Konser başlayınca Rosé ile beraber şarkıya eşlik edip dans ederken bir anda Irene ve Joy'u gördüm. İkiside çok güzel kızlar olmalarına rağmen yıllardır herkese zorbalık yapıyorlardı, bu da onların güzelliğini tamamen siliyordu. Yanımıza gelip bir hafta sonra olan partileri için olan ve özensizce hazırlanmış olan davetiyeyi verdikten sonra aşşağılayıcı bir şekilde kahkaha atıp yan tarafta duran kızlara davetiye vermeye gittiler. Rosé başını yan tarafa çevirince Irene ve Joy'un davetiye verdiği yan sınıftan olan Lisa'ya davetiye verdiğini gördü. Rosé, Lisa ile çok küçük yaştan beri arkadaşmış ve tabi ki doğal olarak onun yanına gitti ve sarıldılar. Rosé'yi çok fena kıskanmıştım. Ben de yanlarına gidince onların koyu bir sohbete daldığını gördüm, üzülmüştüm.
Beni fark etmemişlerdi bile. O ikisi gülüşürken Lisa'dan nefret ettim. Ne kadar iyi birisi olduğunu biliyordum çünkü aynı proje grubundaydık ve çok iyi anlaşmıştık. Rosé beni fark ettiğinde hatasını anladı ve özür diledi. Lisa'ya görüşürüz diyip sahte bir gülümseme takınıp Rosé'nin elinden tuttum. Biraz fazla kaba olmuştum ama bunu fark eder etmez "Gel Rosé içecek almaya gidelim." Dedim. O da kabul edince kahve alıp birer iskemleye oturduk. Bana neden öyle yaptığımı sorduğunda alındım, çok mu kabaydım? Bana bomboş bir bakış atıp kafasını yana çevirdiğinde kahveyi masaya bırakıp Rosé'nin yüzünü kendime doğru çekip özür diledim ve ona sarıldım. Rosé'de bir süre hareketsiz kaldıktan sonra bana sarıldı ve ayrıldığımızda müziğin hafiften gelen sesine gülümseyip mırıldanmaya başladık. Bir anda Irene ve Joy'un partisine gidip gitmeyeceğini sorduğumda "Bilmiyorum ama gideceğim çünkü buralarda yeniyim ve arkadaş edinmek istiyorum." Dedi. Benim de gelmem için başımın etini yediğinde kabul ettim. Konser alanına yürürken konserin 2 saat erken bittiğini görünce panik oldum, abim neredeydi? Görevlilere sorduğumda konserde ayağının burkulduğunu söylediler ama eğer sadece ayağı burkulsaydı abim konseri bitirmezdi, biliyordum çünkü abimi tanıyordum. Hemen bir taksiye binip abimi hastaneye götüren ambulansı takip etmesini söyledik. Hastaneye vardığımızda başım deli gibi ağrıyordu. Yarım saat içinde ne olmuştu? Ben keyif yapıp kahve içerken abime ne olmuştu?! Hemen abimi götürdükleri odaya doğru koştum. Doktor beni durdurdu ve abimin iyi olduğunu söyledi ayrıca sırıtıyordu. O an onun o ağzını yırtmak istedim. Arkadan gelen Rosé elimi tutup beni çekince yanına gittim, bir sandalyeye oturduk. Ben ağlamaya başlayınca Rosé elinin tersi ile göz yaşlarımı sildi ve beni neşelendirmeye çalıştı. Benden iyi bir tepki bulamayınca bana sımsıkı sarıldı, omzuna gözyaşlarım düşüyordu ama aldırış etmedi. Uzun bir süre bana sarıldı ve yanağımdan öpüp burada beklememi tembihledi
Rosé'nin gözünden:
Jennie çok korkuyordu ve ben de endişelenmeye başlamıştım. Jennie'yi teselli edip doktorun yanına gittim
Doktor: "Yoongi şu an iyi ama sahnedeyken patlayan havai fişekler yüzünden panik atak geçirmiş ve bayılmış, ayrıca bileği burkulmuş çok hareket ederse kırılabilir o yüzden alçıda kalmak zorunda."
Ne kadar kötü şeyler olsa da durumunun iyi olduğunu duymak beni neşelendirdi ve koşarak Jennie'nin yanına gittim. Olanları anlatınca korkusu geçti ama hâlâ stresliydi. Jennie'yi ikna ettim ve hastaneden çıktık. Bu gün benim evimde kalacaktı çünkü yalnız hissetsin istemiyordum. Ev zaten pek uzak değildi, yürüyerek gittik. Eve varınca hemen kahve yaptım ve içtik. Aniden boynuma atlayıp "Yanımda olduğun için teşekkür ederim." Dedi. Utanarak her zaman yanında olacağımı belirttim. Nede olsa okulun ilk gününden bile bana çok nazik davranıyordu ve iyi biriydi, üzülmesini istemezdim.
Uykumuz ağır bastığında koltukları hazırladık ve uykuya daldık
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni seviyorum /𝘾𝙝𝙖𝙚𝙣𝙣𝙞𝙚/
Teen FictionAçıklama koyunca genelde hikayenin heyecanı kaçıyor fakat chaennie shipperların seveceği türden bir hikaye