-6-

236 19 43
                                    

"Jisung n-nolur dur"

"Jisung yalvarırım d-dur artık"

2 ay olmasına rağmen alışamamıştı Minho buna. Nefesi tamamen kesiliyor , kalbi deli gibi atıyor ve tüm bu olanlar vücudunu tüketiyordu. İlk başlarda herşey normal gözükse de, Minho'nun zayıf bedeni , baskın olan sarışının sert ve doyumsuz dokunuşlarının altında neredeyse zar zor hayata tutunuyordu. Bir yandan durması için yalvarmaya devam ederken , bir yandan da üstündeki çocuğu omuzlarından sarsmaya çalıştı Minho. Jisung sonunda onu duydu ve üzerinden inip kendini yatağın diğer tarafına attı. Birkaç saniye önce bir canavar gibi bakan gözleri anında yumuşamış ve kesik nefesler alan sevgilisine doğru yaklaşıp ,onun saçlarını okşamaya başlamıştı.

"Shhh, bebeğim.Geçti... Biraz uyu olur mu? Üzgünüm."

Ağzından çıkan cümlenin ardından , cevap vermeye yetecek kadar bile nefesini toparlayamayan Minho'nun alnına minik ve az önceki dokunuşlarıyla tamamen çelişecek zariflikte bir öpücük kondurdu Jisung. Hemen sonra büuük olanın üstünü değiştirip temiz kıyafetler giydirdi ve saçlarını okşamaya geri döndü.

"Daha iyi misin?"

Soruya hafifçe sırıttı Minho. Değildi. Hala aldığı her nefes ciğerlerine yakıyordu ve kalbinde sıkışma hissi artarak devam ediyordu.

"İ-iyiyim merak etme."

Fazla takati kalmamıştı. Ağzından zar zor dökülen kelimelerle birlikte göz kapakları da ağırlaşmaya başlamıştı.

"Uyu~"

Ardından Minho'nun alnına minik bir öpücük daha bıraktı. Öpücüğün hissettirdiği yoğun hisle gözlerini kapatmış olan Minho ise , açma gereği duymadan uykuya dalmıştı. Sarışın olan uyuyan çocuğun saçlarını nazikçe okşamaya devam etti bir süre.

"Kalp atışlarının bu kadar baştan çıkartıcı olması sağlığın için iyi değil. Beni istemediğim şeyler yapmaya zorluyor~"

..............................................................

Yine nefes alamıyordu. Boynundaki keskin acı ,reflekslerini bile köreltmişti.
Tanıdık bir şeyin "Korkma sevgilim~ Kötü anıların hepsi silinip gidecek" diyen sesi duyabildiği tek şeydi. Kollarını etrafa savuruyor ve boynuna yapışmış haldeki bedeni tüm gücüyle itmeye çalışıyordu. Çabaları sonuçsuz kalırken, boynundaki acı vücudundaki tüm kan çekiliyormuş gibi hissettirmeye başlamıştı. Boynuna batan sivri şeyler daha da derine indiğinde bir anlığına Minho için herşey durdu. Sadece kalbinin atım denilemeyecek kadar zayıf hareketlerini ve akciğerlerinin biraz olsun hava ile dolmak için verdiği uğraşı duyuyordu. Duyduğu bu sesler de bir süre sonra bir uğultu haline gelip yok olduğunda sıçrayarak yerinden kalktı Minho. Gerçek mi hayal mi ayıramadığı için elleri direkt olarak boynunun sol tarafını buldu. Keskin acıyı en net hissettiği bölgesi tertemizdi , terden başka birşey yoktu elinde. Nefeslerini düzenlemeye çalıştı ama bir işe yaramadı. Hala titreyen elleriyle duvarlara tutunarak aşağıda olduğunu bildiği mutfağa doğru ilerledi. Uyumadan önce olan zaten zayıf olan vücudunu iyice bitkin düşürmüştü. Ama rüyasında gördükleri herşeyi iki kat kötü yapmıştı sanki. Kalbinin çarpıntısının geçmesini umarak ışığı açtı ve sürahiye uzandı. Elleri hala zangır zangır titrerken ağzına kadar dolu sürahiyi kaldırmaya çalışmanın kötü bir fikir olduğunu fark ettiğinde herşey için çok geçti. Neyse ki sürahi yeri boylamadan biri adeta jet hızıyla oraya gelip sürahiyi düşmek üzereyken yakalamıştı. Minho mümkünmüş gibi daha da hızlanan kalbine hafifçe elini bastırırken rahat bir nefes aldı. Karşısındaki çocuk yine o'ydu. Herşeyi görüyor ama tepki veremiyordu bir türlü. Chan ise karşısındaki çocuğun kalp atışlarının ne halde olduğunu duymuş olacak ki, Minho'nun bilinci kapanır kapanmaz kendisinden küçük olanı tutmayı başardı. Bir kolunu ısrtına bir kolunu da bacaklarının altına yerleştirdiği gibi havalandırdığı çocuğu hızlıca arabasına , oradan da evine götürdü.

Teeth - MinchanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin