Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler.
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum. Hepinizi çok seviyorum... :))-"Eveeet. Yine iğrenç bir eğitim öğretim yılının daha başındayız. Öncelikle hepinizden nefret ediyorum. Her sene olduğu gibi yine geldiniz başıma. Okul aidatlarını bile ödemiyorsunuz. Hep laylaylom. Amaa bu sene hiç birini yapamayacaksınız. Çünkü bendeniz Serhat ZEVZEK buna asla izin vermeyeceğim. Şiiş oğlum zevzek zevzek konuşmayın orada!"
Ellerini belinde kavuşturmuş, yavaş yavaş bir öne bir geri adım atıyordu. Konuşmasını sonlandırdığında ellerini havaya kaldırıp:
-"Middle finger up!"
Diye bağırarak elleri havada, orta parmak semada yere diz çöktü. Yaptığı harekete karnımızı tutarak gülerken Can'ın kafasına bir tane geçirmesiyle kendini yere atan Oğuzhan'a Can, sinirle bakıp:
-" Bu ne biçim müdür taklidi lan! O parmağını al müsait bir yerlerine konumlandır."
-" Ah Cancığım yine ağzından bal damlıyor. Ne kadar kibar bir arkadaşsın sen öyle!"
Can cevap vermeyip arkama oturdu ve saçlarımla oynamaya başladı. O sırada zil çaldı. Tam yerimden kalkmış kapıya doğru ilerliyordum ki Kaan ayısının bana çarpmasıyla Can'ın beni tutması bir oldu.
-" Lan hayvan dikkat etsene! İyi misin Öykü ?"
Şok içinde Can'a baktım.
-" İyiyim bir şeyim yok. Göstericem ben o öküze gününü! Allah'ın beyinsizi, bukelomun beyinli sığır."
Can'ın kahkaha atmasıyla sinirli bakışlarımı ona çevirdim.
-" Öykü artık gidelim istersen. Zevzek'in gazabına uğramayalım sonra."
Cevap vermeme izin vermeden arkamdan iteklemeye başladı ve 3 de ikisinin öğrencilerle dolu olan okulun bahçesine indik. Sevgili müdürümüz Serhat Zevzek, Oğuzhan'ın yaptığı konuşmayı aratmayan bir şekilde konuşmasını yaptı. Tek farkı Oğuzhan gibi bir rockçı edasıyla kendini dizlerinin üstüne atıp anırarak el hareketi çekmiyişiydi.
Sıkıcının da sıkıcısı konuşmaların ardından sınıflara çıktık. Azra ile kendimize oturacak çok güzel bir sıra ayarlamıştık. Ama her zaman olduğu gibi bu sene de Can ve Oğuzhan bizi istediğimiz yere oturtmayıp, kendi oturdukları sıranın önündeki sıraya oturttular.
Azra of'layarak arkasına döndü ve;
-" Her sene neden sizin önünüzde oturmak zorundayız ki biz ?"diye sordu.
Oğuzhan Azra'yı taklit eden bir of'lamayla cevap verdi.
-" Çünkü senden 5 saniye bile ayrı kalamıyorum Azra'cığım."
Verdiği cevaba ben gülümserken, Azra söylenerek önüne döndü.
Klasik geçen ilk okul günlerinden biriydi ve çabucak bitmişti. Okul çıkışı hep beraber kapının önünde buluştuk.
Aa bu arada bizim tayfayı tanıtmadım sanırım. İlkokuldan beri hiç ayrılmadığım ve zamanımın çoğunu geçirdiğim en değerli arkadaşlarım bunlar.
Kaan; grubun gıcığı tam anlamıyla gıcık.
Can; diğerlerine göre daha kibar ve anlayışlı olduğu için grubun kibarı diyebiliriz bence.
Oğuzhan; grubun en komik ve çılgın insanı.
Azra; grubun en sinirli insanı sanırım. En sinir olduğu kişide Oğuzhan.
Yağmur; grubun en heyecanlı insanı.
Ben; ben de benim işte ya. Bende bilmiyorum grubun neyi olduğumu siz karar verin en iyisi.
Neyse hikayemize geri dönelim.
Bir yerlere gitmeye karar verdik ama nereye gideceğimizi bilmiyorduk.
Kaan;
-" Sahile gidelim bence. Oturur sohbet ederiz."dedi.Azra burun kıvırarak;
-" Bu sıcakta neyin sohbetini yapacaksın acaba ? Güneşin bizi nasıl ısıttığının mı ?"diye sordu.
Kaan göz devirerek Azra'yı taklit etti.
Can;
-" Azra haklı. Bugün fazla sıcak. Cem abinin kafesine mi gitsek ?"dedi.Bu sefer Oğuzhan lafa atladı;
-" Abi o kafeden çıkmıyoruz ki tekrar gidelim. Hep oradayız. Başka bir şey düşünün."
Elimde ki telefonu cebime koyduktan sonra bizimkilere dönüp;
-" Bence en iyisi eve gitmek. Eve gidip yatalım ne dersiniz ?"
Oğuzhan kolunu omzuma attıktan sonra,
-" Normal şartlarda bu güzel fikri kabul ederdim Öykücüğüm ama bugün ilk gün. O yüzden malesef eve gidip yatamazsın."
Ters ters Oğuzhan'a baktıktan sonra;
-" Yapacak daha mantıklı bir fikriniz varsa dinliyorum."dedim.
Yağmur en neşeli haliyle;
-" Bence pizzacıya gidelim. Uzun zamandır gitmiyorduk hem.?"Diyince hepimizin gözleri parladı. Ve pizzacıya doğru yol aldık. Karnımız şişene kadar yedikten sonra, herkes evlere dağılmak üzere ayrıldı. Tabi ki Can ve ben ayrılmadık. Çünkü yıllardır aynı apartmanda oturuyoruz.
Yavaş yavaş yürürken karşıdaki pastande enfes gözüken pastalarla göz göze geldik. Artık pastalara nasıl baktıysam, Can gülerek bana bakıyordu.
-" Yesek mi acaba?"diye sordum.
-" Bence büyük bir pasta alıp eve götürelim. Hem film izleriz hem pastamızı yeriz. Ne dersin ?"dedi.
Sunduğu fikir o an çok cazip gelmişti. Hemen kabul ettim ve pastayı almak için pastaneye girdik. Hiç bir şeyi bana ödetmediği gibi pastanın parasını da bana ödetmedi.
En sonunda eve gelmiştik. Bizim eve girmeye karar verdik. Zili çaldım. Açan olmayınca anahtarı çıkardım ve apartman kapısını açtım. Annem nereye gitmişti ki acaba ?
Söylene söylene merdivenlerden yukarı çıktım ve evin kapısını açtım. Evim kapısını açmamla karşımda gülümseyen annemi görmem bir oldu.
-" Ya anne madem evdesin, neden uğraştırıyorsun beni ? Açıversene kapıyı."diye söylendim.
-" Şu üşengeçliğin gider belki diye uğraşıyorum canım kızım."
Arkam da Can'ı fark edince,
-" Aa Can sen de hoşgeldin evladım."dedi.Can gülümseyerek cevap verdi;
-" Hoşbuldum Meltem teyzeciğim."Odama geçtik. Bilgisayardan güzel bir film seçip izleme başladık. Akşam yemeğine Can'ın aileside geldi. Hep beraber yemek yedik. Yemekten sonra çay faslı başladı. Güzel bir sohbetten sonra evlere dağıldık.
Güzel bir günün ardından azıcık balkonda kitap okuyup, uyumak için yatağıma yattım.
O sırada telefonuma gelen mesaj sesiyle telefonu elime aldım. Mesaj Can'dandı.
-İyi geceler prenses.
"İyi geceler." Yazıp uykuya daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİLEM
Novela Juvenil1 KIZ VE ONA AŞIK OLAN 2 ÇOCUK... PEKİ SİZ İKİLEMDE OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?*