UUUPPP UZUUN BİR ARADAN SONRA...
İYİ OKUMALAR :*
Kapıdan sesler gelmesiyle hepimiz o tarafa döndük. İnanamayacaksınız ama ilk defa karşımda Hayriye nineyi görünce bu kadar mutlu oldum. Kadın resmen cankurtaranım oldu kurtardı beni canım ninem. Koşup Hayriye nineye sarıldım.
-"Hoş geldin Hayriye nineciğim !"
-"Kız git şuradan, yapıştı yine kene gibi. Bakıyorum da toplamışsınız tüm mahalleyi eve."
Azra hemen ayaklanıp yanımıza geldi.
-"Aşk olsun Hayriye nine biz senin için mahalle miyiz ?"
Hayriye nine bize tip tip bakıp,
-"Öylesiniz tabi şu tiplere bak. Uğraşsan denk getiremezsin şu tipleri bir araya. Bak birde içlerine birini daha almışlar. Sen kimsin çocuğum ?"
Rüzgar ayağa kalkıp, Hayriye ninenin elini öptü ve ona kocaman bi gülümseme attıktan sonra,
-"Rüzgar ben. Tanıştığımıza çok memnun oldum, Hayriye nineciğim."
Hayriye nine Rüzgar'ı şöyle bir baştan aşağı süzdükten sonra, her zamanki "nazar değmesin" hareketini yapıp Rüzgar'ın suratına tükürdü.
-"Tü tü tüüü. Maşallah çocuğuma. Ne yakışıklısın sen öyle. Öykü bak seni sevmem bilirsin ama sana alalım bu çocuğu. Maşallah kibarda."
Ben daha lafa girmeden Can atladı.
-"Ayıp oluyor ama Hayriye nine. Bana alacaktın Öykü'yü unuttun mu ?"
-"O yokluktandı çocuğum. Artık sana aşağı ki mahalleden sümüklü Duygu'yu alacağız."
Daha fazla dayanamayarak araya girdim.
-"Ya neyi alıyorsunuz siz be ? Ben böyle gayet iyiyim. Aşk evliliği yapacağım ben hem."
Hayriye nine her zamanki bakışıyla bana baktı.
-"Bak bak bak, şuna bak. Nasıl da cırlıyor. Evde kaldı bu. Aşk evliliğiymiş. Sen seni alacak birini bulduğunda şükret be. Sana şurada bir şeyler ayarlamaya çalışıyorum geleceğin için. Sen anca cırla ninene terbiyesiz."
Bu lafların üzerine tabi ki göz devirdim. Bizimkilerde gülüştü. Can her ne kadar geç kalsa da konuyu dağıtmak için Hayriye ninenin yanına gelip kolunu omzuna attıktan sonra,
-"Bizimkiler nerede nineciğim ?"diye sordu.
-"Çek o elini sırnaşma bakıyım. Yemeğe gönderdim onları. Torunumun doğumu şerefine. Hem siz boşverin onu bunu da ne yapıyordunuz siz o şişeyle ?"
Kaan,
-"Şişeye oturtmaca oynuyorduk nine." Dedi.
Ah be Kaan yapmayacaktın bu espiriyi kardeşim. Hayriye nine Kaan'a tip tip bakıp,
-"Ben oturtayım seni yavrucuğum bir daha kalkama o şişeden. Sallandıra sallandıra gezersin artık."
Kaan morali bozulmuş bir şekilde başını sallarken biz gülme krizine girdik. Yağmur gülmeyi bırakıp,
-"Şişe çevirmece oynuyorduk nine." Dedi.
Hayriye nine suratını buruşturarak,
-"Bir şişe çevirmeniz eksikti zaten. Ben gelmesem daha neler yapardınız bilemem artık." Dedikten sonra hepimizi tek tek süzdü. Kızlar olaraktan hepimiz şort giymiştik ve Hayriye ninenin bakışları hiç güvenli gözükmüyordu.
-"Yavrum pantalonlarınızın devamı nerede acaba ?"
Kaan kocaman bir kahkaha patlatınca gözlerimi devirdim. Hayriye nineyle 66789679 kere şu şort davasını tartışmıştık ama her gördüğünde laf sokmaya devam ediyordu.
-"Bak gördün mü nasıl hoşuna gidiyor çocuğun. Siz de işinizi iyi biliyorsunuz. Az kurnaz değilsiniz."
Hayriye nineye anlamayan bakışlarla bakmıştım. Ne demek istedi öyle ? Ben tam lafa atlayacakken Yağmur girdi araya,
-"Ayıp ediyorsun ama Hayriye nineciğim. Ne demek işinizi biliyorsunuz falan ?"
-"Çocuğum size kaç kere söyleyeceğim ben ? Erkekler abazadır. Hele şu yanınızdakilerden bahsetmiyorum bile. Tü maşallah Rüzgar çocuğum çok efendi birisine benziyor. Şu asalaklar gibi değil evladım. Maşalllahh.
Gülerek Rüzgar'a baktım gülmemek için kendini zor tuttuğu her halinden belliydi. Göz göze gelince ikimizde kahkaha atmaya başladık. Hayriye nine bize tip tip bakıp,
-"Erken başladınız siz fingirdeşmeye. Olur falan dedikte yavaş gidin azcık çocuğum." Diyince yine ben lafa atlayamadan Can atladı.
Bi lafa atlatmıyorsunuz kardeşim la azcıkta biz konuşalım.
-"Bak cidden kırılmaya başlıyorum Hayriye nine."
Hayriye nine Can'a vah vaah yazık bakışları attıktan sonra biraz düşünür vaziyette,
-"Görünen köy kılavuz istemez evladım." Dedi.
Can'ın sinirlendiği her halinden belli oluyordu. Hızlıca ayağa kalkıp,
-"Oyun bok oldu zaten oynamaya gerek yok. Yatalım artık."dedi ve koşar adım odasına gitti.
Hayriye nine fısıltıya benzer bir seste,
-"Kıskandıysa demek ki." Deyince Kaan güldü.
-"Seviyor çocuk ne yapsın ?"
Bu lafın üstüne bende sinirlendim ve ayağa kalkıp mutfağa doğru ilerledim. Mutfakta biraz oyalandıktan sonra –yaklaşık 15 dakika- içeri gittim. Kızlar yatakları ayarlamış, sohbete koyulmuşlardı. Biraz onlarla oturduktan sonra sohbet sarmayınca balkona çıktım ve salıncağa oturdum. Yaklaşık beş dakika sonra Rüzgar elinde bir örtüyle yanıma geldi ve örtüyü uzattı.
-"Üşümüşsündür."
Teşekkür ederek örtüyü elinden aldım ve üstüme örttüm. Gülümseyerek yanıma oturdu.
-"Durumlar karışık gibi."
Keyifsizce başımı salladım. Üzerimdeki örtüyü kaldırıp kendi üstünede serdikten sonra, fazla göz teması kurmamaya çalışarak,
"Anlatmak ister misin ?" dedi.
Sorusu karşısında biraz düşündüm. Ama neyi nasıl anlatacağımı bilmiyordum ki.
-"Can beni seviyor." Ağzımdan çıkan tek cümle bu olmuştu.
-"Sorun bu mu yani ?" dedi.
Başımı olumsuzca iki yana salladım.
-"ben.. bilmiyorum. Biz yakın arkadaştık. Her zaman bana diğerlerinden farklı davrandığını biliyordum ama ne bileyim hiç o gözle düşünmemiştim. Şimdi kararsızım sanırım."
-"Kafan karışık." Biraz bekledikten sonra devam etti.
"-Peki onu seviyorum diyebiliyor musun ?"
Epey bir düşündüm bu soruyu. Ama seviyorum diyemiyordum.
-"Hayır. Dedim ya o gözle bakamıyorum ona. Buna rağmen sırf üzülmesin diye ondan zaman istedim."
Gülümseyerek,
-"Zamanla duyguların değişir belki ?" dedi.
Gülümseyerek ona baktım,
-"Öyle mi dersin ?"
Kafasını salladı.
-"Bu konular hakkında fazla düşünüp canını sıkma derim ben. Zamanla her şey hallolulur zaten. Bir bakmışsın aşık olmuşsun."
-"Aşık olma kısmını bilmiyorumda, umarım her şey yoluna girer." Dedim.
-"Umarım." Dedi
Biraz daha sohbet ettikten sonra gözlerim kapanmaya başlamıştı. Her zamanki gibi uykuya meydan okuyamadım ve kafamı Rüzgar'ın omzuna gömdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İKİLEM
Teen Fiction1 KIZ VE ONA AŞIK OLAN 2 ÇOCUK... PEKİ SİZ İKİLEMDE OLSAYDINIZ NE YAPARDINIZ?*