Deniyordu. Ama sanki göz kapakları kalkmak istemiyor gibiydi. Onları her kaldırma çabasında daha da ağırlaşıyorlar gibiydiler. En sonunda gözlerini açmaya çalışmaktan vazgeçip, göz kapaklarına nazaran daha kolay hareket ettirebildiği kolunu, açıkta kaldığı için üşüyen diğer koluna siper edip hafifçe ovuşturarak onu ısıtmaya çalıştı. Nihayet göz kapakları hafifliyordu. Tanıdık bir ses, duyamayacağı kadar boğuk bir şekilde söylenirken yavaşça gözlerini açtı. Gördüğü ilk şey Hyunjin'in huzursuz ve kızgın görünen yüzü oldu. Ardından bulunduğu beyaz odayı , göğsüne takılı aletleri ve elindeki minik serumu fark etti. Bıkkınlıkla göz devirip aynı huysuzlukla Hyunjin'e baktı.
"Ne bakıryosun be dik dik?"
"Bakamaz mıyım? Yasak mı?"
Hyunjin'in sert ve otoriter bir tavırla yanıtlamasının ardından ona bir kez daha göz devirdi Minho. İstemsizce dudakları öne doğru büzülmüştü kaşlarını çattığında. Bu mızmız ifadesini zerre bozmadan yatakta doğruldu ve bacaklarını yataktan aşağıya sarkıtıp elindeki serumdan başlayarak vücudundaki kabloları çıkartmaya başladı. Çıkartmaya çalışırken göğsündeki pedlerden birinin ayarını bozduğunda ise göz deviren Hyunjin oldu. Bıkkın bir nefes verip pedi agresif ama yumuşak bir şekilde büyük olanın üstünden çıkardı ve kıyafetlerini Minho'ya doğru fırlattı.
"O şeyi çıkartıp kendi kıyafetlerini giy ama sonra otur oturduğun yere. Doktorla görüşmeden gitmeyeceğiz."
Minho derin bir uf çekmek üzereydi ki, Hyunjin sinirli bakışlarını sanki ne yapacağını anlamış gibi ona çevirdi.
"Uflarsan seni gebertirim Lee Minho."
Minho omuz silkip başını öne eğdi. Yatakta bacaklarını sallandırarak Hyunjin'e nasıl bir açıklama yapacağını düşünürken odanın kapısı açılıp doktor içeri girdiğinde , Minho birkaç dakikalığına da olsa Hyunjin'den kurtulmuştu.
------------------------------------------------------
"Özür dilerim~"
Minho , koluna girdiği ifadesiz gence umutsuz bir suratla bakarken mırıldandı. Ama Hyunjin tüm yol boyunca yaptığı gibi, yine Minho'yu duymazlıktan gelmeyi seçmişti.
"Benim suçum mu bayılmak??"
İyi ya da kötü bir tepki istiyordu ve bunun için en iyi yol Hyunjini kışkırtmaktı.Ve istediğini başardı. Hyunjin hışımla Minho'ya döndü ve belerttiği gözlerini kendinden kısa olan hyunguna dikti.
"Hyung sus. Konuştukça batıyorsun nolur sus"
"Tamam , eve geldik zaten , kısacık konuşalım , ben sana kahvaltı hazırlayayım sonra hiç konuşmicam söz~"
Hyunjin evin anahtarını dikkatle çevirip kapıyı açtıktan sonra Minho'yu girişteki kanepeye uzandırdı.
"Kahvaltı falan hazırlamayacaksın, yatıp uslu uslu dinleneceksin"
Minho , bunlar işine gelmese de onaylamak üzereyken Hyunjin hızlıca mutfağa doğru ilerlemeye başlamıştı.
"Hyunjin konuşalım ama... Lütfen!"
Hyunjin derin bir nefes aldı , konuşmak istemiyordu çünkü yaşadığı endişe onu sinirlendiriyordu ve Minho'yu kırmak istemiyordu. Ama Minho ona rahat vermeyecekti. Kendini tutamayacağını anlayarak arkasına döndü ve salona doğru ilerlemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teeth - Minchan
Fanfiction"Sometimes you are a stranger in my bed, Don't know if you love me or you want me dead" Kronik bir rahatsızlıktan dolayı birkaç yıl içerisinde öleceğini öğrenen Lee Minho , sona gelmeden önce büyük bir aşk yaşamayı diler. -5Sos'ın Teeth adlı şarkısı...