1.7 / final

747 70 102
                                    

Wonwoo alt katı penceresiz depolardan oluştuğu için tırmanmakta zorlanmış ama sonunda tırmanmak için yol bulmuştu.

Burası Johnny Suh'un pis işlerini hallettiği ve bütün önemli dosyalarını sakladığı terk edilmiş gibi duran depoydu. Ama bu depo çift katlı birbirinden alakasız odalar ile doluydu. Burayı bilmeyen biri için yolunu bulmak zahmetli bir işti.

Seungcheol Jeonghan'ın verdiği bilgiler ile Johnny'yi burada buluşmaya zorlamıştı.

Wonwoo elinde soluk yeşil ışığı borunun üzerine tuttu tırmanmaya devam etti. Kalın gri bir kapıya doğru giderek Seungcheol'lerin buluşup konuşacakları yeri gören balkonun kenarına kendini konumlandırdı ve silahını hazırlayarak Seungcheol ve Johnny'nin ortaya çıkmasını bekledi.

Johnny "Elindekileri ver ben de benim elimdekileri vereyim bu iş bitsin" diyerek gevşekçe gülümsedi.

"Hayır sen bana elindekileri veriyor, gidip yedeklediğin videoları ve fotoğrafları siliyor daha sonra bende olan bilgileri sana veriyorum."

"Yedek falan yok."

Seungcheol'ün kahkahası stresten çatlayıp kuruyan dudakları kadar kuruydu. "Yalan söylemek daha kolayına geliyor biliyorum ama dediklerimi yapmazsan bilgi falan yok bunu da böyle bil."

Maskeli bir adam Seungcheol'ün kafasının arkasına silah doğrultulup baskı yaparak "Ver" demişti.

Seungcheol hiç telâşlanmadı zaten bunun olacağını önceden tahmin etmişti o Johnny Suh'du adımlarını basit atardı.

Vernon yerleştiği yerinde huzursuzca kıpırdandı. Seungcheol'e hiçbir şey olmayacağından emindi o daha kötü durumlarla yüzleşmiş burnu dahi kanamadan sıyrılmıştı. Ama içinde kötü bir his vardı ve içindeki hissin bir kuruntu olmasını diliyordu.

Johnny maskeli adama tıslarcasına emir verdi. "Ateş et Yoonho!"

~

Woozi ağzında tuttuğu yeşil ışığı kasanın düğmelerine doğru tuttu. Kulağındaki küçük cihazı düzelterek Mingyu'nun şifreyi çözüp ona söylemesini bekledi. Woozi'nin sırtından soğuk soğuk terler akıyordu. İlk defa bir mafyanın evine -deposuna- gelmiş ve belge çalmaya çalışıyordu. Daha önceden küçük çaplı işler yaptığı olmuştu ama kendini hiç bu kadar tehlikeye attığı olmamıştı.

"Mingyu söyle artık ayak sesleri duyuyorum."

"Korkmana gerek yok Seokmin senin arkanı kolluyor. Sadece çok azıcık daha zaman ver bana."

Woozi dudaklarını kanatır derecesinde ısırarak Mingyu'dan gelen yanıtı bekledi ve sonunda aldığı şifreyi tuşladı.

Siyah kasa bir çocuğun çığlığına benzer ses çıkarmış ve açılmıştı. Woozi başlıklarını ve fotoğrafları üstün körü kontrol edip sırt çantasına tıkıştırdı odadan ses çıkarmadan ayrıldı.

~

Johnny'nin sesi fazla heyecanlıydı. Korkusunu belli etmeyerek soğuk kanlılığını korumaya çalışıyordu.

Bütün adamları saniyesinde etkisiz hale getirilmiş Seungcheol ile baş başa kalmıştı. Aslında baş başa olmadığını biliyordu. Seungcheol'ün adamları her taraftaydı ve onu izliyorlardı.

Joshua silahı Johnny'nin başına dayadı ve elindeki belgeleri alıp bir köşeye fırlatıp elindeki kelepçeleri bileğine geçirdi. Artık onun işi bitmişti. Her şey bitmişti.

"Seni suçlayamam beni ve ekibimi hayır ailemi hiç tanımıyorsun. Bize bulaştığında kendi ölüm fermanını yazdığını bilmeliydin Johnny Suh."

target 'jihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin