1.5

728 59 40
                                    

Jeonghan yalnız kalmak istese de Jun onu yalnız bırakmak istememişti. İyi ki de bırakmamışım diyerek içinden sarışına sövdü. Jeonghan'ın yaptığı bu dikkatsiz davranış yüzünden başına kötü bir şey gelebilirdi.

"Ben anlamıyorum. Neyden bahsediyorsunuz?"

"İşimizi zorlaştırmak istiyorsun yani. İyi istediğin gibi olsun."

Jun yumruğunu sıkıp Joshua'nın elmacık kemiğine indirdiğinde Joshua koltuğa düşmüş Jeonghan çığlık atmıştı.

"Ona vurma!"

"Kes sesini Jeonghan! Bu durumda bile bu şerefsizi mi koruyorsun?"

Joshua'nın gözlerini öfke bürümüştü. Düştüğü koltuktan kalkarak Jun'un üzerine gitmiş yumruğunu Jun'un dudağına indirmişti. Jun acıyla bağırdı. Joshua dur durak bilmeden Jun'a vurmaya devam ediyor bütün hırsını Çinli gençten çıkarıyordu.

"Dur artık onu öldüreceksin!"

Jeonghan kapının çalması ile koşmuş "Yardım et!" diye bağırmıştı.

Wonwoo arabada Joshua'yı beklemiş geç kalınca meraklanmıştı. Şu an gördüğü manzara karşısında sıkıntıyla nefes bıraktı. Aralarına girip Joshua'yı Jun'un üzerinden kaldırmaya, yumruklarını engellemeye çalışmıştı. Ama nafileydi Joshua'nun gözünü kin bürüdüğünde kimseyi onun elinden alamıyorlar kendi kendine sakinleşmesini bekliyorlardı tabi ortamda Seungcheol olmadığında geçerli bir durumdu bu.

"Seungcheol'ü ara!"

Jeonghan "Seungcheol kim?" diyerek Jun'un yüzünü korumaya çalışıyordu.

Wonwoo zorla kot ceketinin cebindeki telefonu çıkarmış Jeonghan'a fırlatmıştı.

~

"Hyung bu iş bitti!"

Seungcheol sigarasını söndürüp çalışma masasından kalktı.

"Jeonghan hakkında çok fena bilgiler buldum. Kaç gündür tam emin olamadığım için bahsetmemiştim artık elimde belgeler var."

Seungcheol rahat bir nefes vermek için erken olduğunu biliyordu ama omuzundaki yük hafiflemiş gibi hissetmişti Mingyu'nun sözleri sayesinde.

"İllegal poker salonunun sahibi Yoon Jeonghan." Elinde tuttuğu laptopunu Seungcheol'ün masasına koyup belgeleri teker teker göstermeye başladı. "Bugüne kadar o salonda kumar oynayanların hepsini dolandırmış ama o kadar iyi halletmiş ki kimsenin ruhu bile duymamış. Kurnaz herifin teki. Bu bilgileri saniyeler içinde bulabileceğimi biliyorsun ama bu herif cidden beni zorladı."

Seungcheol laptopu kendine yaklaştırarak verileri kontrol etmeye devam etmişti.

"Moon Junhui ve Lee Jihoon da bu salonun ortakları. Paraya para demiyorlar ama bu kadar sade yaşamalarının sebebini anlayamıyorum."

"Aklını çalıştır Gyu. Tabi ki dikkat çekmemek için."

Seungcheol Mingyu'nun omzunu sıktı.

Mingyu masada titreyen telefonu işaret ederek "Wonwoo arıyor hyung" demişti.

Seungcheol telefonu aceleyle kapatıp hızla yürürken söylendi. "Siktir Josh bir kerede mahvetme bir şeyleri!"

~

Seungcheol ve Mingyu sarışının araması üzerine yanlarına gelmiş neredeyse birbirini öldürecek ikiliyi ayırmışlardı. Bu Seungcheol için çoğu seferden daha zor olmuştu. Joshua haftalarca içinde sakladığı öfkesini Jun'a kusmuştu. Yüzleri çürükler ve kanayan yaralarla dolmuştu. Joshua'nın gözaltında morluk kaşı ve dudağında yaralar vardı. Jun'un durumu ise Joshua'nın durumundan çok daha kötüydü, sağ gözü şişmiş tamamen kapanmıştı dudağı ise patlamış yaradan kanlar sızıyordu.  

target 'jihanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin