Merhabaa, yine buradayım, yeni bölüm için! Umarım beğenirsiniz, yani bunun için çok kafa patlatıyorum, o yüzden umarım buna değiyordur. Her neyse, tekrardan merhaba!
××××××××
"Tanrım, sen çoktan kötü haberi almışsın.."
°°°°°°°°Kafamı sadece Elliot'ın gelişine yorduğum için Ashton'ın kötü haberini sormamıştım. Korkuyordum, sonuçta psikopat, manyak eski sevgilisi peşine takılmış bir genç kızdım.
"Elliot burada Ashton."
"Tatlım, biliyorum. Kötü haberde buydu zaten."
Tanrım, en azından başka kötü haber yoktu ama bu oldukça kötü bir haberdi zaten.
"Ashton, ne yapacağız?"
Bize kulak kesilen mavi gözlerin üzerimde gezinmesini saymıyorum bile. Her zamanki gibi çok soru soracağa benziyordu.
"Hiçbir şey?"
"Ashton, ne demek hiçbir şey? Burada psikopat bir manyaktan bahsediyoruz. Yine bana bir şey yapmaya kalkışırsa?"
"Cesaret edemez, en azından ben varken."
"Geçen sefer evimden kaçırdığı gerçeğini saymazsak tabii."
Artık gözlerimi devirmek tik gibi olmuştu Ashton'ın yanında. Sonuçta bu Ashton Irwin idi. Stiles Stilinski'ye benziyordu. Sürekli gülmek ile göz devirmek arasında kalıyordum, ve, hep göz deviriyordum.
Ashton upuzun parmaklarını kıvırcık saçlarının arasından geçirdiğinde etrafı, daha çok ciğerlerimi, nane kokusu kapladı. Bu koku beni her zaman güvende hissettirirdi. Fakat şuanda bu kokunun bile bana bir yararı yoktu.
"Blair, sakin ol tamam mı?"
"Ashton, korkuyorum." dediğimde o yapılı kolların bedenimi sardığını hissediyordum sadece. Bu şekilde kalsak hep, güvende. Zaman dursa, düşünmek diye bir şey olmasa. Korku. Endişe. Keşke, olmasa. Fakat, korkum olmasaydı, Elliot olmasaydı, Ashton olmayacaktı. Keşke zaman dursa, ve biz hep böyle kalsak. Keşke zaman dursa.
"Korkma, akşam her zamanki gibi Calum'a odaklan." dediğinde kollarının arasından kurtuldum. Tanrım, her şeyde onu araya sokmasından nefret ediyorum. Her kavgamızda, her sarılmamızda. Aramızda kocaman bir ara varken bile, nasıl aramıza girebiliyor anlamıyorum. Tamam, Calum'ı seviyor olabilirim. Ama bu her zaman kavga konumuz olmalı anlamına gelmiyor, değil mi? Kavga edeceğimizi anlamış olan Luke, araya atladı.
"Durun, durun, sırası değil. Bir fikrim var."
"Neymiş?"
"Bir geceliğine sende kalacağız."
"Luke," gözlerimi devirmemek için kendimi zor tutmuştum ama tabii ki de devirmiştim, "Bir sorunumuz var, o sadece bir günlük burada değil. Okula geldiyse, artık burada yaşıyor demektir. Her gece de bizde kalamazsınız?" Haklı olduğum bir konu vardı, o artık hep buradaydı.
"E, ne yapacağız o halde?" dedi, Ashton ve sevgili telaşlı ses tonu.
"Ne yapalım, bende kapıları kilitleyip Calum'a odaklanırım?" dedi, yüzümde adi bir gülümseme vardı. Sonuçta, Calum üzerinden kavgayı hep o çıkartamazdı? Onu sadece iğnelemek istemiştim. Ama bu onun arkasını dönüp gitmesine yol açmıştı ve bu ihtiyacım olan son şeydi. Kavga ettiğimizde yaptığı tek şeydi bu. Arkasını dönüp kaçmak. Ama söylediğimde haklıydım. Her ne kadar Ashton, sevgilim olsada, Calum fazlası ile dikkatimi dağıtıyordu. Ve bende, her zamanki gibi ona Tweet atacaktım. Belki en yakın arkadaşım Briana -her ne kadar Avustralya'da olsada en yakın arkadaşım, ve Calum'a sadece bir kaç adımlık yolda oturduğunu söylemiyorum bile- onunla konuşurdum. Aslında çoğu zaman onun yanına taşınmayı bile düşünmüş olabilirim. Ve, farkına vardığım bir şey var. Luke ise, Ashton'ın peşinden gitmek ile benim yanımda kalıp -daha çok soru sormak- kalmamak arasında kalmış gibi gözüküyordu.
![](https://img.wattpad.com/cover/32633804-288-k303220.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Silent Of Scream
Ficção AdolescenteBlair hep bir kaçış yolu arıyordu. Hem kaçmak, hemde kendi kalbini kıranlardan intikam almak istiyordu. O normal bir kızdı fakat hep zorluklarla büyümüştü. Kalbini kıran insana oldukça bağlıydı ve en önemlisi, intikam almak istediği çocuğa en başınd...