Neuf,

37 1 0
                                    


Niall'ın Gözünden,

Gergin bir şekilde elimdeki telefonu önümde duran ahşap sehpaya bıraktım. 

Lea'yı takipe almıştım. 

Derin nefes al, gözlerini kapat ve kendini izole et. 

Gözlerimi sıkıca yumdum. Bunu neden yaptığımı bilmiyordum. Her seferinde nasıl oluyor da tam anlamıyla batırmayı başarabiliyordum?

Onu takip ettiğimi herkes görmüş olmalıydı. 

Fakat bunun olacağını zaten biliyordun seni aptal. 

Ellerimi alnıma yerleştirdim. Kaşlarım istemsiz bir şekilde çatıldığında derin bir iç çektim, onun hayatını mahvetmekten vazgeçemeyen bir yükten başka bir şey değildim. 

Bugünden itibaren medyanın onu hedef alma yönelimi ve yersiz yere karşılacağı nefretin tüm sorumluluğu bendeydi. 

Üzülmesini istemiyordum, ya da benden zaten olduğundan daha da çok nefret etmesini. Sadece yakınlık kurmak istemiştim, düşünmeden yapmıştım işte. 

Emin olun, küçük bile olsa onun hayatına bu şekilde yıllar sonra dahil olma fikri 'akşamdan kalma' olduğunuzda kulağa hiçte kötü gelmiyordu. 

Aptal. Aptal. Aptal. 

Takibi bırakıp ardından herkese benzer isimde başka birini takip etmeye çalıştığımı söyleyebilirdim. Alabileceğim en mantıklı karar bu olmalıydı. Ama istemiyordum.

Paylaştıklarını görmek, kimleri takip ediyor tek tek bakmak ve saatlerce fotoğraflarına bakmak istiyordum. 

O kadar uzun zaman geçmişti ki, onun hakkında bildiğim her şeyin hala geçerli olup olmadığından bile emin değildim.

Bensiz bir hayatı vardı. Hemde tam yedi yıldır.

Her şeyi göz önünde yaşayan bendim; kameralar, sahne ışıkları, konserde ismimi sanki ciğerleri çıkarcasına bağıran hayranlar...

Evet, sahip olduklarım için gerçekten de minnettardım. Hayatımda olduğum noktaya gelmek bir sürü gencin hayaliydi. En önemlisi de benim hayalimdi. 

Arzaylea ise normal bir genç kızdı. 

Okula gidiyordu, dilediği gibi eğleniyordu, ve gördüğüm kadarıyla Melanie ile de arkadaşlığını devam ettirmeyi başarabilmişti. 

Saçları daha uzundu ve belki biraz daha koyu. İnce ve uzun yüzünü doğal bir şekilde çerçeveleyen katları vardı. Beyaz tenindeki çilleri ise artık neredeyse yok denecek kadar azdı. 

Boyu uzamıştı. Vücudu ise belli bir olgunluğa erişmenin verdiği etkiyle değişmişti. 

Güzeldi.

Hep güzeldi zaten. 

TAK TAK TAK.

Duyduğum gürültülü ses yerimde irkilmeme sebep oldu, fakat başımı iki yana sallayarak tüm düşüncelerimin bir anda kısa süreli bile olsa dağılmasını ummaktan başka yapabileceğim hiçbir şey yoktu. 

Ayağa kalktım ve sesin geldiği yöne doğru ilerlemeye başladım. Aynadaki yansımamı görmezden gelmeye çalışarak kolu 'klik' sesini duyana kadar çevirdim. 

¨Hazırım, Conor,¨ Kapının arkasındakinin ondan başkası olmayacağını biliyordum. ¨Bana iki dakika daha ver, olur mu?¨ 

***

¨Bu akşam bizimle birlikte olman tam anlamıyla inanılmaz, Niall!¨ diye şakıdı, Ciara Byrne*, Westmeath'in daha doğrusu İrlanda'nın en ünlü sunucularından birinin olmasının verdiği rahatlıkla. 

Gergince gülümsedim. ¨Emin olun benim içinde öyle.¨ 

Ellerimi  şimdiden karıştığını hissettiğim koyu saçlarımın arasından geçirirken gözlerim istemsizce stüdyoyu taradı.  Bej renkte olan koltukların hepsi doluydu ve boğuk bir ses hakimdi. Kulaklarınızın uğuldamasına neden olacak türden bir ses.  

İnsanların meraklı gözlerini üzerimde görmek her ne kadar şu anda mükemmel hissettirmese de gülümsememi genişletmeye çalıştım. 

Bunu yapmak zorundasın Niall, diye hatırlattım kendime. 

¨Bunu duyduğuma sevinmediğimi söylesem yalan olur,¨ İri yeşil gözlerini benden ayırmadan elinde tuttuğu kahveden bir yudum aldı. ¨Açıkçası grup dağıldıktan sonra seni burada göreceğimizden pekte umutlu değildik...¨ 

Dudaklarımı birbirine bastırdım ve kaşlarımı kaldırdım. ¨Ah, pekâlâ dürüst olmak gerekirse bende öyle.¨

¨O zaman neden diye sormamda bir sakınca yoktur umarım.¨ 

Y/N: Ciara Byrne tamamen uydurma bunu söylemek istedim xd Umarım bölümü beğenmişsinizdir, vote verip yorum yapmayı unutmayın!! 







This Town | Niall HoranHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin