"Nasıl yani, şimdi bu yeni çocuk cidden o kadar yakışıklı mıymış?"
"Hyung, rivayete göre Jaehyun hyung'dan bile daha seksiymiş"
Bunun üstüne Seungmin'in koluna hafif dirseğiyle vurdu Changbin.
"Hoşt ulan, Jaehyun hyung dediğimiz insan bir haşmet tanrısıdır ,ondan bahsederken bile saygılı olman lazımken onu karşılaştırdığın kişiye bak..."
Seungmin huysuzca Changbin'e bakarken devam etti.
"Bu tarz şeyler görecelidir bir kere, sen Changbin hyunga bakma Minho hyung, Jaehyun hyung biraz daha naif bir karizmaya sahip ama bu çocuk seni parçalayabilirmişçesine bakıyordu ve bu da apayrı bi seksilik katıyor tabi..."
Sözlerini bitirdikten sonra , Changbin ona dik dik bakmaya devam edince "'Bence' dedik be!" diyerek kendini savunmuştu Seungmin.
"Aman be, anladık işte yakışıklı çocukmuş ama son sınıf zaten , 5 aya mezun olacak bizim ligimizin çok dışında. Boşverip öğlen yemeğinde ne yiyeceğimizi düşünelim."
Minho'nun bu sözlerine karşılık olarak Hyunjin hemen lafa atladı. "Biz ne yeriz bilmem ama sen doktorun verdiği listeyi takip edeceksin" dedi otoriter ama tatlı bir ses tonuyla.
"Hayır etmeyeceğim Hwang Hyunjin-shi"
dedikten sonra pek de umursamadan kafeteryanın menüsüne göz atmaya devam ediyordu ki ,karşısındaki üçlünün kaşları çatık bir şekilde kendisine baktığını fark etti."Ne var be? Ne var yani lezzetli birşeyler yemek istiyorsam? Ölmekten daha kötüsü midende lezzetli bir yemek yokken ölmektir." diyip kahkaha attıktan birkaç saniye sonra bunu komik bulan tek kişinin kendisi olduğunu fark ettiğinde dudaklarını tripli bir şekilde büzmüştü. Esprisine gülmeyen üçlünün bu dudak hareketini komik bulup kıkırdaması üzerine daha da bozularak onlara göz devirmekle yetindi.
Hala yemek seçme didişmeleri devam ederken öğrencilerin kafeteryayı, normalde günün en yoğun olduğu zamanında terkedip aceleyle bir yere gittiklerini gördüler.
"Ne oluyo bunlara be?"
Changbin'in sorusu üzerine Hyunjin alt sınıflardan bir öğrenciyi durdurdu.
"Nereye gidiyor herkes böyle?"
"Uyum programı için öğrenci eşleşmeleri hazırlanmış, okula yeni genel öğrencileri ilkokuldan beri burada okuyan bazı öğrencilerle eşleştirmişler alışmaları için , listelere bakmaya gidiyor herkes."
Bunu duyduktan sonra hepsi aynı anda birbirlerine baktı. Dördü de birinci sınıftan itibaren bu okulda okumuştu.
"Hadi gidip bakalım."
Seungmin'in önerisi üzerine göz devirdi Minho.
"Açım ben yaa! Yemek yiyelim önce~" dedi huysuz bir tonda.
"Sen yersen ye , biz gidiyoruz" diyerek Hyunjin de Seungmin'e katıldığını gösterdi ve Changbin de hızlıca yerinden kalkarak onlara katılırken, Minho oturduğu yerden hayretle izliyordu arkadaşları tarafından satışa gelişini.
"YAA BENİ DE BEKLEYİN!"
Onların peşinden gitti ama üçlü çoktan listelere bakan büyük kalabalığa karışıp gözden kaybolmuştu.
"Nasıl bulacağım şimdi bunları ben?"
Kendi kendine söylenirken etrafa göz gezdirdi bir süre. Hyunjin Seungmin ya da Changbin'den başka herkesi görüyor olduğuna emindi. Derken gözüne bir çocuk takıldı. Bembeyaz solgun bir ten ve sipsiyah kıvırcık saçlara sahipti. Tehlikeli dış görünüşünün aksine biri onla iletişime geçtiğinde kibar bir şekilde gülümseyerek karşılık veriyordu. Bu o olmalı diye düşündü Minho. Yeni gelen o çocuk. Gerçekten de birazdan üzerine atlayıp seni parçalayabilirmiş gibi gözüküyordu ama bir o kadar da yakışıklı ve çekiciydi. Ayrıca gülümsemesi sıcacık hissettirmişti nedensizce Minho'ya. Çocuğa dik dik bakıp düşüncelere daldığını fark ettiğinde ise hemencecik kızaran yüzü ve kulaklarını elleriyle kapatmaya çalışırken kimsenin onu farketmemiş olmasını umdu. İki yakışıklı çocuk görünce hemen leylaya bağlamasan ölürsün zaten Minho diye söylendi kendi kendine. Ardından omzunda bir el hissettiğinde irkilerek arkasına döndü.
"Lee Minho sendin değil mi?"
Hyunjin'in sınıfındaki tanıdık yüzlü çocuğu , kafasını hafifçe öne eğerek onayladı Minho.
"İsmin listede , benimle gel~"
Minho'nun tepki vermesine bile fırsat vermeden onu bileğinden tuttuğu gibi listelerden birinin önüne çekiştirdi kumral çocuk. Minho'nun ismini listede bulması ise uzun sürmedi. Kendi isminin karşısında yazan ismi okudu içinden. Han Jisung. Acaba az önce gördüğü çocuk muydu? Hayır Minho ,o taş gibi çocukla eşleşecek kadar şanslı değilsin sen diye düşündükten sonra , onu buraya getiren çocuğa teşekkür edip, nefes almasına engel olan kalabalıktan uzaklaşmaya başladı. Kalbi birden yerinden çıkacakmışçasına hızlandığında içinden küfür etti. Yine oluyor. Yine oluyordu. Yine bir anda vücudundaki tüm güç çekilmişti. Görüşü bulanıklaşmaya ve gözü kararmaya başlamıştı. Kalbi ağzında atıyor, bir adım ötesini göremeyecekmiş gibi hissediyordu. Siktiğimin hastalığı diye geçirdi içinden ve zoraki çıkan sesini kimseye duyuramayacağını bilse de, bir yandan duvara tutunurken bir yandan da yardım istemeye çalıştı.
"H-hyunjin..."
Ama Hyunjin etrafta gözükmedi. Yakındaysa bile Minho'nun sesi duyabileceği kadar yüksek çıkmıyordu.
"Hayır hayır... Tüm okulun gözü önünde y-yığılamam, l-lütfen"
Kendi kendine mırıldanıp derin nefesler almaya çalışırken bacaklarının artık onu taşıyamadığını hissetti ve elinde olmadan kendini bıraktığı sırada, belinde ve elinde birinin sıcak dokunuşularını hissetti.
"Yığılmayacaksın."
Yarı açık haldeki bilinci gidip gelirken ayaklarının yerden kesildiğini hissetti belindeki kol sıkılaştığında.
"Çünkü seni tuttum."
Hayal meyal görebildiği sarışın çocuğun solgun suratı bilinci tamamen kapanmadan önce gördüğü son şeydi.
.
.
.
.
.
.
.
.
.Bu sondaki kurtarıcı beyimiz de kim ola ki😉🙈 Kısacık oldu ama kısa sürede yb atmayaca çalışıcam çünkü ilham perilerim geldi xkdmskzm Tahminlerinizi benimle paylaşırsanız çok mutlu olurum🥺💘 Minchanla kalııın💞
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Teeth - Minchan
Fanfiction"Sometimes you are a stranger in my bed, Don't know if you love me or you want me dead" Kronik bir rahatsızlıktan dolayı birkaç yıl içerisinde öleceğini öğrenen Lee Minho , sona gelmeden önce büyük bir aşk yaşamayı diler. -5Sos'ın Teeth adlı şarkısı...