《 3 》

198 16 2
                                    

SEVGİLİ OKURCUKLARIM BU BÖLÜMÜ YAZMAK İÇİN ÇOK GEÇ KALDIĞIMIN FARKINDAYIM.SİZDEN ÖZÜR DİLİYORUM...BU ARADA KİTABIMI OKUYUP OYLAYAN ARKADAŞLARA ÇOK TEŞEKKÜR EDİYORUM.LÜTFEN KİTAP İÇİN SİZ DE YORUM YAPIN VE OYLAYIN GERÇEKTEN İHTİYACIM VAR ŞİMDİDEN TEŞEKKÜRLER... :*

Can'ın sesi durmama sebep olmuştu ve ağlamamak için kendimi zor tutuyordum. Can bir daha Öykü diye bağırdı ve koşarak yanıma geldi.

-" İyi misin?"

Neden bu kadar saçma bi soru soruyordu ki?  İyi olmadığımı görmüyor muydu? Sinir kat sayımı arttırmıştı. Sinirli bakışlarımı ona çevirip;

-" Sence iyi gibi mi gözüküyorum?" dedim.

-" Hayır ama sakin olmalısın. Sonuçta Kaan yanlış bir şey söylemedi beni seviyorsun."

İçimdeki ses karşımdaki beyinsize gülüyordu. Onu seviyormuşum. Şu özgüvene bak ya. Hayır yani bir insanın seni sevdiğini bilsen bile yapılmaz ki böyle bir ş ey. Geçmiş karşıma "Bono sovoyorson" nah severim ben seni tövbe tövbe ya ağzımıda bozdurdu bana.

-" Bence sen kendine çok güveniyorsun. Özgüvenin tavan yapmış baksana. Sana bir tavsiye fazla yükselme çok pis çakılırsın!"

-" Öyle mi? Özgüvenim tavan yapmışken söyleyeyim bari. Ben seni seviyorum!"

Vovovov bunu beklemiyordum. Al işte Öykü aferin sana çocuğu gaza getirdin. Hah ne diyeceksin şimdi çocuğa. "Bende seni seviyorum Can artık çok mutluyum çünkü sende beni seviyosrun bla bla bla. "1 dakika napıyorum ben ya hâlâ işin dalgasındayım. Çocuk bana seni seviyorum dedi ve ben bu saçma şeyleri düşünüyorum. İç sesim bana kahkaha atarken onu susturdum.
Benden bi tepki bekleyen Can'a döndüm ama ne cevap vereceğimi bilmiyordum. Ben ona hiç o gözle bakmamıştım ki. Tamam kabul ediyorum bakmıştım ama o da bizim kızlarla şakalaşırken birbirimize birilerini yakıştırırken olmuştu. Hadi amaa tüm kızlar yapar bunu.

Can bi cevap alamayınca bağırmaya başladı. Ciddi anlamda bağırıyordu ve herkes başımıza toplandı.

-" Herkes duysun! Ben öykü'yü seviyorum! Anladınız mı? Ben! Öykü'yü! Seviyorumm!"

Bunu yapmak zorunda mıydı? İşte şimdi tam anlamıyla utanmaya başladım kıpkırmızı olmuştum ve Can hâlâ karşımda durmuş bir cevap bekliyordu. Herkes bir anda Can'ı alkışlamaya başladı. Yok artık!

İç sesim bana "Madalyasını vermeyi unuttular yazık çocuğa cık cık cık." Diyince, içimdeki sesi özenle susturdum yoksa kendi kendime gülmeye başlayacaktım ve bana delirmişim gibi bakacaklardı.
Zaten herkes şu an meraklı bakışlarla bana bakıp ne yapacağımı bekliyordu. Herkes benim Can'ın boynuna atlayıp "bende seni seviyorum."dememi bekliyordu ama yapamazdım. Evet onu kırmak istemiyordum ve o yüzden en mantıklı olduğunu düşündüğüm cevabı verdim.

-" Iı bak Can şey... yanii.. işte off tamam lafı gevelemiyeceğim benim biraz zamana ihtiyacım var. Anlarsın ya.. düşünmek için."
Can en çapkınından gülüşüyle ve bakışıyla bana baktı. O an ona "bir bakış attın yüreğimi yaktın gülümm" demek istedim ama tabiki diyemedim. Ciddi bir şey konuşuyoruz şurada değil mi ?

-" Tamam prenses ben seni ömrümün sonuna kadar beklerim."

"Vayy laflara bak sen, hep bunlar kız kapma çabalarından." İçimdeki ses susmak bilmiyordu. Sürekli bir konuşma, bir gevezelik. Sahibine çekmiş belli bir de iyi espiri yapıyor kereta yaa.

1 dakika ben iyice saçmalamaya başladım. Bana ait olan bir iç sesle konuşup bir de onu övüyordum. İyice delirdim artık ya bugün niye bu kadar saçmaladım ki? Neden olacak karşımda ki hödük yüzünden. Geldi aklımı karıştırdı pislik. Azra'nın hep kafama vurmasıyla zaten azalan beyin hücreciklerimin iyice birbirine karışmasına neden oldu.

-" Öykü?"

Can'ın sesiyle kendime geldim.

-" Ha.. ayy afedersin yaa ben öyle dalmışım."

Gülümsedi.

-" Gidelim mi artık?"

Başımı sallamakla yetindim ve sınıfa doğru ilerledik.

                           ******

Sınıfa girdiğimizde bizim öküzler her zaman ki gibi uçak uçuruyordu. İlkokul bebeleri gibi Allah'ım ya. Sen kalk eşşek kadar adam ol taa liselere kadar gel hâlâ uçak uçurtmaya devam et. Ben böyle düşünürken gözümün içine bir uçağın iniş yapmasıyla tüm düşüncelerimi unuttum. Gözüme girdikten sonra yere düşen uçağı aldım ve bağırmaya başladım.

"- Kim attı bu lanet olası uçağı? "

Furkan sırıtmaya başlayınca bu işin onun başının altından çıktığını anladım. Aslında Furkan benim yoldaşımdı. Tüm sınıfı espirilerimizle kendimizden soğuturduk ama bize göre yaptığımız espiriler çok komik ve eğlenceliydi her neyse konumuza dönelim.

Uçağı elimde sallayarak;

-" Furkan bu uçağı senin müsait bi yerine sokarım!"

Tam o sırada içeri hoca girdi. Allah'ım neydi günahım? İçeri giren hocanın ingilizce hocası olduğunu görünce rahatladım çünkü ingilizce hocamız yabancıydı ama bizi anlayacak kadar türkçe biliyordu. Ben ne olur ne olmaz diye durumu kurtarmaya çalıştım.
-" Yani çöpe sokarım, atarım anlamında. Zaten bir tek müsait olan yer orası var değil mi?"

Hoca bana gülümseyerek beni yerime gönderdi. Furkan tamda önümde oturuyordu intikam zamanı diyip aklımdan en mantıklı olucağını düşündüğüm şeyi yapmaya koyuldum. Furkan'ın tiki vardı karnına vurunca elini havaya kaldırıyordu tabi abartacak kadar kaldırmıyordu ama kaldırıyordu işte.

İngilizce hocası bi soru sorduğunda Furkan'ın karnını parmakladım ve eli hafiften havaya kalktı bunu gören hoca Furkan'a söz hakkı verdi.
Tüm sınıf Furkan'ın ingilizceden anlamadığını biliyordu ve asla bir soruya parmak kaldırmayacağınıda. Herkes benim yaptığımı anladı ve gülmeye başladı.

Hoca furkana soruyu okuduktan sonra cevap almak için Furkan'a döndü. Furkan hocaya;

-" What dedin gülüm?"

Diyince hepimiz gülmeye başladık hocada gülmeye başlamıştı işte bu hocayı bu yüzden seviyordum hoca soruyu bize en güzel şekilde anlattıktan sonra Furkan bana dönüp:

-"Yaktın beni."Diyince güldüm.

Ders böyle eğlenceli olarak devam etti.
                        
                       ******

Öğle tenefüsünde yeni hoca geliceğine dair bir şey duyduk erkekmiş ve 25 yaşındaymış ablamdan 2 yaş büyüktü. Azra bize dönüp;

-"İnşallah yakışıklıdır da gözümüz gönlümüz açılır."

Diyince Yağmurla gülümsedik. Kaan Oğuzhan ve Can basketbol oynuyor bizde hem onları izleyip hemde sohbet ediyorduk. Bu sefer yağmur lafa atladı.

-"Bir de ilk dersi sizinle çok şanslısınız yaa."

Azrayla birbirimize bakıp sırıttık. Biraz daha sohbet ettikten sonra zilin çalmasıyla sınıflara geçtik ders resimdi ve dersimize yeni hoca girecekti. Heyecanla yerimize oturduktan sonra Azra ile hocanın yakışıklı olması hakkında son dualarımızı ettik.

Öğretmenler zilinin çalmasıyla heyecanımız arttı ve beklenen an geldi. Hoca içeri girdi ve

-"Herkese Selam! "

Diyip gülümsedi.
Ama bu... YOK ARTIK!!

Evet millet oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Lütfen bu yb'nin daha hızlı olmasını sağlayacak öpüldünüz :*

İKİLEMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin