne kadar sevdiğimi hatırlatıyor bu durum bana. Okul çıkışı dershanede fizik dersimiz var. İkimizinde gitmek içinden gelmiyor ama ailelerimizin aranması bizi mecbur kılıyor. İlk zamanlar yeni insanlar tanımak hoşuma gittiği için seviyordum dershaneyi ama zamanla oradaki çocuklardan bunaldım, nereye gitsem karşıma çıktıklarını fark ettim ve bu durum takip edildiğimi hissettiriyor. Sevda olmadığı zaman yanım hiç boş kalmıyor. Etrafımda oluyorlar. Yalnızlığı seven biri için zor oluyor bu durum.
Dershaneye vardığımızda hava kararmıştı ve ders başlamıştı, kapıyı çaldım, fizikçi sürekli olduğu gibi bizi ezmek adına yapılan şakalarını tekrarladı buna rağmen fizikçiyi seviyorum. En ön sıralardan biri boştu, oturduk. Dersin akışı sırasında arka sırada oturan Mert'in soruya verdiği cevabı dinlemek için döndüm ve o yeşil gözlerle karşılaştım. Gözlerimin içine bakıyorlardı. Kafamda " Buda kim?" Sorusu yankılandı, daha önce sınıfta denk gelmediğim gözlerin sahibini merak ediyordum ama gözlerimi gözlerinden ayırıp yüzüne bakamıyordum. Eğer çevremdeki herkes bir süreliğine donsaydı yine oturduğum yerden o gözlere bakardım. Sınıfta bu durumun fark edilmesi korkusuyla hızla hocaya döndüm. Ders anlatıyordu, duyuyordum, onaylar şekilde başımı sallıyordum ama orda değildim. Kafam bir şey anlamayacak kadar yoğun fakat ne düşündüğünü fark etmiyecek kadar sarhoştu. O saniyelik bakışma bana o kadar uzun geldiki. Kendimi toparladım, gözlerimi ayırdım bana çok sevdiğim yeşillikleri anımsatan gözlerden. Bir an önce ders bitsin istedim. O gözlerin alanından çıkmak istedim.
Zilin çalışını kulaklarıma buğu inmiş gibi boğuk duydum. Sevda beni yurda bırakırken "Yağmurum senin bi şeyin mi var?" dedi.
"Yok yorgunum biraz canım"
"Yeni çocuğu gördün mü?"
"Hangi yeni çocuğu?"
"Gözlerinizi birbirinizden ayırmadığınız çocuk" Sevda fark etmişti demek, sınıftaki diğer kişilerde fark etmişmidir diye düşünürken içimi utanç kapladı, neden utanıyordum, birçok kişiyle bakışıyordum gün içinde, neden yasak aşıklar yakalanmış gibi utanıyordum. "Adı Rüzgar'mış" Sevda'nın sesiyle irkildim, dalmışım. Yeniden arkadaşıma döndüm. "Mert seslenirken duydum."
"Sevda saat geç oldu, yurt müdürüne hesap vermek istemiyorum, yarın konuşalım mı?"
"Olur kankacım, yorgunsun, dinlenmeye çalış."
"Tamam Sevda, teşekkür ederim eve varınca mesaj at vardım diye aklım sende kalmasın."
"Vardığımda yazarım."Yurda girdiğimde gerçek hayata döndüğümü fark ettim, sanki o kadar yolu yürüyen ben değil, dershanedeki sıradaymışım gibi geçti bütün yol, uzaklaşamamış gibi ama nihayet yurda girince kendimi huzurlu hissettim. Hiç iştahım yoktu, yemek yemeden odaya geçtim. Gül bizimle aynı odada kalan bizden bir sınıf küçük Selen'le konuşuyordu. ( Selen orta boylu, balık etli, esmer ve kapalı bir kızdı. Zevklerimiz uyuşmasada gayet iyi anlaşıyor ve birbirimizi seviyorduk.) Yine okulda olan, onlar için önemli benim için sıradan olan konuları bana aktarmaya başladılar. Dinlemiş ve şaşırmış gibi yaptım, aslında bu durumu hiç sevmiyorum ama onları şuan dinlemek istemediğimi söylemem daha kırardı.
Saat gece 11'de ders çalışıcam bahanesiyle ayrılıyorum odadan. Üst kattaki çalışma odasına çıkıyorum, kimse yok. Bugün işlediklerimizi anlamak amacıyla fizik defterini açtım. Kafam almıyor, sürekli aklıma o geliyor. Saniyelik olan olay bende nasıl bu kadar derin düşünceler bırakıyor. İlk görüşte aşk mıydı bu. Oysa aşkı daha öncede yaşadığını düşünen ben ilk görüşte aşka inanmıyor. Daha fazla düşünmeyeceğim bu yeni çocuğu çünkü biliyorum yağmurlu havada gelen rüzgar çevresindekiler için çekilmez olur.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ben Yüreği Naftalin Kokan Bir Adama Aşık Oldum.
RomanceBu gece ay yok, yıldızlar uzun zamandır yoktu. Sabah güneşi içimi aydınlatmak yerine kendi ışığıyla umudumu söndürüyor. Pencereden giren rüzgar yokluğunu fısıldıyor yine, artık bu şarkıyı ezberledim, ona eşlik ediyorum. Yokluğunu bana sürekli fısıld...