Ağlayarak partiden çıktım ve koşmaya başladım. Nereye gittiğimi kendim bile bilmiyordum fakat koştum, koştum, koştum.
Sanki ben koşunca her şey düzelecek. Saçmalık.Elimdeki telefondan durmadan bildirimler geliyordu. Okumak için durdum ve biraz soluklandım.
Rosé:
Hey nereye kayboldun
Jennieeeee
Heeyyy
Hey
Orada mısııınn?
Bak korkmaya başladım
Seni dışarı çıkarken görmüşler neredesin?
Off geliyorum.Geliyorum dediğini görünce biraz mutlu oldum açıkçası. Beni merak etmişti sonuç olarak. Belki de benim hoşuma giden şey beni merak etmesidir diye düşündüm ve daha hızlı koşmaya başladım.
Rosé'nin gözünden:
Jennieyi bulduğumda bir ağacın kenarında oturuyordu.
Yanında telefonu vardı ve bir şarkı çalıyordu. Jennie'de ona eşlik ediyordu"I'm the dead girl in the pool"
Yanına gittim ve iyi olup olmadığını sordum. Beni görünce hemen ayağa kalktı ve "Ben iyiyim, gidebilirsin." Dedi. Diyecek şey bulamadım ve sadece peki demekle yetindim.
Yavaş adımlarla partinin olduğu eve geri döndüğümde bir anda bir fren sesi duyuldu. O an her şeyi unutmuş, tek yaşama sebebim Jennie'ymiş gibi kalbimin hızlı hızlı atmasına rağmen son hızla koştum. Etraftaki herkes bir kadın bedeninin önüne toplanmıştı. O tarafa doğru hızlı adımlarla yürüdüğümde "Jennie" diye çığlık attım. Bedenin kime ait olduğunu bilmiyordum fakat Jennie olduğunu hissetmiştim sanki. Biri beni uzaklaştırdı ve o sırada "Tüh güzel kız gencecikmiş daha." Diye bir ses duydum. Sesi duymamla beraber ağlamaya başladım.
Arkadan gelen Jisoo ve Lisa beni alıp evlerine götürdüler. Ne yemek yiyordum ne su içiyordum. Ayrıca haberlerde o "kadının" Jennie olduğu da geçiyordu. Hastaneye kaldırılmıştı fakat Lisa yanına gitmeme bile izin vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni seviyorum /𝘾𝙝𝙖𝙚𝙣𝙣𝙞𝙚/
Teen FictionAçıklama koyunca genelde hikayenin heyecanı kaçıyor fakat chaennie shipperların seveceği türden bir hikaye