4. Bölüm

15 5 0
                                    

Bugün ayın kaçı veya günlerden ne bilmiyorum, günlerimin önemi kalmadı. Kalmasını da istemezdim. Senden sonra yavaş geçiyorlar ama ne zaman bu kadar uzaklaştık diyorum hem dün gibisin hem bir asır gibi. Seni farklı yaşamak isterdim mesela sadece hayallerimde değil gerçekte kokunu içime çekmek isterdim. Seni kaybediyorum bunu hissediyorum ilerde başkasıyla olma ihtimalin beni yaralıyor ve ben canım acımasına rağmen bunun ilerde mümkün olabileceğini söylüyorum. Bunu düşünmek beni ne zaman incitmeyecek ?
Seni düşününce aklıma gülüşün geliyor gözlerin, sarı saçların, ince parmakların...


Kafamda seni o gün gördüğüm görüntü beliriyor sürekli. Bu görüntü aklıma geldikçe bitiriyorum seni yani defalarca belki yüzlerce kez aynı şekilde bitirdim kafamda. Ama kalbim bitirmiyor, ne bekliyordun diyor, kısa sürede senin gibi bağlanmasını mı ?
Rüyalarını süslemeyi mi beklerdin ? Yine sen kazandın Rüzgâr benim kalbim seni haklı buluyor. Kalbim bana acımıyor, gecelerce döktüğüm yaşlara acımıyor. Kendimi hırpalarken dahi seni düşünüyor ama aklımın içinde hep aynı soru "İnançlarını sorgula aşktan hiç anlar mı?".

Bir kitapta yazıyordu -karnın açsa aşkı düşünmezsin- katılmıyorum karnımın açlığı ruhumun sana olan açlığının yanında hissedilmiyor. Kendimi daha fazla yoruyorum. Kızıyorum. İçimdeki kırgınlık hislerimi tetikliyor. Babamın beni mutlu etmek için çabalamasına kızıyorum. Bunun için seni suçluyorum peki sen hissediyor musun?

Belki de unuttuğumu düşünüyorsun sahi içimde bu kadar derinlerde olmanın nedeni ne?

Üniversite tercihlerim için okuduğum şehre gelmem lazım. Şehrime demiyorum. O küçük şehre bir zamanlar benim şehrim diyordum artık diyemiyorum. Her sokak senin gibi. Seni gördüğüm sokak, senin için ağladığım sokak, seni anlattığım sokak, bakıştığımız durak. Artık senin şehrin.

Benden önce Sevda arıyor. Nasıl mutlu. Uzun oldu buluşmayalı. Ben de mutluyum. Uzun süre sonra mutluyum. Sabah erken kalkıp hazırlanıyorum. Babamla yola çıkıyoruz. Varınca o buradaki arkadaşlarının yanına gidiyor. Ben sevdaya okulda buluşalım diye mesaj atıyorum. Sokaklarını yalnız geçmek istiyorum, anılarla yalnız hesaplaşmak istiyorum. Korktuğum gibi olmuyor. Sadece kırgın ve bitkin hissediyorum. Ne kadar yorgun olduğumu fark ediyorum.

Tercihlerimi yaptım. Sevdaya vakit ayıramıyorum. Eve dönüyoruz. Sevda yerine başkası olsaydı şu an içim içimi yerdi, ayıp ettim diye düşünürdüm Ama biliyorum o anlar halimden yorgunluğumu anlar. Çünkü konuşmaya mecalim yok. Kafam dolu ama dışarı çıkartacak uygun ilk kelime yok gibi.

Sonuçlar açıklanıyor. İlk tercihim tutmuş. Ankara'ya Hacettepede okumaya gidiyorum. Rüzgâr şehrinde kalıyor. Şehrinde kazanmış Üniversitesi'ni. Sevda'dan alıyorum haberlerini. Sevda'ysa istediği yer gelmediği için bu sene de hazırlanmaya karar veriyor.

Günler hızlı geçiyor. Ankara'da kalacağım yurdu ayarladık. İki hafta sonra ben gideceğim. Bir yanım daha iyi olacak diyor, bir yanım...

Birkaç gün sonra Ankara'ya gideceğim. Seni düşündüğüm bu ev, bu kullandığım parfüm, bu manzara, sana aitlermiş hissi beni delirtiyor. Cem Adrian bir şarkısında "ben seni çok sevdim belki zordur anlaması sessizliğimden" diyordu ya öyle işte.

Buradaki son gecem. Yarın gece yola çıkıyorum. Öyle hiddetli yağmur yağıyor ki. Kendinden bir parça kopuyormuş gibi sert yağıyor. Sanki beni kendinden bir parça sayıyor gibi. Ben gelemesem de sen bir gün kendimi ait hissedeceğim şehre de lütfen böyle yağ yağmur.

Annem babam belli etmemeye çabalasalar da çok üzgünler. Okulum belli olduğundan bu yana annem çok uzak diyerek üzülüyordu sürekli. Umarım Ankara güzel anılarımız olur.

Ben Yüreği Naftalin Kokan Bir Adama Aşık Oldum.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin