07.Mayıs.2021
Oy ve yorumlarınızı eksik etmeyin.
§Medya : Ulun Smithson (KARAÇALI)
§
"Kafamın içinde çok fazla vakit geçirdim. Ve sonrada aklımı kaybettim..." ⛓️
§"Odandan sakın çıkma. Telefonu buraya bırakıyorum, kulaklık çekmecende ses çıkarma. Birazdan yemeğini sana getiririm." annemin beni her akşam olduğu gibi uyarmasına göz devirdim.
Neden uyarıyor diye soruyorsanız, annem bir hayat kadınıydı ve yattığı kişilerin bir çocuğu olduğunu bilmesini istemiyordu.
İşime geliyordu çünkü başım belaya girebilirdi.
Ben kim miyim?
Ulun, 5 yaşımdan bu yana İngiltere de yaşıyordum.
Nedeni ise acayip birşey, babamdan kaçtığımızı hatırlıyor gibiyim.
Yada annemin beni kaçırdığı.
Babamın ismini hatırlamıyorum, abilerimin olduğunu biliyorum ama hiçbir türlü yüzleri aklıma gelmiyordu.
Annem içeriye tekrardan girip elindeki tepsiyi masama koydu. Eline telefonunu alıp yanıma geldi.
"Bugünki adam bu, bir şey olursa haberin olsun. Sabah silerim zaten ben."
Zordu, gerçekten zordu. Siz gerçek ailenizi görmek isterken hergün başka bir adamın fotoğrafını görmek. .
İnsanın annesinden nefret etmesini sağlıyordu. Evet annemden nefret ediyordum.
Kaçmak yerine boşanabilirdi, bu hayatı yaşamak yerine başka bir hayatı yaşayabilirdik.
"Ses çıkartma, önceki gecelerdeki gibi." diye bana göz kırpıp lambayı kapatı ve kapıyı kilitledi.
İşte hayatım böyledi benim. Bu karanlık odada, kedim Ash'la her gece hayatımı sorgulamakla, yorgunluktan uyuya kalan biriydim.
Ortaokulu okuyup, okuldan alınmıştım. Sebep ise sosyal medya açmak istememdi ve liseye geçince arkadaşlarımın benim aklımı çelip, hesap açmamı engellemekti.
Çok mükemmel bir sebepti değil mi?
Okuldan sonra hayatım, ev ve market olarak gidip gelmişti.
Bendeki en değişik ve eşsiz olan şey ise acıyı hissetmiyordum. Analjezi acıya duyarsızlık.
Tanrının lütufuydu buda.
Kapının açılma sesiyle oturduğum yatağımdan çekmeceme uzanıp kulaklığımı aldım ve tüyleri kül gibi olan kedime baktım.
"Yine başlıyoruz Ash.." anladığını belirtir bir şekilde miyavladı. Buruk bir tebessüm bahşettim ona.
Neler olacaktı biliyor musunuz. Önce güzel bir konuşma, içki kadehlerinin sesleri, öpüşme sesleri odaya girip işlerini görüp adamın siktir olup gitmesi.
Ve en acısıda annemin hiç bi' bok olmamış gibi o lanet gülümsemesini takınıp odama gelmesi.
Telefonu uçak moduna alıp kulaklığımı takıp yatağa uzandım ve sabah olmasını bekledim. Her zaman yaptığım gibi.
§
"Bu yaptığının hesabını vereceksin seni sürtük kadın." kulaklarıma ulaşan bağırma sesiyle gözlerimi açtım.
Nasıl bağırdığının farkında değil miydi bu adam? Çalan şarkı bile onun sesini bastıramamıştı.
Umursamadım.
Çünkü annem o adamlara zevk veremeyince böyle oluyordu. Bir kaç gün sonra gelip yine göt göte veriyorlardı.
Bu kadardı her şey. Hiçbir zaman değişmemişti.
Bağırışmaların son bulmasını beklerken daha da artıyordu.
Kulaklığı telefondan çıkartıp polisi aradım. Aralıklı diğer aktivitemde buydu. Polis aramak.
"Acil durum hattı, buyrun?"
"Merhabalar efendim. Bulunduğum mahallede sanırım karı koca kavga ediyorlar. Bu durumdan rahatsız oluyorum bu saatte çok gürültü yapıyorlar."
"Adresi söyler misiniz lütfen?"
"Çabuk olursanız sevinirim. Liverpool, Bebington..."
Telefonu kapatıp bekledim başka ne yapabilirdimki?
Kaçmak. Kaçmak saçmalıktı ne kadar bu hayatı sevmesem bile yalnız başıma hiç bi' bok yapamazdım.
Belki bir umut annem insafa gelip, bu lanet olası hayatta boğulduğumu anlayıp beni babama gönderirdi.
Hayal kurmayı kes artık!
Bu sefer kulaklığımı takmadan kafamı yastığa koydum, aşağıdaki sesler sanki yokmuşcasına karanlık olan odamda, kedimin karanlığa inat parlayan gözlerine odaklandım.
Karanlıktan korkardım ama alıştım. Alışmak zorunda kaldım. Pişman değilim karanlık her zaman, herşeyi güzel saklardı. Yatağıma çıkan dört ayaklıyla onu daha çok kendime çektim.
Korkmuştu anlaşılan.
Az sonra gelen siren sesleriyle yüzümde oluşan gülümseme beni sevindirmişti.
Tekrardan uyuyabilecektim.
Polislerin ikisinide karakola götürmek istediğini söylemesi içimdeki mutluluğu biraz daha arttırdı. Sakin kafayla uyuyabilecektim.
Kapıma tekme atılmasıyla korksamda ses vermedim. Anlamıştı benim çağırdığımı.
Anlasa ne olacak beni mi yatakta becerecek?
Ağırdı söylediğim bu sözler...
Bir kadın için, bir anne için ama lanet olasıca kadın beni neden peşinden sürüklemişti.
Bir süre sonra kapımın kilidi açılıp aşağıya inildi. Sabaha kadar başka yerde olacaktı o zaman.
Oluşan sessizlikle Ash'ın patisini elime alıp öpücük kondurdum. Gözlerim yavaşça kapanırken battaniyenin altına girip kendimi uykunun kollarına bıraktım.
§
°Merhabalar yeni bir kurgu ile karşınızdayım....
°Konu yine abiler falan ldfnldkflskdd.
°Kısa bir bölümdü ama uzun bölümler gelecek, merak etmeyin :)
°Bu konuyla ilgili bir kitap okumuştum yalan yok çok beğendim ve bende yazmak istedim. Kitabın ismini hatırlamıyorum ama panoma koyacağım.
°Bu sefer karakterimiz derbeder, soğuk, asosyal veee acı hissetmiyor.
°Annemize böyle bir karakter vermek benim için zor oldu fakat, yaptımm. Lanet ben!
°Ulun hakkında az buçuk fikir sahibi olduysanız ne mutlu bana :)
°Bölümlerin belirli sınırı veya günü olmayacak, ne sıklıkla atacağımı daha hesaplamadım. Kafama göre takılırım diye düşünüyorum.
°Hoşçakalınnnnn
Instagram : skyloverelf
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kopuk Hayatlar ¦ §
JugendliteraturAnnesinin bir gece ailesin ayırdığı küçük kız. Her şeyden soyutlanmış sadece annesi ile olan sohbetleri ve geceleri odasına kapanan bir kız. Eskiden doğmuş ve annesinin tek kusuru olan bir kızın hikayesine, Hoşgeldiniz.