"HYUNG HAADİ GEÇ KALACAĞIZ YİNE."
Homurdanarak büzdüğü dudaklarıyla zoraki olarak çantasını yatağının üstünden alıp sırtına geçirdi Minho. Mıymıntı adımlarla aşağı inerek Hyunjin'in sinir krizinin şiddetlenmesine neden olurken mızmızca uzun boylu olana döndü.
"Ya cidden ben neden okula gitmek zorundayım acaba?"
Hyunjin'in ifadesi daha da sertleşmişti hyungunun imasıyla.
"Hatırlatmak hoşuna mı gidiyor hyung? İnsanı delirtme de ilaçlarını al sonra hızlıca okula gidelim.İlk dersi yüzde 90 kaçıracağız en azından yok yazılmaktan yırtalım."
Minho da göz devirdi küçük olanın bu tavrı üzerine.
"Hatırladım ki , yakışıklı çocuklarla tanışmanın en iyi yolu okula gitmek çünkü."
Dedikten hemen sonra küçük bir kahkaha atmıştı. Hyunjin'in ise kendisine hala ciddi bir ifadeyle huysuzca baktığını gördükten sonra kollarını göğsünde bağladı ve içinden Hyunjin'e sövmeye başladı. Okula giden yolu nerdeyse yarılamışlardı ki tanıdık bir araba onlara doğru gelerek yavaşladı. Kısa bir süre sonra siyah camlar açıldı ve içerideki adam ikilinin dikkatini toplamak istercesine cama yaklaşıp derin bir nefes verdi.
"Minho arabaya geçiyorsun. Teyzenler bir doktor daha bulmuşlar , randevun var."
Hyunjin , baba oğula daha rhata konuşabilmeleri için biraz mesafe verip kenarı çekilmek için hamle yaptığı sırada Minho'nun onun kazağının kollarını hafif titreyen eliyle sıkıca kavradığını görünce bu düşüncesinden vazgeçip kendisinden kısa olan gencin hafifçe arkasına geçerek bir yere gitmediğini ona belli etmek için ; Minho'nun, kazağının koluna yapışmış haldeki elini hafifçe kendi eliyle sardı. Bu hareketinden güç almış gibi gözüken Minho ise babasına karşı duruşunu biraz daha dikleştirerek kararlı bir sesle konuşmaya başladı.
"Baba , biliyorum zor ama kabullenmek zorundasın. Zorundasınız. Çünkü ben kabullendim ve bunun için üzülmek yerine kalan zamanımı en güzel şekilde , doyasıya eğlenerek geçirmeye karar verdim. Hastane köşelerinde ya da beni mahveden ve bir işe yaramayan onlarca ilaç ve tedavi ile değil. 5-6 yıl az değil , ayrıca doktordan doktora gezerek geçireceğim 50-60 yıldan çok daha iyi hissettireceğine eminim.Lütfen şimdi eve dön ve beni bu konuda bir daha rahatsız etme."
Arabadaki adam derin bir nefes alıp elini sert ama kontrollü bir şekilde direksiyona vururken suratındaki her ifadeyi , çoğunlukla da çaresizliği izledi Hyunjin. Adam sonrasında bıkkın bir şekilde oğluna dönüp sordu.
"En azından evine dönsen? Annen seni özlüyor."
Derin ve sıkıntılı bir nefes alan Minho'ydu bu kez.
"Ben de onu özlüyorum , ama bana her bakışında gözleri dolmayı bırakmadıkça o eve dönmeyeceğim.Görüşüz baba , yolda dikkatli ol lütfen."
Sonrasında ise hızla Hyunjin'in kazağını tutan elini gevşetmiş ve koşar adım babasının arabasından uzaklaşıp iki binanın arasındaki arabaların girişine izin vermeyen dar yolu kullanarak okula doğru ilerlemeye başladığında, Hyunjin Bay Lee'yi hafifçe eğilerek hızla selamladıktan sonra Minho'ya yetişti.
.
.
.
.
."Chris hadi,ilk günden geç kalırsak tüm okulun dikkatini çekeriz ki bu bizim burdan da taşınmamız gerektiği anlamına gelir haksız mıyım? Hızlı ol biraz."
Chan üzerine siyah sweatshirtünü geçirip kapşonuyla kafasını örttükten sonra yatağının üstündeki boş çantayı alıp buzdolabına yöneldi ve Doyoung'a kıkırdadı.
"Orasını sen düşün insancık."
Sonra neyden bahsettiğini anlatmak istercesine vampirliğin getirdiği süper hızını kullanarak meyve suyu kutularına koydukları kanları fazlasıyla çantasına doldurdu ve büyük evin aşağı katındaki kapının önünde belirdi saniyeler içerisinde Doyoung'u korkutarak.
"Geçen sefer bana okulda da yanlışlıkla böyle seslendiğin için şüphe çekmiştik unuttun herhalde. Ne zaman keseceksin şunu."
"Çok huysuzsun."
"Sadece dikkatliyim Chan. Ve sürekli taşınmaktan sıkıldım. Okulda bana hyung demek zorunda olduğunu biliyorsun değil mi? Geçen sene senin öldüğün yaştaydım ,bu da bu sene senden 1 yaş büyük olduğum anlamına gelir. Senden üst sınıfta olacağım ve bana hyung diyeceksin."
"Orta parmak çekerdim ama bunun için fazla kibarım~"
"Kibarsın biliyorum, ama kendine fazla güveniyorsun. Yıllarca her gece kalp atış sesleri dinleyerek uyuduğun için insanlara karşı koymanın senin için zor olmadığını da biliyorum. Ama yine de dikkatli olmalısın. Kalabalık ortamlarda bulunma ve fazla yaklaşma."
"Tek istediğim normal biri gibi hayatıma devam etmek Doyoung ve bu saydıklarının hepsini hatta daha fazlasını sırf bunun için yaptım. Şimdi eğer tamamen normal bir bireymiş gibi davranmama izin verirsen sana hyung diyeceğim."
Kendisine ikna olmamış gözlerle bakan Doyoung'a bıkkın bir tebessüm verdikten sonra hızla arkasını dönüp evden çıkmıştı Chan. Bu kez tek istediği normal bir lise öğrencisi gibi davranabilmek ve vampir dünyasından birazcık uzaklaşmaktı. Olduğu şeyden ve yaşamak için yapmak zorunda olduklarından nefret ediyordu. Bu okulda ne olursa olsun yepyeni bir hayata başlayacak ve en azından insanlar onun yıllar içinde yaşlanmadığını fark edene kadar burda huzurlu bir yaşam sürecekti. Peşinde olan herkesten ve hayatında olan çoğu kişiden kaçmak zorunda olsa da.
.
.
.
.
.Eveet , nasıl başlamalıyım hiç bilmiyorum ama bu da böyle tanıtım bölümü gibi oldu yine biraz , Minho ve Chan'ın hayatına şöyle bir giriş yaptık. Yine pek istediğim gibi ilerletemicem sanırım kurguyu ama umarım beğenirsiniz ve toparlayabilirim🤧♥️✨ Yorumlarınızla da saygı çerçevesi içerisinde eleştrilerde bulunun lütfen , Minchan'ı çok sevin💕
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teeth - Minchan
Fanfiction"Sometimes you are a stranger in my bed, Don't know if you love me or you want me dead" Kronik bir rahatsızlıktan dolayı birkaç yıl içerisinde öleceğini öğrenen Lee Minho , sona gelmeden önce büyük bir aşk yaşamayı diler. -5Sos'ın Teeth adlı şarkısı...