0.5

632 73 60
                                    

Jeonghan yatağında uzanmış Joshua'ya tekrardan anlamadığını belli eden tuhaf bakışlarını göndermişti.

"Ne demek beni bekliyordun? Şu an hiçbir şey anlamıyorum."

Joshua düştüğü karmaşık durumu kurtarmak için hiçbir şey düşünemiyordu o an hislerinin onu yönetmesine izin verdi ve yavaşça yattığı yerden kalkıp Jeonghan'ın önünde durdu.

Jeonghan kaşları çatılı, dalgalı saçlı gence baktı.

Joshua usulca Jeonghan'ın pürüzsüz yüzünü elleri arasına aldı, dolgun dudaklarını güzel çocuğun dudaklarına sürttü. Jeonghan durumu anlayamasa da kalbinin hızlı hızlı çarpmasına dur diyemedi, nefesini tuttu ve gözlerini kapadı.

Joshua ellerini çekerek kahkaha atmaya başladı. "Sadece şaka yapıyorum. Aramızdaki bu soğukluğu yok etmek istemiştim."

Jeonghan ensesini kaşıdı. Afallamıştı aralarının gergin olduğunun farkındaydı ama bundan kurtulmak için illa onu öpmesi mi gerekirdi? "Peki... N-niye buradasın hala cevap vermedin."

Joshua ellerini ıslak saçlarından geçirdi ve o an, "Saçlarımı kurutmak için makineni ödünç alacaktım. O kadar" diyerek rahat bir nefes verdi.

"Oh anladım. Hemen getireyim."

Joshua sıkıntıyla nefes verdi ve kendine küfürler savurdu. Kodu alamamış olmasının yanı sıra yaptığı davranış yüzünden çok utanmıştı. Kendi dalgaya alsa bile Jeonghan'ın verdiği tepki tuhaftı. Tabi ne bekliyordu ki çocuğu öpmüş sayılırdı ve davranışını oldukça normal karşılamalıydı. 

Joshua tekrardan sıkıntılı nefesini dışarıya bıraktı ve mırıldandı. "İyi halt yedim."

Jeonghan elindeki kurutma makinesini uzattı. "Bir şey mi dedin?"

Zoraki gülümsemesini suratına yerleştirdi, kurutma makinesini eline alarak başını hayır anlamında salladı. 

~

"Eline böyle mükemmel bir fırsat geçiyor ve sen bunu mahvediyorsun şaka mı yapıyorsun amına koyayım, aklın nerede senin?"

"Bugün halledeceğim merak etme."

Seungcheol dudaklarını hızla yaladı ve dişlerini sıktı. "Siktir git ve şu işi hallet."

Seokmin araya girerek Seungcheol'ün omuzlarını sıktı. "Bunun için Shua'ya bu kadar tepki vermene gerek yok. Tabi bizim bilmediğimiz bir sorun yoksa."

"Üzgünüm. Sadece aşırı stres altındayım. Bir an evvel şu işi halletmemiz lazım."

"Özür dileme hyung. Haklısın böyle bir hata yapmamam lazımdı. Bu akşam bu iş bitiyor emin olabilirsin."

Seungcheol çalışma masasının kenarından kalkarak sandalyesine oturdu. "Bu mesele benim için çok önemli."

Odadaki ikili başını sallayarak Seungcheol'ü yalnız bıraktı.

Seungcheol ısrarla çalan telefonun eline alıp küfürler savurarak açtı.

"Üzerinde çalışıyoruz yakın zamanda eğer dediğin gibi şüpheli bir şeyleri varsa ortaya çıkaracağız." Seungcheol gözlerini devirdi. "Beni bir daha arkadaşlarımla tehdit etme göt herif yoksa ben bile bilmiyorum ne yapacağımı. Sikerim şakanı. Ailemle alakalı konuşmayacaksın bir daha."

Seungcheol sinirle soludu ve telefonu kapatarak kahverengi deri koltuğun üzerine fırlattı. Sinirli genç çok iyi biliyordu telefondaki kişinin bu kadar önemli konularda şaka yapmayacağını ve gözünü bile kırpmadan istediği herkesi öldürebileceğini. Ama Seungcheol buna asla izin vermeyecek, Jeonghan'ın neler karıştırdığını bulup ailesini koruyacaktı.

target 'jihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin