Eksi Sonsuz

45 7 22
                                    

Selamlar herkese

Öncelikle başlama tarihinizi bırakır mısınız?

Aslında kitabın adı kara kurt olacaktı ama karanlığın esiri olması yönünde karar kıldım. Yeni karakterlerin dünyalarına girmek oldukça eğlenceliydi. Ay izine bölümler gelmeye devam edecek.

***

İstanbul'un sessiz, puslu ve karanlık bir pazar günü gecesinde bir cinayetini daha geride bırakmıştı. Kurbanlarını gözden uzakta seslerini duyuramayacağı ve kimse tarafından fark edilemeyeceği yerlerde öldürmeyi tercih ediyordu. Kızıllaşan ela gözlerinin ardından kurbanlarının can verişini izlemek onun için büyük zevkti ve aldığı hazda günden güne artıyordu.

İçindeki öldürme arzusunu kontrol altına aldıktan sonra parmakları arasında tuttuğu silahını namlusuna geri koydu.

Karşısında ki şömine de harlanan ateşe kısa bir bakış attıktan sonra bakışlarını tekrar saatler önce öldürdüğü kurbanına çevirdi. Zevk duygusunu bastırmak için bir şeyler yaptığı söylenemezdi ama bunun önüne geçmeye çalışmıyor değildi de.

Onu pençelerinde arasında tutan hastalığını bastırması her gün daha da zorlaşıyordu. Psikoloğu tarafından geçen sene kişilik bozukluğu teşhisi konulmuştu ve gözlem altında tutulması gereken hastalardan biriydi ama psikoloğunun dediklerini pek umursamıyordu. Zaten babasının isteği üzerine psikoloğa gidiyordu ve her seferinde tedaviyi reddediyordu. Zaten kim olduğunun farkında bile değildi. Ruhunu etkisi altına alan karanlığın önüne geçemiyordu ve ona ayak uydurmak zorunda kalıyordu.

Psikoloğu bir an önce tedaviye başlaması gerektiği üstüne basa basa söylüyordu ama o iyi olduğunu ve psikoloğunun ilk önce kendini tedavi etmesi gerektiğini söylüyordu. Psikoloğunun karşısında bile ani duygu değişimleri yaşayabiliyordu ama bunun farkına bile varamıyordu.

Zengin bir ailede doğmuş olmasına rağmen babası onun çakmakçı soyadına layık olmadığını ve soyadının altında ezildiğini söylerdi. Çakmakçı soyadının tek varisiydi ve babası tedaviye başlamazsa onu mirasından reddetmekle tehdit ederdi. Gerçi bu da umurunda değildi. Onu tedaviye ikna etme çabalarını geçiştirir ve birkaç gün eve uğramazdı. Annesinin onun için pek endişelendiği söylenemezdi. Annesinin tek umurunda olan şey gösterişli mücevherlerini ve marka kıyafetlerini sosyeteye göstermekti.

Derin bir nefes aldıktan sonra kurbanını ağaçların arkasında kalan izbe araziye taşındı. Daha önce onun için derin bir çukur açmıştı. Kurbanını derin çukurun içine attıktan sonra üzerinörtecek kadar toprak attı. Puslu gözleriyle kurbanlarını gömdüğü araziyi inceledi. Onun için burası saklı bir cennet gibiydi. Zaten burayı da saklı cennetim diye ifade ederdi. Onu burada kimse duyamaz ve göremezdi. Bu da onun için büyük nimetti.

Kurbanlarını önce etkisiz hale getirir ve buraya getirirdi. Getirir getirmez bir sandalyeye bağlar ve uyanmalarını beklerdi. Onları uyanıkken öldürmek büyük zevk duyardı ve sonra buraya getirirdi. Daha sonra da açtığı çukurlara gömerdi. Eve gelince de ateşin karşısına geçer ve votkasını yudumlardı. Stresini atmaya çalışırdı.

Bu dağ evini aldığından kimsenin haberi yoktu. Burayı bilen bir tek satın aldığı yaşlı adamdı. Yaşlı adam istese de artık kimseye bir şeyler anlatamazdı. Geçen sene kanserden dolayı yaşlı adam hayatını kaybetmişti. Ev sahibini öldürecek kadar gözünü karartmış değildi.

İşlediği cinayetlerden kimsenin haberi olmazdı. Her şeyi kendi içinde başlatır ve bitirirdi. Ailesiyle bile iletişim kurmakta güçlük çekerdi. Tek doğru dürüst iletişim kurduğu psikoloğu Arın Abalıoğlu'ydu.

KARANLIĞIN ESİRİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin